Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın: 'Şemsiyeyi yağmurlu günde kapatan' bir banka değiliz
Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın: 'Şemsiyeyi yağmurlu günde kapatan' bir banka değiliz
İZMİR - Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Sadece her şeyin olumlu gittiği bir dönemde kredi veren, ama en ufak bir bozulma olduğu zaman teminatı direkt paraya çevirmeye çalışan, yani işadamlarının deyimiyle 'şemsiyeyi yağmurlu günde kapatan' bir banka değiliz" dedi. Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın (EBSO) temmuz ayı olağan meclis toplantısında konuşan Aydın; Sabah-ATV satışında Çalık Grubu'na kullandırılan kredinin bankacılık ve ticari teamüllere uygun olduğunu da belirterek, "Bizim bu gruba yaptığımız kredi miktarının, yaklaşık 2 katından fazla grup kredisi olan en az 4 tane firmamız var" diye konuştu. Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın (EBSO) temmuz ayı olağan meclis toplantısına konuk olarak katılan Hüseyin Aydın, burada yaptığı konuşmada ekonomiye ve Halkbank'ın hizmet politikasına yönelik açıklamalarda bulundu. Aydın, Halk Bankası'nın 70 yıllık süreç içinde bu görevini zaman zaman fevkalede yerine getirdiğini, ama zaman zaman da ekonomik krizlerden etkilendiğini ifade ederek, "Ekonomik krizin en yoğun yaşandığı 2001 yılından sonra yani 2003 mart döneminde iş başına geldik. Bankanın reel sektöre o dönemde verdiği kredi miktarı 500 milyon YTL. Teknoloji hızla değişiyor. Biz bu arada bir çözüm bulduk; Pamukbank ile birleştik. Bu birleşmeyi sinerjiye çevirdik. Cumhuriyet tarihinin en kısa ve başarılı birleşmesini sağladık. 2007 yılında Cumhuriyet tarihinde Türk sermaye piyasalarının en büyük halkı arzını yaptık. 1 milyar 850 milyon YTL'lik halka arzı gerçekleştirdik. 2008 Mart sonu itibariyle ise reel sektöre 20 milyar dolar kredi kullandırdık" diye konuştu. Aydın, bu iyileşmeyi, Pamukbank birleşmesindeki başarı, müşteri odaklı bankacılık anlayışına geçiş ve özellikle şube müdürlerinde "risk iştahı" yaratarak yaklaşık 20 katlık bir kredi büyümesi gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Aydın, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak tabii ki, ekonomide işler iyiye giderken kredi vermek çok kolay, ancak ekonominin daraldığı dönemlerde bu verdiğiniz kredilerin yönetilmesi en az kredilendirme kadar önemli. İşte Halkbank'ın bir özelliği bu. Biz burada devreye giren bankayız. Firmanın ciddi anlamda ayakta kaldığına inandıktan sonra, gerek yeniden yapılandırma gerek vade uzatımları yapıyoruz. Sadece İzmir'de bu şekilde son dönemde yaptığımız yeniden yapılandırmayla 70 adet firmaya 30 milyon doların üstünde hayat suyu verdik. Bunu da vermeye devam edeceğiz. Yoksa biz sadece her şeyin olumlu gittiği bir dönemde kredi veren, ama en ufak bir bozulma olduğu zaman teminatı direkt paraya çevirmeye çalışan, yani işadamlarının deyimiyle 'şemsiyeyi yağmurlu günde kapatan' bir banka değiliz. Tam tersi şemsiyeyi dört mevsim açık tutan bir bankayız" diye konuştu. Yeniden yapılandırma sürecinin zaman aldığını, bundan sonra daha çok sahada olacaklarının altını çizen Aydın, İzmir'de kredi hacmiyle birlikte dış ticaret hacminde de önemli pay almak istediklerini ve İzmir için ciddi planları olduklarını dile getirdi. TSO'lar aracılığı ile 1.3 milyar YTL kredi İzmir Ticaret Odası ile protokol imzaladıklarını, EBSO ile protokol imzalayacaklarını vurgulayan Aydın, "Protokol kapsamında KOBİ kapsamında olan firmalardan Halkbank'ın bir özelliği var banka ve sigorta muameleleri vergisi almıyoruz. Vade ve teminatlandırma