Frenkel: Politika belirleyiciler ekonomilerini güçlendirmeli
JPMorgan Chase International'ın Başkanı Jacob Frenkel, krizlerin küresel ekonominin doğasında olduğunu belirterek, önemli olanın bu duruma hazırlıklı olmak olduğunu söyledi.
ABD merkezli yatırım bankası JPMorgan Chase International'ın Başkanı Jacob Frenkel, krizlerin küresel ekonomik sistemin doğasında var olduğunu belirterek, “Geçmiş krizlerden alabileceğimiz en büyük ders, yağmur yağdığında yanımızda bir şemsiyenin bulunmasıdır. Krizler yaşanacaktır, önemli olan buna hazırlıklı olmaktır.” dedi.
Frenkel, Astana Finans Günleri’ne katılmak üzere geldiği Kazakistan’da, 2008 mali krizinin 10 yıl sonrasında küresel ekonomik sistemin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yaklaşık 10 yıl önce yaşanan küresel mali kriz nedeniyle piyasaların oldukça karamsar bir ruh haline büründüğünü anımsatan Frenkel, “O dönemki algı, küresel mali sistemin çökmek üzere olduğu ve büyümenin asla eskisi gibi olmayacağı yönündeydi. Ancak gerçek şu ki; geçen yıl dünyadaki tüm ülkeler büyüdü ve tahminler yukarı yönlü revize edildi.” diye konuştu.
Son kriz yaşanmadan hemen önce, 1997’de meydana gelen Asya mali krizinin 10’uncu yılının tartışıldığını hatırlatan Frenkel, “1997 krizi öncesinde ise 1987’de yaşanan borç krizinin etkileri tartışılıyordu. Peki ben tüm bunlardan ne öğrendim? Krizlerin küresel ekonomik sistemin doğasında olduğunu.” dedi.
İyi zamanların sonsuza kadar sürebileceğine dair bir hayale kapanılmaması gerektiğine işaret eden Frenkel, “Geçmiş krizlerden alabileceğimiz en büyük ders, yağmur yağdığında yanımızda bir şemsiyenin bulunmasıdır. Krizler yaşanacaktır, önemli olan buna hazırlıklı olmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
"Sermaye piyasalar en iyi okuldur"
Krizlerin genellikle gerçek ekonomiden ziyade mali sistemlerden ötürü meydana geldiğini anlatan Frenkel, şöyle konuştu:
“Çünkü mali sistem son derece hızlı bir şekilde yayılabiliyor. Bu bazen iyi bir etki yaratırken bazen ise kötü bir etki yaratıyor. Risklerin fiyatlandırılması da tekrar mali piyasalarda yapılıyor. Dolayısıyla mali piyasaların sadece bir şok emici değil de aynı zamanda bir gösterge olarak kullanılması bulunduğumuz noktayı gösterecektir. Bu bir termometredir. Bu da geçmiş krizlerden aldığımız önemli bir derstir.”
Frenkel, Asya ve Latin Amerika’nın 2008'de yaşanan krize Avrupa ve ABD’ye kıyasla çok daha direnç gösterdiğini belirterek, “Çünkü bu ülkeler daha önce kriz yaşamış olmanın şansına sahiplerdi. Önceki krizlerden aldıkları dersler nedeniyle bankacılık ve mali sistemleri çok daha sağlamdı. Sermaye piyasaları, derslerinizi öğrenip öğrenmediğinizi gösteren en iyi okuldur.” dedi.
"Politika belirleyiciler ekonomilerini güçlendirmeli"
Bir krizin kesinlikle gerçekleşmeyeceğine yönelik algının oluşması halinde, mutlaka bir krizin yaşanacağını savunan Frenkel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak aksine, eğer yaşanabilecek bir krizin önlenmesi endişesi algısında olursak, söz konusu krizin atlatılması o kadar olası olur. Politika belirleyiciler, ekonomilerini güçlendirmelidirler. Geçmiş krizlerden öğrendiğimiz kadarıyla, en büyük kırılganlık genellikle mali sektörlerden geliyor. Dolayısıyla güçlü ve bir bankacılık sistemine, yüksek sermaye oranıyla güçlendirilen mali bir piyasaya ihtiyaç var.”