Fuarcılık 1'e 10 kazandırıyor

 

Ünal, konuya ilişkin açıklamalarda bulunarak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nden (TOBB) toplanan ve Derneklerince takibi yapılan istatistiki bilgilere göre Türkiye' de 167 adet fuar hazırlayan şirket olduğunu ifade etti.

Bu fuar şirketlerinin 2012 yılında 35 ilde 294'ü ulusal, 115'i uluslararası olmak üzere toplam 409 fuar düzenlediklerini belirten Ünal, "2013 yılında 27 ilde 308 ulusal, 129 uluslararası olmak üzere toplam 437 fuar gerçekleşmesini bekliyoruz" dedi.

 

Ünal, fuar sayısı bakımından İstanbul'un ilk sırada yer aldığını vurgulayarak, "Başta İstanbul olmak üzere Bursa, bazı konularda İzmir ve Antalya, Konya, Adana, Diyarbakır'da bir hayli etkili sonuçlar veren fuarlar hazırlanıyor" diye konuştu.

İstanbul dışındaki merkezlerin kendi coğrafyaları ve komşu ülkeler ilişkileri içinde önemli, büyük umutlar vadeden ve hızla gelişen birer ticaret merkezi haline geldiklerine dikkati çeken Ünal, bu çabaların bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına ve gelişmesine önemli katkılar sağladığını dile getirdi.

Ünal, fuarların açıldığı şehirlerin çevre şehirlerle birlikte zenginleştiğini, bu şehirlerde her meslekte dikkate değer gelirler elde edildiğini kaydetti.

 

Ünal, Türkiye'nin özellikle de İstanbul'un fuarcılık konusunda AB'nin birkaç büyük ülkesi dışında hepsinden çok iyi bir yerde olduğunu savundu. Türkiye'nin, AB coğrafyasının ilk üçüne giren fuarları hazırlayabilecek durumda olduğunun altını çizen Ünal, "Ambalaj, plastik, ev tekstili, yapı, tekstil ve konfeksiyon makineleri, kitap-yayın, seramik endüstrisi, pencere, cam endüstrisi, metal işleme, otomasyon, tıp, ahşap endüstrisi, savunma sanayi ve daha bir çok konuda bölgenin en büyük ve en etkili fuarlarını hazırlıyor" ifadelerini kullandı.

Ünal, bu fuarların AB'nin ilk üçü, dördü arasına giren fuarlar olduğunu söyleyerek, "Yurt dışında bir çok konuda fuarlar iki-üç yılda bir yapılabilirken, Türkiye bunları her yıl gerçekleştirebiliyor ve çok da ilgi görüyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

Türkiye'nin bölgenin en güvenilir, en istikrarlı ülkesi olduğunu kaydeden Ünal, bu durumun fuarcılık sektörünü olumlu etkilediğini dile getirdi.

Ünal, AB ülkelerinin yaşadıkları finansal sıkıntıları ve gelişmiş ekonomilerin hızla artan ülke borçlarından ötürü yatırımcıların Türkiye'ye ilgisinin arttığını belirterek, Türkiye'nin bölgede güvenin en yüksek olduğu ülke avantajını iyi kullanabildiğini söyledi.

Türkiye'nin kendi bölgesinde ticaretin merkezi olmayı başardığını ve bu durumun uluslararası ihtisas fuarlarına olumlu yansıdığını kaydeden Ünal, "Bugün Türkiye'de doğru hazırlanan çok uluslu fuarlara 70'e yakın ülkeden katılımcı firma, 100'e yakın ülkeden ziyaretçi geliyor" dedi.

Ünal, komşu ülkeler ile bozulan ilişkilerin fuarcılık sektöründe çok olumsuz sonuçlar doğurduğunu vurgulayarak, özellikle Suriye'den fuarlara gelen çok etkili alıcıların önemli oranda azaldığını belirtti.

 

Ünal, fuarların bütün dünyada ticaretin gelişmesine olanak sağlayan, alıcı ile satıcıyı, üretici ile tüketiciyi doğrudan bir araya getiren ortamlar olduğunu ifade etti.

Fuarların katkılarının ilgili sektör ile sınırlı olmadığını, fuarın hazırlandığı şehri ve ülkeyi de zenginleştirdiğini kaydeden Ünal, "Fuarlar, fuar hazırlayıcılarının dışında pek çok iş kolunu da harekete geçiriyor, böylelikle sağlanan iş imkanları pazarın 10 katı. Mimarlar, dekoratörler, marangozlar, gümrükçüler, reklamcılar, boyacılar, demirciler, otelciler, lokantacılar, taksiciler ve daha niceleri fuarların yarattığı ticari potansiyelden yararlanıyor. Bunlara simitçileri dahi ilave edebiliriz" ifadelerini kullandı.

Ünal, ekonomik gelişmenin sektöre olumlu yansımaları ile fuarcılığın pazar büyüklüğünün 2012'de 300 milyon dolar seviyesine çıktığını, fuarcılığın ülke ekonomisinden daha hızlı büyüdüğünü dile getirdi.

 

Türkiye'nin Avrasya Bölgesinin lideri olabilme konusunda ciddi bir mesafe aldığını belirten Ünal, ülkenin 2012 yılında da bu avantajını belli ölçülerde korumayı başardığını dile getirdi.

Ünal, dünyada ekonomik alanda büyük sıkıntıların bulunduğuna dikkati çekerek, büyük ülkelerin para basarak gelişmekte olan ülke ekonomilerini zor durumda bıraktığını kaydetti.

Türkiye'deki kurumların ekonomik boyutlarının çok küçük olup yeterli sermayeye sahip olmadıklarına dikkati çeken Ünal, "Birlikte çalışmak, ortak işler yapmak iş kültürümüze henüz yerleşmemiş. Bunlara rağmen bir çok ülke ile karşılaştırdığımızda iyi bir yerdeyiz ve çoğuna göre daha anlamlı büyüme rakamları yakalayabiliyoruz" şeklinde konuştu.

2013 yılında büyük değişimlerin olmayacağını da dile getiren Ünal, sektörün 2013 yılında yüzde 4 ve 4,5 büyüyecek gibi göründüğünü tahmin etti.