yönüyle, kullandırılan para cinsi yönüyle en uygun koşullardaki kredilerden yararlandırma imkanı sağlıyoruz" dedi. Aydın, bir yılda sanayi ve ticaret odalarına yaklaşık 1.3 milyar YTL kredi kullandırdıklarını bildirdi. Çalık'a verilen kredi bankacılığa uygun Hüseyin Aydın, bir meclis üyesinin Sabah-ATV medya grubunun satışında Çalık Grubu'na sağlanan finansmanla ilgili sorusuna şu yanıtı verdi: "Aslında herhangi bir grubu kredilendirmemizin o grupla ilgili hangi düzeyde araştırma yaptığımız, hangi teminatları aldığımız aslında bir müşteri sırrıdır. Bankalar Kanunu bizim total kredilendirmenin dışında firma bazında bir açıklamayı doğru bulmuyor. Bu düzenlemeyi biz yapmadık. Ama bu konuda yaşanan tartışmalar üzerine kamuoyuyla daha önce bazı bilgileri paylaştık. Halk Bankası, daha önce proje finansmanı yapmayan bir bankaydı, ama banka 2006 yılından başlayarak proje finansmanı yapmaya başladı. Türkiye'de özelleştirmenin sattığı veya bir başka şekilde herhangi bir firma satın alma işlemleriyle ilgili yapılan sendikasyonların tamamına yakınına katıldık. Türkiye'nin en büyük özelleştirmeleri var. Dolayısıyla bu tarz yaptığımız proje finansmanında, firmalardan ne almışlar? Genelde alınan firmanın hisse senedi rehinidir. Onun dışında bu satın alma işleminden sonra, o firmanın fon yaratma kapasitesi ölçülüyor. 'Bu, bunu ödeyebilir mi' diyoruz. 2'ncisi bizim kaynağımız bu vadeyle uyumlu mudur, 3'üncsü de fiyatlamamız, bize bir şey kazandırır mı?" Türkiye'nin çok büyük, ilk 500'deki firmalarına da kredi verdiklerini ancak hiçbirinin tartışma konusu olmadığını ifade eden Aydın, "Bu yaptığımız işlemde de bir, hisse senedi rehini alınmıştır. İki, ipotek alınmıştır. Üç, firmanın bütün nakit akışı, birlikte hareket ettiğimiz ilgili banka ile birlikte bizden geçmektedir. Dolayısıyla, diğer yaptığımız proje finansmanlarda hepsinden yaptığımızdan farklı teminatlar da temin etmişizdir" diye konuştu. Aydın, ülkenin medya sektöründe herhangi bir büyüme olmasa, reklam pastası artmasa bile bu satın alma işleminin fonlanmasının bankaya artı değer kazandırdığına inandıklarını söyledi. Aydın, sözlerine şöyle devam etti: "2000'li yılların başında kamu bankaları gece para piyasalarından borçlanmazsa o gün kasayı bağlayamıyordu. Yani likidite problemi vardı. Bugün o Halk Bankası'ndan bir kalemde sizin de miktarını bildiğiniz kadar bir krediyi ödeyebilecek bir konuma geldi. Açık ve net söylüyoruz, yaptığımız bu işlem bankacılık ve ticaret teamüllere uygundur. Bizim bu gruba yaptığımız kredi miktarının, yaklaşık 2 katından fazla grup kredisi olan en az 4 tane firmamız var" diye konuştu. Halkbank'ın bu yıl 70. yılını kutladığını hatırlatan Aydın, bankanın kuruluş misyonuna bakıldığında bir KOBİ bankası olduğunu ve asli misyonunun üreten Türkiye'ye katkıda bulunmak olduğunu dile getirdi. KOSGEB ile etle tırnak gibiyiz KOSGEB 1000+1000 KOBİ Yatırım Destek Programı'nda Halkbank'ın neden yer almadığına yönelik soruyu da yanıtlayan Aydın, "KOSGEB'in kredilendirmelerinde biz hep vardık. Ama bu dönem sadece biz değil, VakıfBank ve Ziraat Bankası da olamadı. KOSGEB ile görüşmelerden sonra piyasalarda bazı değişmeler oldu. Bu değişmeleri KOSGEB'e yansıtmak istedik. Yani koşullar değişti, yeni düzene göre bir yapı istedik. Dolayısıyla geçiçi bir ayrışma oldu. KOSGEB'in bundan sonra yapacağı çalışmalarda yine birlikte olacağız. KOSGEB ile et ve tırnak gibiyiz. KOSGEB'in kaynakları sınırlı. İsteriz ki kaynağı daha çok olsun. Kullandırdıkları kredilerin faizli bölümünü kendileri ödesin, Türk sanayicisi yatırıma devam etsin" şeklinde konuştu.