Ereğli'den DİR'e müdahale talebi

DÜNYA Gazetesi ile ESTAŞ'ın ortak düzenlediği toplantıda DİR uygulaması nedeniyle demir çelik sektöründe yaşanan haksız rekabet ortamına bir çözüm bulunması istendi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
 
Sabiha TOPRAK
 
KARADENİZ EREĞLİ - Karadeniz Ereğli iş dünyası Dahilde İşleme Rejimi'nin (DİR)  yarattığı haksız rekabet ortamı nedeniyle ilçede çok sayıda sac tüccarının faaliyetlerini durdurduğunu belirterek, istismarın önlenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını istedi. DÜNYA Gazetesi'nin Karadeniz Ereğli Sac Tüccarları AŞ (ESTAŞ) ile birlikte Büyük Anadolu Otel'de düzenlediği toplantıda ekonomik kriz etkilerinin devam ettiği ilçede demir- çelik sektörünün sorunları ele alındı. DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ,  DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman Arolat,DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt'un da katılımcıları arasında olduğu toplantıda DİR kapsamında ithal edilen malzemenin ihracat dışı kalan fire olarak adlandırılan bölümünün iç piyasaya  sürülmesinin büyük sıkıntılara yol açtığı ifade edildi.
Küresel kriz,  DİR gibi  nedenlerle Karadeniz Ereğli'de 500 civarında olan sac tüccarının 
50'ye kadar düştüğünü vurgulayan iş çevreleri, dar band ürünlerine yüzde 10 oranında vergi getirilmesini ise olumlu buluyor. Erdemir'in 2006 yılında özelleştirilmesi sonrasında  bölgeye yönelik devlet desteklerinin azaldığını dile getiren iş çevreleri,yassı mamulde merkez olmaktan çıkan Ereğli'nin soguk mamülde de pazar payının büyük oranlarda düştüğünü belirtti. 
 
Koç: Son birkaç yılda onlarca sac tüccarı iflas etti
ESTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Esat Koç: İhracatçı firmalar, DİR'e rekabet için ihtiyaç duyuyor.
Tüccar ve çelik servis merkezleri olarak biz de karşı değiliz. Ancak sac sektöründeki firmaların fire olayları bize yansıyor. Bu firmaların yanlarında çelik servis merkezleri var. Bu fireyi hurda olarak mı veriyorlar yoksa piyasaya mal olarak mı sokuyorlar? Bunun incelenmesi gerekiyor. Ereğli'de sac sektöründe yaşanan büyük sıkıntı metkropol kentlerde de var. Ereğli'deki sac tüccarları durup dururken batmadı. Bizim şehir dışındaki arkadaşlardan alacaklarımız var. Yerli üreticiden mal alan işadamının işi kötü. Şimdi DİR'le malzeme geliyor. Bir firma yönetimi diyor ki, 3 milyon 700 bin ton ihracat yaptık. Bu oranda ihracatı yüzde 10 fire ile yaptığınız zaman 370 bin ton fire rakamı ortaya çıkıyor. Bu fire oranındaki malzemeler hurda olarak mı çıkıyor,  mamul, yarı mamul ya da yassı mamul olarak piyasaya mı çıkıyor?  Bazen böyle oluyor. Yassıdan profil yapılmış ancak fiyatı sactan ucuz. Yüzde 25-35 oranlarında iskonto var. Bu oranda iskonto ortaya çıktığı zaman sac fiyatı dip yaptı.  İthal mal getirip satan ya da borucuların yanında çelik servis merkezleri batmıyor. Neden?  Çünkü elinde böyle bir avantaj var. Bu avantaj bizde yok. Üretici firmalar da bizi korumuyor"dedi.
Zonguldak'ta milli safi hasıla kişi başına yıllık 16 bin 500 dolar. Karadeniz Ereğli'de ve Zonguldak'ta kişi başına bu oranda bir gelir yok. Erdemir'in satışı buradan İstanbul'a gitti.  Ankara'daki merkezi de İstanbul'a taşıyor. Bu 16 bin 500 dolar  Erdemir'in SSK  vergi ödemeleri ile Erdemir Vakfı'ndan geliyor. Vakfın Ereğli'de bir yatırımı da yok. Zonguldak'ta da Amele Birliği'nin bankada büyük paraları mevcut.  Bunlardan dolayı Ereğli ve Zonguldak'ta kişi başına gelir yüksek gözüküyor. Ereğli'de bu kadar yatırım ve çelik servis merkezleri var. Bunlar ne olacak? Devlet de bu nedenle bir destekte bulunmak istemiyor.  Amele Birliği, Erdemir Vakfı gelirleri ve Erdemir SSK, vergi ödemelerini burada yatırmasın. Böylece Zonguldak ve Ereğli'nin gerçek fotoğrafı ortaya çıkar. Burnumuzun dibindeki Düzce'de 2'nci OSB bitti, 3'üncü OSB'yi yapacaklar. Depremlerle yıkılan Düzce, son yıllarda  artan teşviklerle Ereğli'yi geçti.  Tamamen  teşviklere dayanarak yatırım yapanlar bunun bedelini daha sonra öder.  Bankacılar, çelik sektöründe sıkıntı var ama teminat mektubunu 3'te veririm 4'te veririm diyor. Buradan toplanan mevduat paralarından Amele Birliği ve Erdemir Vakfı'nın parasıyla İstanbul'da  0.70- 0.80'den para veren bankanın Ereğli şubesi 1.20-1.70'den  para satıyor.  Bölge dışındakiler bizim parayı kullanıyor biz bakıyoruz. Son birkaç yılda onlarca sac tüccarı iflas etti. Bölge milletvekillerimizle Gümrük Müsteşarlığı'na gittik. DİR konusunda belli bir yol katettik. Şuan da DİR  ile mal getiren firmalarda müfettişler var. Gümrük depolarında bu malların kontrollerini yaparak sayıyorlar. Erdemir'i , kenti yönetenler Özelleştirme İdaresi ile pazarlık yapamamış. Şimdi Karadeniz Ereğli'de kurumlar arası kavga başladı. Kavga ile işin içine emlak vergisi giriyor. Erdemir, Karadeniz Ereğli Belediyesi'ne 27 milyon TL ruhsat ve emlak vergisi verdi. Belediye ise Erdemir'e ceza kesti. Bunu duyan yatırımcı buraya gelir mi? Sac tüccarları olarak az sayıda kaldığımız için kimse rant elde ediyor diye konuşmasın. İlçede ekonomik sıkıntılardan dolayı intihar vakalarında da artış var. 3-4 milyon TL'ye malolan festival yerine de daha faydalı aktiviteler yapılabilir. Yurtdışından gelen dar band ürünlerine  1 Ocak 2013 itibari ile  yüzde 10 oranında vergi getirildi. Bunu biz gündeme getirmiştik ve DÜNYA Gazetesi yazmıştı.
 
