Frankfurter Zeitung'ta Türkiye'nin AB sürecine destek için ek yayınlandı
Frankfurter Zeitung'ta Türkiye'nin AB sürecine destek için ek yayınlandı
İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) girişimiyle, dün Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung'da Türkiye'nin AB sürecine destek vermek amacıyla ek yayınlandı. TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin AB'ye tam üye olarak kabul edilmesinin olumlu sonuçlarını ve AB yolunda gösterdiği başarıları konu alan ekte, Almanya'nın önemli siyasetçilerinin, iş adamlarının ve kanaat önderlerinin Türkiye ile ilgili olumlu izlenimlerine yer verildiği bildirildi. Alman kamuoyunu Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda olumlu yönde etkilemeyi hedefleyen ekle, Türkiye'yi ön yargılardan bağımsız bir bakış açısıyla değerlendirmenin önemine dikkat çekildiği belirtilen açıklamada, "Türkiye Avrupa'ya aittir" başlığıyla gazete ile birlikte yayınlanan ekte Almanya eski Cumhurbaşkanı Walter Scheel, Daimler-Benz Grubu eski Yönetim Kurulu Başkanı Edzard Reuter, Sosyal Demokrat Parti Federal Milletvekili Lale Akgün, Yeşiller Partisi Berlin Eyalet Meclisi Milletvekili Bilkay Öney, Hristiyan Demokrat Parti Berlin Eyalet Meclisi Milletvekili Emine Demirbüken-Wegner, Arend Oetker Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Almanya Dış İlişkiler Konseyi (DGAP) Başkanı Dr. Arend Oetker, Deutsche Bank Başekonomisti Prof. Dr. Norbert Walter, Roland Berger Danışmanlık Firması Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Roland Berger, Almanya eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Franz Müntefering ile Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı, İşletmeler ve Endüstriden Sorumlu Komiser Günter Verheugen'in görüşlerine yer verildiği aktarıldı. Federal Almanya Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı Walter Scheel, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin bir başarı öyküsünün devamı olduğunu, Türkiye'nin güvenilir bir siyasi ortak olarak her geçen gün gelişmesi, reform sürecini başarılı şekilde uygulaması ve Avrupa'nın ekonomik istikrarına sağladığı katkıların büyük önem taşıdığını vurguladı. Edzard Reuter ise ailesi Almanya'dan göç etmeye zorlandığı için Türkiye'ye yerleştiğini belirterek, "Nazi barbarlığının Avrupa'da birçok kültürü yok etmeye çalıştığı bir dönemde, Türkiye Avrupalı olma yolunda ilerlemekteydi. O günden bu yana, Türkiye kararlılıkla bu gelişimine devam etti. Liberalleşme, kültürel paylaşım ve pazarların dışa açılımı, Türkiye'ye olduğu kadar bize de yararlı olmaktadır. Bu nedenle bir Alman, bir Avrupalı ve Türk dostu olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklemekteyim" görüşünü dile getirdi. Emine Demirbüken-Wegner, Lale Akgün ve Bilkay Öney ise Türk toplumunun, AB üyeliği perspektifinin kazandırdığı ivme ile son yıllarda büyük gelişmelere tanık olduğunu, AB'ye uyum sürecinde, TBMM tarafından onaylanan yaklaşık 350 adet uyum yasasının hayata geçirilme aşamasında bulunduğunu kaydederek, "Türk kökenli Alman politikacılar olarak, gönlümüzde birlik içinde bir Avrupa yatmaktadır. Nitekim sadece Türkiye'ye yararlı olmayacak bu süreçten Almanya ve Avrupa da kültürel ve ekonomik açıdan faydalanacaktır" şeklinde ortak bir değerlendirme yaptı. Günter Verheugen da, Türkiye'nin AB'ye muhtemel üyeliği ile ilgili olarak yapılan tartışmalarda siyasi nedenlerin daha ağır bastığı ve katılımın ekonomik getirilerinin "hafife alındığını", Türkiye'nin "muazzam ve henüz tamamen keşfedilmemiş" ekonomik potansiyelinin Avrupa ekonomisinin rekabet gücünü geliştireceğini vurguladı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ise ekteki değerlendirmesinde, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin Avrupa'nın kendisini nasıl algıladığı sorusunu da beraberinde getirdiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "Türk halkı için sorunun gayet basit bir cevabı bulunmaktadır; biz Avrupalıyız ve AB'nin de bir parçası olmayı arzulamaktayız. Türkiye tüm Avrupa organizasyonlarının ve NATO'nun bir üyesidir. AB ve Almanya, en önemli ticari ortaklarımızdır. AB vatandaşları ve Türkler, futboldan güzel yemeklere kadar birçok ortak tutkuyu paylaşmaktadırlar. Öte yandan, Türkiye'nin Birliğe katılımının stratejik ve ekonomik faydaları da bulunmaktadır. Nitekim genç ve dinamik nüfusu, ihracata dayalı ekonomisi ve hızla gelişen bilgi teknolojileri toplumu ile Türkiye, AB'nin iç pazarını daha da büyütecek ve Avrupa'nın küresel rekabet gücünü artıracaktır. Türkiye AB'nin enerji tedariki için vazgeçilmez bir ortaktır. AB'nin bir parçası oluncaya kadar hem Türkiye'nin hem de AB'nin gerçekleştirmesi gereken reformlar bulunmaktadır." Katılım müzakereleri aracılığı ile reform süreci ivme kazanan Türkiye'de yasal çerçeve koşullarının uyumlaştırılması sürecinin önemli bir bölümünün neredeyse tamamlandığını ifade eden Yalçındağ, "Biz bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz. 'Modern Türkiye Girişimi', Türkiye'nin AB'ye katılımının her iki taraf için ekonomik açıdan mantıklı, siyasi açıdan doğru ve toplumsal açıdan zenginleştirici bir süreç olduğuna inanmaktadır. 'Modern Türkiye Girişimi', Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemektedir. Kamuoyunun iyi tanıdığı birkaç Alman yurttaşına 'Türkiye neden Avrupa'ya aittir' sorusunu yönelttik. Yanıtlar, ön yargıların ardında sadece yararların olduğunu ortaya çıkardı" görüşünü dile getirdi.