Enerjide kartlar yeniden dağıtılacak
İsrail’le anlaşmanın ardından Doğu Akdeniz gazının Türkiye üzerinden taşınması gündemde. Türkiye’den üç şirketin ilgilendiği projeye ayrıca BOTAŞ ve TPAO’nun da dahil olabileceği yorumları yapılıyor.
Hüseyin GÖKÇE
ANKARA - Coğrafi konumu gereği enerji terminali adayı olan ancak, siyasi sorunlar sebebiyle bir türlü bu konuma ulaşamayan Türkiye, İsrail ile yapılan anlaşmanın ardından enerji konusunda yeni bir sürece girecek.
Kıbrıs sorunun da çözüme ulaşması halinde, Doğu Akdeniz’deki zengin doğalgaz yataklarından yapılacak üretim, bir kısmı Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılaması, önemli bir kısmının ise Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması gündemde. ABD ve İsrail konsorsiyumunu ABD ve İsrail şirketleri oluşturuyor. Proje 2020 yılında hayata geçirilirse, yıllık 10 milyar metreküp Türkiye’ye, 20 milyar metreküp gazın ise Avrupa’ya taşınması planlanıyor. Türkiye’de enerji alanında faaliyet gösteren üç şirketin ilgilendiği projeye BOTAŞ ve TPAO’nun da dahil olabileceği yorumları yapılıyor.
Maliyetlerde iyileşme bekleniyor
Enerji sektör temsilcileri ve uzmanlar Türkiye’nin bölge ülkeleriyle sağlayacağı uygun ortamın önemli projelerin hayata geçmesiyle büyük bir değişikliğe neden olabileceğini vurguladılar. TANAP ve Türk Akımı başta olmak üzere; İsrail, Kuzey Irak ve son olarak yeni keşfedilen Mısır gazlarının uluslararası pazarlara erişiminin en uygun yolunun Türkiye olduğunu hatırlattılar. İsrail, Akdeniz’de Leviathan sahası ve başka bölgelerde yeni doğalgaz keşifl eri yapıldığını ilan etmişti. İsrail bu gazın en az yüzde 40’ını ihraç etme kararı aldı. İsrail sahalarının 2019 içinde fiilen üretime başlaması planlanıyor.
Türkiye’nin uzun süredir devam ettirdiği “enerji kavşağı (hub)” politikasıyla Doğu Akdeniz’de yapılan keşiflerin birebir örtüştüğünü belirten uzmanlar, yeni keşiflerin toplamının 1.1 trilyon metreküpe ulaştığını hatırlattılar. Bunun yarısının Leviathan sahası olduğunu belirten yetkililer, ihracatın yarısının dahi Türkiye üzerinden yapılmasının 20 ya da 30 yıl içinde 250-270 milyar metreküplük bir hacmin ortaya çıkaracağını vurguladılar. Teorik olarak, yıllık 8-10 milyar metreküplük bir hacmin 2020'de Türkiye’ye akabileceğini belirten yetkililer, boru hattı yatırımının da bu tür projeler için kabul edilebilir bir seviye olan 3 milyar dolar maliyet içerdiği anlatıldı.
Mısır ile de olumlu süreç ilerliyor
Türkiye’nin, Rusya ve İsrail ile mevcut krizi çözmesinin ardından Mısır ile de olumlu sürecin gündeme geleceği, bu yönde işaretler olduğu kaydedildi. Mısır’ın da bu yönde olumlu sinyaller gönderdiği öğrenildi. Mısır’ın gümrük engellerini gevşetme, vergileri normal düzeylere çekme ve alacaklar konusunda daha esnek davranmaya yönelik işaretler verdiği belirtildi. Türkiye ile Mısır arasında, Suudi Arabistan’ın da iyileşme konusunda aracılık yapabileceği kaydedildi. İş heyetlerinin Mısır’a yaptığı ziyaretlerin olumlu hava oluşmasına katkı verdiği vurgulandı.
TPAO VE BOTAŞ projelere katılabilir
Leviathan sahasının üretim yatırımının 12 milyar dolara kadar çıkabileceğini belirten sektörün önde gelen kaynakları, bu sahayı işletecek konsorsiyuma ABD ve İsrail şirketlerinin dahil olduğunu, gelecek aşamada özel Türk şirketlerinin ya da BOTAŞ, TPAO gibi kamu şirketlerinin katılmasının da gündeme gelebileceğini belirterek, özellikle Kıbrıs sorununu çözümünün bu sürece olumlu katkı sağlayacağını anlattılar. Türkiye, bölgenin en önemli petrol ve doğalgaz pazarı olması yanında, başka ülkelere yapılan ihracat ve boru hatlarıyla da önem taşıyor. Türkiye’nin merkezi konumu, mevcut altyapı en büyük gaz pazarı olan Avrupa’ya erişimde en uygun güzergah olma özelliği taşıyor. Petrol fi yatlarındaki gerileme nedeniyle Türkiye’nin yıllık enerji ithalatı yaklaşık 60 milyar TL’den, 40 milyar TL’ye gerilemişti. Türkiye’nin Rusya ve İsrail’le anlaşmaya varması ve bunun ardından oluşacak yeni yatırım ortamının doğalgaz ve petrol fi yatlarının düşmesini sağlayacağı, Türkiye’nin de maliyetini azaltacağı yorumu da yapıldı. Rusya ile planlanan Türk Akımı projesi yeniden gündeme gelebilecek. Sürecin Türkiye’nin tedarikçi ülke çeşitlendirme yaklaşımına da katkı sağlayacağı, İsrail’in de eklenmesinin ardından Rusya ve İran ile daha güçlü bir pazarlık şansı olacağı vurgulandı. Mısır’ın da olası olarak en uygun maliyetli kanal olarak Türkiye’yi kullanmasının gündeme geleceği belirtilirken, 2017 yılında gelmesi planlanan Kuzey Irak doğalgazı ile birlikte Türkiye dünyanın en önemli enerji merkezi olmasının gündeme geleceği kaydedildi.