Gürer: İhracat desteği ihracatı sekteye uğratıyor
 
*ESTAŞ Genel Müdürü Cengiz Gürer: DİR ile Rusya ve Ukrayna'dan yoğun ithalat yapılıyor. Türkiye'den yapılan ihracatı Rusya ve Ukrayna üretim şüphesiyle anti-damping soruşturmaları ve telafi edici vergilerle engellenmeye çalışıyor. Açıkçası ihracata devletimizin verdiği destek bir paradoks olarak ihracatçımızı sekteye uğratıyor. DİR'in kaldırılması gibi bir isteğimiz kesinlikle yok. Ancak  bazı tedbirlerin de alınmasını istiyoruz. 2005/8391 sayılı DİR yürürlüğü girdiğinden bu yana yurtiçi yassı çelik sektörü için bazı sakıncaları ortaya çıktı. Bu rejimi ruhuna uygun olarak kullanan ihracatçılarımızın  çoğunlukta olduğunu biliyoruz. Ancak verilen desteği istismar eden ve bunu yurtiçi pazarda imtiyaz gibi algılayıp iç pazar yapısını bozarak bizleri zarara itenler olduğunu da biliyoruz. Konu hakkındaki görüş ve önerilerimizi ilgililere iletmek görevimiz. Çünkü desteği imtiyaz haline getirenler devletimizi ve bizi ciddi boyutlarda zarara uğratıyor. Olumsuzluklarından bahsettiğimiz malzeme AB ve toplam ithalat içinde büyük yer tutan Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde yapılan gümrüksüz ürünlerdir. Bunun oluşturduğu haksız rekabet sonucu oyundışı bırakılıyoruz. Gerek öz sermaye gerekse finans açısından  uğradığımız  hasar günümüzde azımsanmayacak boyuta ulaştı. Ayakta kalanların da devre dışı kalmasıyla hasarın daha da artma olasılığından korkuyoruz.
 
