”Enerji arz güvenliği siyasi iradeyle mümkün”
Sabancı Holding CEO'su Dördüncü, sürdürülebilirliğin, yatırım ortamını kuvvetlendirecek siyasi iradeyle mümkün olacağını söyledi
İSTANBUL - Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Ahmet Dördüncü, enerji arz güvenliği ve sürdürülebilirliğinin ancak rekabet ve yatırım ortamını kuvvetlendirecek yapısal reformların gerçekleştirilmesi yönündeki siyasi iradeyle mümkün olacağını belirtti.
Dünya Enerji Raporu'nun bu yılki Türkiye sunumunun açılışında konuşan Dördüncü, enerji sektörünün liberalizasyonu ve rekabetçi bir ortamda faaliyetini sürdürmesinin hem sektörün kendisi hem de özel sektörün uluslararası rekabette başarılı olabilmesi için büyük önem taşıdığını söyledi.
Ancak, birincil enerji kaynaklarında çeşitliliğin istenilen ölçüde sağlanamadığına, elektrik üretiminde sistem güvenliğinin tehlikede olduğuna işaret eden bazı göstergeler bulunduğunu kaydeden Dördüncü, şu ana kadar enerjide arz güvenliğini sağlamaya yönelik adımların henüz arzu edilen düzeye ulaşamadığını belirtti.
Dördüncü, enerji arz güvenliğinin sağlanması ve küresel iklim değişikliği ile mücadele zorunluluğunun ülkeleri bütüncül bir konu ve piyasa ile karşı karşıya bıraktığına işaret etti.
"Büyüme tahminleri düşük seviyede"
Türkiye'nin 2008 ve 2009 büyüme tahminlerinin düşük bir seviyede olduğunu dile getiren Dördüncü, bu durumun enerji sektörüne de olumsuz yansımaları bulunduğunu, küresel likidite sıkıntısı ve Türkiye ekonomisinin yavaşlamasının enerji yatırımlarının finansmanının zorlaşmasına neden olduğunu, buna karşılık ekonomi yeniden büyüme sürecine girdiğinde, enerji talebinin de hızla artmaya başlayacağını anlattı.
Türkiye'de enerji tüketiminin 2020 yılına kadar dünya ortalamasının üzerinde artacağının tahmin edildiğini, TEİAŞ üretim kapasite projeksiyonuna göre mevcut tüm kapasitenin kullanılması halinde dahi 2013 yılında güç yedeği kalmayacağını aktaran Dördüncü, şöyle devam etti:
"Bu durum gelecekte arz açığının oluşmasının engellenmesi için önümüzdeki dönemde yatırımların hızlandırılması gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır. Enerji Bakanlığı 2020 yılına kadar elektrik sektöründe yüzde 150 ek kapasite yatırımı gerekeceğini öngörmektedir. Hiç kuşkusuz mevcut kriz ortamında gereken enerji yatırımları için ihtiyaç duyulan finansmanın temini ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, hangi koşulda olursa olsun enerji yatırımlarının önünün açılması, Türkiye'de sürdürülebilir rekabetçi ve güvenilir enerji sağlanması açısından hayati önem taşımaktadır. Türk özel sektörünün bir temsilcisi olarak bu konuda Hükümetin işbirliği ve dayanışma anlayışıyla bize bir çözüm ortağı olarak yaklaşmasını bekliyoruz."
"Sorunları tespit edecek kurumsal mekanizmaya ihtiyaç var"
Dördüncü, yeni yatırımların aciliyeti göz önünde bulundurulduğunda, devletin özel sektör için uygun bir yatırım ortamı yaratmakta geç kaldığını ifade ederek, liberal bir piyasanın oluşturulmasının, hem Türk iş dünyası hem de Türkiye'nin AB müzakere süreci açısından önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'de enerji piyasalarının serbestleşme sürecinin 2001 yılında başladığını, ancak geçen süre içinde ilerlemenin başlangıçta öngörülenin çok gerisinde kaldığını dile getiren Dördüncü, "Türkiye'de ihale süreci tamamlanan dağıtım şirketi özelleştirmeleri ile yeniden ivme kazanan liberalizasyon sürecine hız verilmelidir" diye konuştu.
Türkiye'nin enerji ithalatçısı bir ülke olduğunu hatırlatan Dördüncü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının özellikle son dönemde kaynak çeşitliliğinin sağlanması yönünde attığı adımları memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Yerli kaynakların gelişimi için yenilenebilir enerji kaynakları, enerjinin etkin kullanımı ve temiz kömür teknolojilerinin büyük önem taşıdığını ifade eden Dördüncü, "Bu çerçevede kamu ve özel sektör arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi gerekmektedir. Unutmayalım ki kendi içindeki sorunları çözememiş bir ülkenin talip olduğu şekilde bölgesindeki enerji arz güvenliği sorununu çözmesi hiç de kolay olmayacaktır. Bu amaçla sektördeki sorunları tespit edecek ve çözüm önerileri geliştirecek bir kurumsal mekanizmaya ihtiyaç vardır" dedi.
Ahmet Dördüncü, enerji sektöründeki gereken reformların yapılmasını sağlayacak somut ve uygulanabilir bir stratejinin oluşturulmasının ancak 100 milyar dolar civarında yatırım yapması beklenen özel sektörün bu konudaki görüşlerinin dikkate alınmasıyla mümkün olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bugün ülkelerin en önemli hedeflerinden birinin, enerjinin arz güvenliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu ise ancak rekabet ve yatırım ortamını kuvvetlendirecek yapısal reformların gerçekleştirilmesi yönündeki siyasi irade ile mümkün olabilmektedir. Güvenle ifade edebilirim ki bu koşullar sağlandığı takdirde Türk özel sektörü enerji yatırımlarını hızla devreye sokacak kapasiteye sahip durumdadır."