Eylül seviyelerine geldik
Eylül seviyelerine geldik
Ne oldu Bono: Güne, 17.13 bileşik seviyesinden başlayan faizde, 17.14 seviyesi görüldü. Bu seviyelerin en son eylül ayında görüldüğü söylendi. Piyasada yurtıdış kaynaklı, olumsuz haberlerin etkili olduğu belirtilirken, özellikle sigorta şirketleriyle ilgili gelen haberler satışların artmasına neden oldu. Faiz yüzde 17.11'den kapandı. Ne olacak Bono: Amerika'da açıklanan imalat endeksi beklentilere yakın geldi, fakat yurtiçinde açıklanan şubat ayı enflasyonu beklentilerin üzerinde çıktı. Datalar sonrası Amerikan piyasalarının kapanışı, bugün piyasada etkili olacak. Faizde yeni hareket aralığı yüzde 17.50-17.00 olurken, bu hafta Amerika'da açıklanacak datalar önemli olacak. Dolar, 1.2350 YTL'den döndü Ne oldu: Döviz: ABD ekonomisine yönelik tedirginliğin artması nedeniyle yukarı yönlü hareketin ivmelendiği dolar kuru bankalararası piyasada 1.2350 YTL seviyelerini gördü ve buradan gelen bir miktar satışla 1.22 seviyelerine geriledi. Euro da ise yükseliş daha hızlı oldu. Dolar günü 1.2150 YTL2den Euro da 1.8510 YTL'den kapadı. Ne olacak: Döviz: Euro/dolar paritesinin yakından takibi sürmeli. Uzmanlar, kısa vadeli gerilemelerde dahi hacmin düşmesinin dolar kurunda yukarı yön olasılığının daha da kuvvetlendiğini bu nedenle dolar kurunda 1.22'nin destek yapılması sonrası yeni bir yukarı hareket denenebileceğini öngörüyorlar. Üç günlük kayıp: Yüzde 6.30 Ne oldu BORSA: ABD'de resesyon kaygıları ile İMKB'de son üç günlük kayıp yüzde 6,30'a çıktı. ABD'de son açıklanan ekonomik verilerin beklentilerden kötü gelmesi, tahvil sigortalayan şirketlere yönelik olumsuz haberler ve bazı şirket kârlarının kötü gelmesinin yanı sıra Asya ve Avrupa'daki satışlarla 42911'e gerileyen endeks, 1433 puanlık kayıpla 43343'ten günü tamamladı. Ne olacak BORSA: Bugün beklentilerin üzerinde gelen enflasyon rakamları da satışlara destek verecek. Bu hafta ise ABD'nin yanı sıra Avrupa ile de korelasyonun artması bekleniyor. Avrupa'da enflasyon rakamları ilan edilecek ve perşembe günü ECB faiz kararı açıklanacak. Ayrıca ABD'de yoğun veri akışı sürecek. Buna paralel volatilite de sürecek. Önümüzdeki dönemde dış ticaret açığı Hakan Aklar /Ak Yatırım 1- Ticaret açığı, 2008'de de artmaya devam edecek. İlk veriler açığın hızla arttığını gösteriyor. Dış ticaret açığı, ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre 1,7 milyar dolar artarak 5,7 milyar dolar oldu. 2007 Mart'ından itibaren ihracat ithalattan daha hızlı büyümesine rağmen, bu açığı kapamak için yeterli olmuyor. Ticaret açığının daha da genişlemesini engellemek için ihracatın ithalattan çok daha hızlı büyümesi gerekiyor. Şu anki büyüme trendiyle (ihracat için %27,9, ithalat için %23,8), açık önümüzdeki 10 yılda da artmaya devam edecek. Türkiye ithalat büyüme oranını %23,8'de sabit tutar ve ihracat oranını %35 artırmayı başarırsa, ticaret açığı 2 yıl sonra düşmeye başlayacak. Güçlü YTL, iç talepteki canlanma ve yüksek enerji faturası düşünüldüğünde ticaret açığının uzun bir müddet artmaya devam etmesi beklenmeli. 2- Artan enerji faturası Türkiye'nin ticaret açığını büyütüyor. Türkiye, enerjiye 2008 Ocak ayında 2007'nin aynı ayına göre 1,6 milyar dolar daha fazla ödedi. Türkiye'nin yıllık enerji faturası da ocak ayında %21 artarak 35,2 milyar dolara yükseldi. Türkiye'nin 5,5 milyar dolarlık enerji ürünleri ihracatı düşüldüğünde, net enerji ithalatı son 12 ayda 29,7 milyar dolar oldu. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık artış, Türkiye'nin toplam enerji maliyetini 5,3 milyar dolar artırıyor. 2007'de petrolün Türkiye'ye ortalama maliyeti varil başına 70 dolar civarındaydı. 2008'de ortalama varil fiyatının 90 dolar civarında olacağı düşünülürse, bu Türkiye'nin enerji faturasının 10,6 milyar dolar (bizim hesaplamalarımıza göre, net 7 milyar dolar) artması demek 3- Ticaret açığı ve net enerji ithalatı hariç ticaret açığı arasındaki fark 2005'ten beri büyümeye devam ediyor. Artan enerji maliyetlerinin yarattığı yük oldukça büyük. Ancak enerji harcamalarını kapsamayan ticaret açığı da aşırı değerli YTL ve iç talebin ticaret açığına katkısı gibi faktörlerin etkisiyle hızlı bir şekilde artıyor. 4- Türkiye'nin ana ticaret ortağı olan AB bölgesindeki ekonomik yavaşlamanın ihracat gelirlerinde olası bir zayıflama yaratması en büyük endişelerden biri. Türkiye, 2007'de ihracatının %56'sını AB bölgesine yaptı. 2007 yılında AB bölgesi ithalat büyümesi yavaşladı, bu da Türkiye'nin AB'ye ihracatını zorlaştırabilir. Kısaca Türkiye'nin dış şoklara hassasiyeti ciddi şekilde arttı ve görünen o ki dış dengedeki riskleri azaltmanın kolay bir yolu yok.