Bölge firmaları desteklerin azalmasından şikayetçi
 
[PAGE]
 
 
Bölge firmaları desteklerin azalmasından şikayetçi
 
2008 krizinde Ereğli, 3 kat sıkıntı yaşadı 
*Mtall Sac  Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Kır: Erdemir'in güçlü olmasından dolayı Karadeniz Ereğli de  rağbet gördü. Birkaç bin nüfuslu bir kasaba olan Ereğli, köyleriyle birlikte 152 bin nüfusa ulaştı. Erdemir'in 2006 yılında özelleştirilmesi sonrasında devlet destekleri azaldı. Erdemir, sosyal sorumluluk kapsamındaki faaliyetleri sürdürmez hale geldi. 10 milyar dolar bir ticari hacme kavuşan Erdemir'in olumlu yansımaları  Ereğli'de yaşayanlara ulaşmalıdır. Ereğli'de  tersaneler bölgesi devletin en büyük desteklerinden biriydi ancak zora girdi. Gelinen noktada burada bir alıp-satan Erdemir'in pazarlamasını yapan 500'e yakın tüccarın yanında 2 bine yakın kişiye istihdam sağlandı. 2008 krizinde Ereğli, Türkiye'nin 3 katı sıkıntı yaşadı. Erdemir, dolarla mal sattığı için krizin yeni başlayacağı o gün ki dolar kuru bin 160 TL seyiyesinden krizle bin 800 TL'ye kadar yükseldi. Biz buradan zarar ettik. Bir de alacaklarımızı tahsil etmekte zorlanınca elimizdeki sermayemiz kar gibi eridi. Karadeniz Ereğli'de yine dinamik bir piyasa var ancak demir çelik sektörünün eskiden kalma sıkıntılarını aşmak için çözüm bekliyoruz. Burada hala 75 milyon TL maaş girdisi var. Merkez Bankası'ndan yeni aldığım bilgiye göre Zonguldak'ın tamamında vadeli para 4 milyar 850 milyon TL seviyesinde.
 
Ereğli yassı mamulde merkez olmaktan çıktı
*Balsan Limited Şirketi Müdürü Fariz Ballı:  Gümrük tarife istatistiklik pozisyonlarında, dar band olarak adlandırılan sac rulolar var. Bu sac ruloları 400 - 600 milimetre arası vergi dışı tutuluyor. Alçıpan ve destek profil sektörü önceleri saclarını Erdemir'den ya da Türkiye'de üretim yapan galvanizli sac firmalarından sağlıyordu. Fakat 2007'nin sonlarına doğru bu ürünü özellikle Çin'den sıfır gümrükle getirdiler. Böylece bu sektörü biz iş yapanların elinden aldılar. Firmamız bu ürünü Gaziantep'e, Antalya'ya, Samsun'a, Diyarbakır, Konya'ya veriyordu. Buralara şimdi bir kilo bile satamıyorum. Bu ürünlere gümrük vergisinin getirilmesini,  KDV konmasını talep ediyorum.  DİR'de sağlanan kolaylıklar, Türkiye'de Erdemir'den sonra İsdemir, Çolakoğlu, Tosyalı ve İçtaş gibi firmalarında faaliyete geçmesiyle artan üretici sayısı gibi nedenlerle Ereğli yassı mamulde merkez olmaktan çıktı. Soguk mamülde de Ereğli'nin Türkiye'deki pazar payı ciddi oranlarda küçüldü. Büyük ithalatçılar, Avrupa menşeli kredi kullanıyor. Libor artı yada eksi o kredinin durumuna göre değişiyor. Bir yıl vadeli bu parayı Bağımsız Devletler Topluluğu'na aktarıyorlar. Malzemeyi Türkiye' ye indiriyorlar ve  6 aydan az olmamak şartıyla vadeli satıyorlar. Böylece ithal malzemeye talep daha çok artıyor. Sonuçta yurtiçinde  tüccar batma noktasına geliyor. Ereğli'de bu sektöre destek verilmeli.
 
Genel Kredi Sözleşmesi mağdurlarından biriyim
 
[PAGE]
 
Genel Kredi Sözleşmesi mağdurlarından biriyim
*Egemen Metal Limited Şirketi sahibi Mustafa Kemal Köse:  Bankaların kredi tutumu konusunda  bir çok işadamı sıkıntılı. Sanayicinin oyun alanının geniş olması  tüccarı tamamen kilitlemiş vaziyette.  Ereğli'de sac tüccarı diye pek bir şey kalmadı. Ereğli'de bankacıların Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) adı altında olan sıkıntı verici bir tutumları var. Bu GKS değiştirilmez mi, maddeleri iyileştirilemez mi ? Ne olduğunu kimse okumuyor, okuyan da zaten imzalamıyor.  Kredi alan da kısa süre sonra büyük sıkıntıya giriyor. Kredi elinde patlıyor. Bunun mağdurlarından biri benim. GSK'ya imza atıp kredi aldığımız zaman banka yarın gelir, 'benim mektubumu iade et' der. 'Daha 6 ay var' dersiniz. 'Yok iade edeceksin, sac tüccarlarının geleceğine güvenmiyorum' şeklinde cevaplara maruz kalırsınız. Bu süreçte Ereğli'de yaklaşık 500 sac tüccarından geriye 40-50 kişi kaldı. Kalan tüccarlar bitme aşamasında. Bu durumun sebebi sanayiciler ve bankacılar. 
 
