Durukan, zeytin karasuyunu ekonomiye kazandıran makine ile Nobel istiyor
Durukan, zeytin karasuyunu ekonomiye kazandıran makine ile Nobel istiyor
EDREMİT - Zeytin toplama işlemi sırasında ziyan olan zeytin ağacı yapraklarını kendi fabrikasında işleyerek çay haline getiren ve küçük paketler halinde Almanya ile Portekiz'e ihraç eden Edremitli işadamı Faruk Durukan, şimdi de çevre kirliliği yaratan zeytin kara suyunun, yem ve kozmetik sektöründe kullanılmasını sağlayacak bir makine geliştirdiğini bildirdi. Geliştirdiği makineye patent almak için başvuran Durukan, ürünü ile Nobel'e aday olmak istiyor. Balıkesir'in Edremit ilçesinde faaliyet gösteren Kale Olive Leaf Ltd. Şti'nin Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Durukan, zeytin yaprağından çay ürettikten sonra bir extrak laboratuvarı kurma fikirlerinin oluştuğunu söyledi. Durukan, "Laboratuvarda 40 çeşit bitkiden öz elde ediyoruz. Bu laboratuvarda yaptığımız birtakım çalışmalar sonucunda zeytin kara suyu için de proje geliştirdik" dedi. Kara suyun 3 bin yıldan bu yana zeytinyağı üreten toplulukların başına bela olduğunu anlatan Durukan, şöyle devam etti: "Zeytinyağı parçalama, sıcak su verme ve presleme (sıkma) gerçekleştirilerek imal edilir. Sıcak suyun zeytinle teması halinde zeytindeki enzimler suya geçer suyla birlikte havuzlara gider. Havuzlarda bekletilir. Yağ üste çıkar kara suyu ise alta çöker. Teknolojinin gelişmesi ile de aynı yöntem makineleşmiştir. Dekontörden ve speratörden çıkarken kara su ve yağ ayrılır. Eskisi gibi havuzlarda bekletilmez. Türkiye'de yağ üretimi esnasında her yıl ortalama 1 milyon ton kara su çıkar. Bu kara su toprağa düştüğü zaman toprağı verimsiz hale getirir. Dere ve akarsulara dökülmesi halinde balık ve canlılarda ani ölümlere yol açar. Zeytincilikle uğraşan gelişmiş ülkelerden İspanya, İtalya da bu soruna bugüne kadar çözüm bulamadı." Hücreleri yeniliyor Bilim adamlarının bugüne kadar geliştirdiği yoldan farklı bir uygulama yaptıklarını öne süren Durukan, "Bilim adamları güneş ışığı görmüş ve fermantasyona uğramış kara su üzerinde çalıştıkları için bozuk veriler elde etmişler. Oysa kara suyu güneş görmeden azot gazı altında işleme tabi tuttuğumuzda oleouropein gibi çok değerli maddeler çıkıyor. Oleuropein canlılarda hücre yenilenmesini sağlıyor. Bu nedenle başta kozmetik sektöründe olmak üzere yem sektöründe de kulanılabilir maddeler bulmuş oluyoruz. Bu anlamda üniversitelerle de temas halindeyiz" diye konuştu. Dünyada ilki başarıyoruz İşledikleri kara suyu Japonya'ya gönderdiklerini anlatan Durukan, "Japonya'da bu hammaddenin kozmetik sanayiinde krem, sabun vb. ürünlerin yapımı gibi geniş kullanım alanı var. Türkiye'de 1 ton atık kara sudaki katı madde miktarı 50 bin ton. Kilosu 10-100 YTL arasında değişir. Dünyaya problem olan sorunu bu proje ile böylesine faydalı hale getiriyoruz. Bu anlamda dünyada bir ilki başardığımızı söylemek mümkün" dedi. 2 bin 500 ton kara su, 25 bin YTL Durukan, geliştirdikleri makineyle sadece kara su sorununa çözüm bulmak için bir adım atmadıklarını, atığı aynı zamanda ekonomiye yeniden kazandırdıklarını iddia etti. Durukan, "Ürüne patent almak için başvurduk, uluslararası anlamda da patent alacağız. İsteğimiz, patentimizi alır almaz Nobel'e başvurmak. Projemiz sayesinde zeytinyağı fabrikaları bugüne kadar elde etmedikleri bir gelir de elde edecekler" dedi. Bir zeytinyağı fabrikasının ortalama 40 ton zeytin işleyerek günde 2-3 bin YTL kazanç elde ettiğini söyleyen Durukan, şöyle devam etti: "40 tonluk zeytinden 2 bin 500 kilogram zeytin özü yani kara su elde edilir. Bu özün piyasa değeri 25 bin YTL. Yani, zeytinyağı fabrikası günde 3 bin YTL kazanırken, başına dert olan atık malzemeden günde 25 bin lira gelir elde edecek. Bu dünyayı sarsacak bir proje. Bu proje dünyada süren AR-GE projelerinin çok önündedir." DTE:02-05-08