Gelişen ülkelerden para kaçışı sürecek

Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) hazırladığı rapora göre Fed'in sıkı para mesajıyla gelişmekte olan ülkelere yatırım ve nakit akışı düşecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


Okan UMRUK

ABD Merkez Bankası (Fed) teşvikleri bu yıl yavaşlatıp, 2014'te sonlandıracağını açıklamasının ardından uzmanlar, ucuz para döneminin bitmesinin gelişmekte olan piyasalar üzerindeki olası etkileri konusunda tahminlerde bulunuyor. Fed Başkanı Ben Bernanke'nin çıkış sinyali vermesinden bu yana likiditenin sona ereceği endişesiyle gelişen piyasalardan para kaçışı başladı ve analistlere göre bu trend devam edecek. Dünya genelindeki hemen hemen bütün önemli finans kuruluşlarının üye olduğu ve saygın bir kuruluş olarak kabul edilen Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) hazırladığı rapor, para çıkışının hızlanarak devam edeceğini gösteriyor.
IIF, gelişmekte olan ülkelere yatırım ve nakit akışının bu yıl yavaşlayacağı ve 2014'te hız kesmeye devam edeceği öngörüsüne bulundu. Aralarında Türkiye'nin de olduğu ülkelere özel sektör sermaye akışlarının bu yıl 1 trilyon 145 milyar dolara ineceğini bildiren IIF, gelecek yıl bu rakamın 1.12 trilyon dolara gerileyeceğini tahmin etti. 2012'de özel sermaye akışı 1 trilyon 212 milyar dolar olmuştu. Gelişmekte olan ülkelerden bu yıl diğer piyasalara gidecek özel sermaye akışının büyüklüğü ise 1 trilyon dolar olarak tahmin ediliyor. Bu, 2000 yılından bu yana 10 kat artış anlamına geliyor. İşte rapordan satırbaşları:

1 - Kredi akışı 369 milyar dolara gerileyecek

Gelişmekte olan piyasalara yönelik banka kredilerinin düşmesi tahvil ve bonolardaki portföy yatırımlarının artmasına yol açmıştı. Ancak Fed'in parasal genişlemeyi durduracağına dair mesajıyla bu yöntem de kuma saplandı. Bu yüzden 2013-2014 döneminde IIF, banka dışı aktörlerden (özellikle tahvil bono yatırımcıları) net kredi akışlarında düşüş bekliyor. Geçen yıl bu akışın miktarı 390 milyar dolardı. Akışın bu yıl 369 milyar dolara, 2014'te de 325 milyar dolara gerilemesi bekleniyor. Bu gerilemenin banka kredileri ve hükümet yardımları gibi resmi akışlardaki ılımlı artışla telafi edilmesi bekleniyor.

2 - Çıkış yeniden fiyatlanırsa kötü

IIF'ye göre esas risk gelişmekte olan piyasalara yönelik net sermaye akışlarının genel olarak düşüşü değil, fakat bunun tek tek ülkelere olan etkisi olarak niteleniyor. IIF raporda, "Tahminlerimizde en önemli aşağı yönlü risk piyasaların Fed çıkış beklentilerini ansızın yeniden değerlendirmeleri halinde vadesi gelmiş tahvil faizlerinin daha da keskin bir şekilde yeniden fiyatlandırılmasıdır" denildi. Bu senaryoya göre Avrupa'daki gelişmekte olan piyasalar arasında bulunan Türkiye ve Macaristan gibi ülkeler hassas olarak değerlendiriliyor.

3 - Cari açık dikkatli izlenmeli

Rapora göre küresel dış kaynaklı sermaye sağlama arzının zayıflığı kolayca tek tek ülkeleri tehlikelere açık hale getirebilir. Büyük ölçekli finansman kaynağı ihtiyacında olan ülkeler özel olarak yabancı sermaye akışında düşüşlerle karşılaşabilir. Eğer dış finansman kaynakları kurursa borçlananlara (hem devletler hem de özel sektör oyuncuları) kendilerini likidite ve borç ödeme zorluklarıyla karşı karşıya bulabilirler. IIF'ye göre izlenmesi gereken önemli göstergeler arasında bir ülkenin belli bir zaman aralığında dış finansman ihtiyaçlarını gösteren cari açık da yer alıyor.

4 - Uluslararası yatırım pozisyonuna dikkat

Diğer kritik gösterge ise bir ülkenin net varlıkları ile yükümlülüklerini gösteren net uluslararası yatırım pozisyonu olarak ifade ediliyor. Bu iki ölçüye dair verileri değerlendiren IIF raporuna göre Türkiye, Romanya, Polonya ve Fas geniş finansman kaynağı ihtiyacıyla dikkat çekiyor. Bununla beraber rapor bir ülkenin risk durumunu dış borç, döviz rezervleri, büyüme projeksiyonları, ve kurumların kalitesi gibi diğer değişkenlerin de etkilediğine dikkat çekiliyor.

5 - Yüksek tahvil faizi piyasaları dalgalandırır

ABD'nin parasal genişlemeden çıkış sinyaliyle piyasa beklentilerinin değişmesinin tahvil faizlerini yukarı çekmesi rapora göre küresel finans sisteminde dalgalanmalara yol açabilir. IIF'in ana senaryosu Fed'in yavaş ve kontrollü bir çıkış gerçekleştireceğini öngörse de ABD tahvil faizlerinde hızlı bir yükseliş küresel risk kaçınma manevralarında daha fazla artışı tetikleyebilir. Böyle bir gelişme de kendi kendini besleyerek, yabancı sermayenin gelişmekte olan piyasalardan çekilme sürecini hızlandırabilir. IIF'ye göre ABD faiz oranlarının mevcut istinai düşük seviyesi potansiyel olarak faizin yükselmesinin nihai büyüklüğünün çok önemli olabileceğini ifade ediyor.

Macaristan ve Türkiye riskler konusunda hassas

Rapora göre risklerin hem bu yıl hem de gelecek yıl büyük çaplı dış borç geri ödemesi yapması ve finansman için ülke para birimi forint cinsinden yabancı tahvil alımına aşırı bağlı olmasından ötürü Macaristan'da daha yüksek olacağı belirtiliyor. Dikkate değer düzeydeki döviz rezervlerinin kısmi rahatlama sağlaması beklenirken, hem hükümetin hem de özel sektörün döviz cinsinden borca aşırı bağımlı olması finansman baskılarını artırıyor. Cari açığını finanse etmek için büyük ölçüde kısa vadeli yabancı sermaye girişlerine bağlı olan Türkiye de rapora göre önemli risklerle karşı karşıya. Portföy girişlerinin halihazırda tersine döndüğü ülkede lira üzerinde aşağı yönlü baskıların arttığına dikkat çekiliyor. Raporda Türkiye'de merkez bankasının döviz kuru oranı istikrarına artan ilgisi para birimi TL'nin aşırı değer kaybına dair kısa vadeli riskleri, döviz rezervlerinden önemli çekimler pahasına sınırlandıracağı savunuldu.

 

cin_piyasa.jpg