GDO'lu ürünlerin ithalatı zorlaştırılacak

Bakan Eker, GDO ürünlerle ilgili yönetmeliğin amacının ithalatı zorlaştırmak olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TBMM - Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO) ürünlerle ilgili yönetmeliğin amacının; GDO'lu ürünlerin ithalatını kolaylaştırmak değil, aksine ithalatını zorlaştırmak, kontrol ve denetim altına almak olduğunu söyledi.

Eker, TBMM Genel Kurulunda CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer'in gündem dışı konuşmasında GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmeliğe ilişkin eleştirilerini yanıtladı.

Yönetmeliğin, amacının dışında, yanlış bir şekilde topluma aktarıldığını ifade eden Eker, Türkiye'nin 2004 yılında bu konuyla ilgili Cartagena Anlaşmasına taraf olduğunu anımsattı.

Türkiye'nin GDO'larla ilgili bugüne kadar herhangi bir mevzuata sahip olmadığını belirten Eker, sadece 1998 yılında çıkarılan bir bakanlık talimatıyla işlemlerin sürdüğünü, bu talimatın GDO'larla ilgili beyana tabi olarak işlem yaptığını ifade etti. Eker, ''Biri gelse dese ki 'bende GDO var', o içeri alınmıyor. Onun dışında bir işlem yapabilmeniz, daha sıkı denetim altına alabilmeniz, kontrolünü daha iyi yapabilmeniz için bir mevzuatımızın olması gerekiyor'' dedi.

Biyogüvenlik yasa tasarısı

Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağının Bakanlar Kurulunda olduğunu ifade eden Eker, bu konunun dünyada sürekli değişen bir mevzuata sahip olduğunu, dünyada bu konuyla ilgili 120-125 milyon hektar alanda 27-28 ülkenin GDO ile ilgili üretim yaptığını, bunun iki, üç katı kadar ülkenin de bu ürünleri tükettiğini kaydetti.

Hükümetin kararının bu konulara liberal şekilde yaklaşma değil, aksine ''daha titiz, dikkatli, bu anlamda muhafazakar yaklaşmak'' olduğunu belirten Eker, henüz riskleri tam olarak belirlenmemiş, tam olarak bilinmeyen bir alanda bunu serbestleştirmenin aksine, bunu denetim, kontrol altına alma ve zararlı olabilecekleri de engellemeye dönük ara, acil mevzuat olarak -kanun çıkıncaya kadar- bu yönetmeliği çıkardıklarını kaydetti.

Yönetmelik AB standartlarıyla uyumlu

Bununla ilgili tasarının da Meclise geleceğini belirten Eker, şunları kaydetti:

''(Biz bunu mahkemeye götürürüz) demek, (bugünkü mevzuatı kaldırmak) demek, açık söylüyorum ki kesinlikle GDO'ya kapı açmak demek olur. Böyle bir şey yapmaya kalkarsanız millet de sizi tarih önünde GDO'yu engelleyen bir yönetmeliği kaldırdığınız için mahkum edecektir.

Bu yönetmelik, AB standartlarıyla tamamen uyumludur. AB'den daha ileri olduğumuz hükümler de var. GDO'lu ürünlerin bebek mamaları ve formülleri, devam mamaları ve devam formülleriyle, bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması kesinlikle yasak. AB'de bu yasak değil. Bizim yönetmeliğimiz AB'nin mevcut yönetmeliğinden daha ileri. İngiltere dışında bebek mamalarıyla ilgili durum serbesttir. İnsan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO'lu ürünlerin ithalatı ve piyasaya sunulması yasak. Burada da AB'den ileriyiz. Değer maddeleri ise AB ile uyumlu.

Bugünden itibaren işlem şu; Vatandaş getirdi herhangi bir gıda maddesi. Biz, kesinlikle analize tabi tutuyoruz. Eğer içinde herhangi bir GDO varsa, bunun ithalatına izin vermiyoruz. Birisi 'ben şu gıda maddesini, ürünü, ham maddeyi ithal ediyorum. Bunun içerisinde GDO var' dedi. Müracaat ediyor, alıyoruz. 15 ayrı belge hazırlamasını istiyoruz. Bu, 91 kişiden oluşan bilimsel komiteye havale edilecek ve incelenecek. Üç alanda; insan sağlığı, çevre sağlığı ve hayvan sağlığıyla ilgili en küçük bir risk gördüğü takdirde buna izin vermiyor. Dolayısıyla, bu yönetmelikle birlikte Türkiye'ye GDO'lu ürünün ithal edilmesi fiilen mümkün değildir. Yani sıfır düzeyindedir. Nedir peki bu mesele? Bizim bu işin büsbütün dışında kalmamız, bu teknolojiden bigane kalmamız mümkün mü? O da doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet. Türkiye Cumhuriyeti de bu teknoloji nedir, nasıl kullanılıyor? Bunu bilecek. Onun için bizim yönetmeliğimiz, bir çerçeve yönetmeliktir, bu yönetmeliğin gayesi GDO'lu ürünlerin ithalatını kolaylaştırmak değil, aksine ithalatını zorlaştırmak, kontrol ve denetim altına almaktır.''

"Kamuoyunu yanlış yönlendirmeye matuftur"

Bu yönetmeliğin yakın tarihte çıkacak olan Biyogüvenlik Kanunuyla birlikte daha üst bir hüküm normuna kavuşacağını ve böylece Türkiye'nin bu alanda çok daha ileri bir noktaya gelmiş olacağını belirten Eker, ''Bizim, Türkiye'nin insan, toplum, çevre sağlığı ve Türkiye'nin biyolojik, tarımsal kaynaklarına zarar verecek herhangi bir kararın altında imzamızın bulunması asla mümkün değildir. Ne uluslararası kuruluşlar, ne başka devletler ne de hiç bir kişi ve kuruluş için asla ve kata böyle bir uygulamanın içerisinde olmadık, bundan sonra da olmayacağız'' dedi.

Tarımla, tarımsal ürünlerle, tohumculukla ilgili attıkları adımların Türkiye'de tarım sektörünün önünü açtığını belirten Eker, Türkiye'nin geçen 5 yılın 4 yılında şiddetli kuraklık problemine rağmen, tarımda büyüdüğünü, diğer sektörlerde küçülme yaşanmasına rağmen, bu yılın ilk 6 ayında da yüzde 4,5 oranında büyüme gösterdiğini kaydetti. Eker, ''Tarımda istihdam arttı. Tarım bu anlamda bir tampon sektör görevi görüyor'' diye konuştu.

Bakanlığının yaptığı çalışmalarla ilgili bilgiler veren Eker, Türkiye'nin tarımsal üretim değerinin Dünyada 8. olduğunu söyledi.

Eker, sözlerini, ''Bu yönetmelikle ilgili söylenenler yanlıştır. Kamuoyunu yanlış yönlendirmeye matuftur. Bu yönetmelik, GDO'nun Türkiye'ye fiili olarak girmesini kesinlikle engelleyen bir yönetmeliktir'' dedi.

CHP Mersin Milletvekili Seçer de bu kadar önemli bir konunun akşamdan sabaha bir yönetmelikle düzenlenmesinin doğru olmadığını savundu.

Konunun Mecliste tartışılmadığını belirten Seçer, bu yönetmeliğin iptali konusunda CHP'nin üzerine düşeni yapacağını ifade etti.

MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal da hükümetin yönetmeliği geri çekmesini istedi.