Ekonomistler ABD'deki mali uçurum kararını yorumladı
"Türkiye'ye sınırlı da olsa olumlu yansımaları olacak"
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Ekonomistler, ABD'deki mali uçurumdan kurtulmayı öngören tasarının Temsilciler Meclisi'nde onaylanmasının Türkiye'ye sınırlı da olsa olumlu yansımaları olacağını belirtiyorlar.
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, daha önce 2011'de borç tavanı ile ilgili yaşananların ardından bir uzlaşmanın gelmesi konusunda bir tereddüt olmadığını ancak o dönemde bunun ne kadar süreceğinin önemli olduğunu ifade etti.
"Bugün itibarıyla ise darboğazın aşıldığını ancak kısmen de konunun ötelendiğini görüyoruz" diyen Dağdeviren, iki ay sonra harcama kısıntıları konusunda yeniden bir uzlaşma sağlanması ve Şubat ortası gibi ABD'nin borç tavanının bir kez daha artırılmasının gerektiğini söyledi.
Dağdeviren, yüksek gelirlilere yönelik vergi artışının da ABD'de özellikle yılın ilk yarısında tüketim talebinin canlanmasını bir miktar sınırlandırabileceğini kaydetti.
Kararın Türkiye'ye olası yansımalarını da değerlendiren Dağdeviren, belirsizliklerin aşılmasının global risk iştahını desteklediğini, bunun da 2013'te genel olarak beklendiği üzere Türkiye'ye sermaye girişlerini güçlendirebileceğini belirterek, "Ancak burada ivmenin yılın ikinci yarısında hissedilmesi olasılığı daha yüksek. Çünkü ilk yarıda dış gelişmeler hala oynaklık yaratabilir gibi görünüyor. Sonuç olarak Türkiye'yi en olumlu etkileyecek gelişme küresel ekonomik büyümeye dair belirsizliklerin ciddi anlamda azalması olacaktır. Tüm gelişmeleri bu perspektifte değerlendirmekte yarar var" dedi.
"Belirsizlik ortadan kalktı"
Oyak Yatırım Menkul Değerler Ekonomisti Gülay Elif Girgin, mali uçurum konusunda uzlaşma sağlanamayacağı gibi bir durumun zaten beklenmediğini vurguladı.
Borç tavanı uygulamasının ilk olarak 1917 yılında uygulanmaya başlandığını ve söz konusu tarihten bu yana 91 kez tavanın yükseltildiğini hatırlatan Girgin, "Anlaşamama durumu esas olarak ABD'yi dolayısıyla küresel ekonomiyi etkilerdi. Uzlaşma sağlanamaması halinde ABD ekonomisinin yüzde 2 daralması gibi bir durum söz konusuydu" dedi.
Türkiye açısından olumlu sayılabilecek unsurun belirsizliğin ortadan kalkması olduğunu anlatan Girgin, aynı zamanda küresel likidite ve küresel faiz açısından olumlu yansımaları olabileceğini dile getirdi.
"Türkiye'ye etkisi sınırlı olur"
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Ekonomisti Prof. Dr. Muhsin Kar da Türkiye'nin ABD ile dış ticaretinin sınırlı olması nedeniyle tasarının onaylanmamasının Türkiye'yi doğrudan etkilemeyeceğini ifade ederek, "Bize olan etkisi Avrupa üzerinden olurdu. Kararın resesyondaki Avrupa ülkeleri üzerinde bir kıpırtı yaratması Türkiye'yi etkiler. Ancak o etkinin de çok büyük olacağını düşünmüyorum. Esas olarak küresel ekonomiyi etkilerdi biz de bundan bir parça nasibimizi alırdık" diye konuştu.
Batı demokrasilerinin uzlaşma ve çözüm üretme geleneğine sahip olduklarını, dolayısıyla mali uçurum konusunda bir çözüm beklendiğinin altını çizen Kar, hükümetin Orta Vadeli Program'da (OVP) 2013 yılı büyüme hedefini yüzde 4 olarak belirlerken, bu uzlaşma ihtimalini dikkate aldığını tahmin ettiğini söyledi.
Buna karşın, uzlaşılan tasarının birinci en iyi politika olmadığına dikkati çeken Kar, "ABD Başkanı Barack Obama'nın kanadı olan demokratların senatonun yanı sıra temsilciler meclisinde de ağırlığı olsaydı ortaya çıkacak çözüm, ABD için birinci en iyi politika olacaktı. Dolayısıyla dünya, rahat bir nefes alabilirdi. Ancak uzlaşma ile alınan bir karar olduğu için bunun ikinci en iyi politika olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Kar, alınan kararın küresel ekonomiye ilişkin sorunları kısmen çözeceğini de sözlerine ekledi.