Finans temelli büyüme bitti dünyada yeni trend reel sektör
Finans ağırlıklı büyüme modelleri yerini sanayiye bırakmaya başladı. Ekonomisi petrol ve gaza dayalı ülkeler sanayiye yönelirken, gelişmiş ülkeler ise yüksek teknolojisiyle fark yaratmak istiyor.
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) düzenlediği konferansta finansal kapitalizm devrinin kapandığı yeniden reel sektöre dayalı büyüme dönemine girildiği belirtildi. Büyüme gelişmiş ülkelerin imalat sanayi üretimindeki artışlarından geliyor. Merkez ülkelerdeki büyüme çevre ekonomilerini de yukarı çekerken, petrol ve gaza dayalı ekonomilerin sanayi üretimine başlaması geleneksel mallara dayalı pazarlarda rekabeti zorlaştıracak. Gelişmiş ülkeler ise üretimlerini, daha çok dijital dönüşüm ve katma değerli teknolojik ürünlerle yükseltiyorlar.
İSO her ay IHS Markit ile açıkladığı imalat sanayisinin durumunu gösteren PMI anketleri temelinde bir konferans düzenledi. “2018’de Dünya ve Türkiye Ekonomisine PMI Perspektifinden Bakış” başlıklı konferansta konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, dünyada bir ticaret savaşının gündeme geldiğini ifade etti. Bahçıvan, IHS Markit ile işbirlikleri kapsamında PMI’ları aylık açıklamayı sürdürürken 3 aylık periyotlar halinde sanayide görünüm ve beklentiler raporu ile ihracat iklimi endeksi çalışmasını da yayımlayacaklarını duyurdu. IHS Markit Yönetici Direktörü Richard Willis de PMI’ın sunduğu verilerin öneminini vurguladı.
Sanayiyi destekleyen 4 gelişme
Konferanstaki konuşmasında finans ekonomisin yerine reel ekonominin geçmeye başladığını anlatan Prof. Dr. Can Fuat Gürlesel ise PMI verileri bakıldığında bunun görüldüğünü belirtti. 90’lı yıllar itibariyle finansal kapitalizmin büyüyerek, reel ekonomiye yön vermesinin eleştirildiğini hatırlatan Gürlesel, üretim temelli ekonomiye dönüşün altında 4 temel gelişmenin etkili olduğunu kaydetti. Bu gelişmelerden ilkinin sanayinin gelişmiş ülkelere geri dönmesi olduğunu belirten Gürlesel, “Sanayi 4.0 ve benzerlerinin daha erken geldiğini ve üretimi artırmanın etkisi var. Üçüncü gelişme Çin. Kendi fazla kapasitesini azaltarak, Asya Pasifik’te sanayi yatırımları yapıyor. Bir diğeri de karbon ekonomisinden çıkış. Birleşik Arap Emirlikleri’nin dahi sanayiye geçiyor olması. Bizim gibi ülkelerle benzer ürünlerin üretimine giriyorlar. Gelişmiş pazarlarda ise dijital ağırlıklı üretim var. Talebin çok canlı olacağı ama rekabetin de kuvvetlenip çeşitleneceği bir döneme giriyoruz” ifadelerini kullandı.
Gelişmiş ekonomilerin hızı artıyor
Konferans kapsamında düzenlenen Küresel Ekonomide Büyüme Dinamikleri başlıklı açık oturumda konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Dr. Hatice Karahan, PMI’lara bakıldığında gelişmiş ekonomilerinin hızının gelişmekte olanları geçtiğini söyledi. Karahan, “Gelişmiş ülkelerdeki büyüme ve AB’deki talebin sürüyor olması Türkiye açısından önemli” ifadesini kullandı. IHS Markit Başekonomisti Chris Williamson da yaptığı sunumda şunları kaydetti: “On yıldır imalat, hizmet ve istihdam hiç bu kadar yüksek olmadı. Talep diken gibi değil güzel bir eğimle yükseliyor. Yatırımlar finansal krizden bu yana en iyi durumda. Bu yatırımlar da verimliliği artıracak. En hızlı büyüyen ülkelerin 8’i Avrupa’dan. Avrupa dışında ise Türkiye. Fiyatlar da girdilerin yükselmesi nedeniyle küresel krizden bu yana en yüksek düzeyde. O nedenle enflasyon baskısı geri geliyor. Giderek hızını artıran bir büyüme bekliyoruz 2018-2020’de. Tek umulan; biri ortaya çıkıp da bunu mahvetmesin.”