Ereğli ve Adana'da Ziraat'in faizleri farklı
*Öztaş AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Öztürk: Benim yatırımlarım Osmaniye'de olduğu için  Adana'da bankalarla çalışıyorum. Ziraat Bankası'nda ben Adana Bölgesi'nde teminat mektubunu yüzde  0.25- 0.50 ile kullanırken burada arkadaşlarım yüzde 4 ile kullanıyor.  Aynı teminat mektubu, verilen yerde aynı.  Ziraat Bankası'nın yıllık faiz oranı burada yıllık 12,5'larda, Adana'da yıllık 8,5'larda. Biz bunu yüksek mercilere anlatamıyoruz. Şubelerdeki banka müdürleri mi bunu böyle yapıyor. Aynı isimli bankanın farklı bölgesindeki şubesinde aynı işlem için neden bu denli farklar oluyor?
 
DİR belgeli üreticiden iflas eden olmadı
*Aykar Limited Şirketi sahibi Cem Karadeniz:  Türkiye'nin bugün cari açığı 48 milyar dolar. Yurtdışından Türkiye'ye  6,5 milyon ton sac girdisi var. Bu da 4-5 milyar dolar, yani cari açığın yüzde 10'una tekabül ediyor.  DİR sektörde haksız rekabete yol açıyor. DİR büyük bir cari açığa neden oluyor. Sac ticareti yapanlarla bu belgeyi bulunduranlar arasında kesinlikle dengesiz ve haksız bir ticaret ortamı var. DİR'e sahip olanlar fire  gibi haksız bir orana sahip. Türkiye'ye verdikleri kayıplardan dolayı işini yapan kişilere  ilave vergi yükü getiriyorlar.  Bu olumsuz durumdan hepimiz nasibimizi almaya devam ediyoruz. Ereğli'de DİR belgesine sahip üreticiler bizden avantajlı olduğu için  hiç iflas eden olmadı ancak 500 civarında sac tüccarı son birkaç yılda 50'nin altına düştü. Bu da ilçe Karadeniz Ereğli'nin ekonomisini direkt olarak etkilemektedir. Üretim olmadığı için ERDEMİR yüzlerce işçi çıkardı ve işçi ücretlerini düşürdü. Sıkıntılar bu yıl da etkisini sürdürüyor.
 
Nakliye araçları yediemin deposunda çürümeye terkedildi
 
[PAGE]
 
Nakliye araçları yediemin deposunda çürümeye terkedildi
 
*Çift Güller Limited Şirketi sahibi Cem Gül: Ereğli Ticaret Sanayi Odası kayıtlarına göre 109 bin nüfuslu ilçede icra dosyalarının sayısı 45 bini aştı. 2008 krizden sonra Ereğli,  21 bin göç verdi. ESTAŞ  benzeri BESTAŞ diye bir firmamız vardı. Bu dağıtıcı bir firmaydı. Şu an maalesef yok. Bunların ikisinin Erdemir'den sevkiyat yaptığında toplam tonajları;  sevk ettiği mamul Türkiye'de bir  veya ikinciye geliyordu. Bunlara bağlı olarak Ereğli'de nakliye firmaları kurulmuştu. Şu anda nakliye firmaları yok denecek kadar azaldı  ve araçları yediemin deposunda bağlı durumda çürümeye terkedildi.
     
Karacabey: Sac sektöründe çok atıl kapasite var.
 
*Ankara  Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Arkun Karacabey: DİR konusunda
medyanın yardımıyla bazı düzeltmeler  yapılabilir ama örneğin, 1980 ve 1990'lı yıllarda ihracatın teşviki için vergi iadesi verilmesi ile DİR arasında çok fark yok. Türkiye'nin büyümesi ihracata dayalı olduğu sürece bir şekilde ihracat teşvik edilmek zorunda. Görünen o ki, bölgesel teşvikler her zaman işe yaramıyor. Sektörel bazda teşvik önemli bir mekanizma. Karadeniz Ereğli'de üretilen ve ticareti yapılan  demir- çelik ve sacın  katma değeri yüksek. Demir-çelik sektöründe Türkiye'nin 20 milyar dolar civarında bir ihracatı var. Ama bunların katma değeri düşük. Şimdi ikisini ayırt etmek lazım. Türkiye 2023'e ilişkin bazı atılımlarda bulunacak ise katma değeri yüksek ürünlere teşvik verilmeli. Sac sektöründe çok atıl kapasite var. Üretimde sıkıntı var. Sektörün teşvik edilmesi ve bazı düzenlemelerin yapılması gerekli.
2001 krizinden sonraki süreçte ticarette kar marjları sürekli düştü. Bu sorunlara ancak geçici olarak çözümler bulunabilir.