Hangi yabancı yatırımcı, Türkiye'de daha başarılı?

PKF İstanbul Ofisi, Türkiye'ye yatırım yapan yabancı şirketlerden en başarılı olanın ABD kökenlilerin olduğunu tespit etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi PKF'nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de yatırım yapan yabancı şirketlerden en çok ABD kökenli olanlar başarılı oluyor.

PKF İstanbul Ofisi, Türkiye'ye yatırım yapan yabancı şirketleri ülke bazında incelemeye tabi tuttu. Gerçekleştirilen kapsamlı araştırma sonucunda ortaya çıkan rapor, yabancı yatırımda kritik başarı faktörlerini ve başarısızlıkların nedenlerini ortaya koyuyor.

PKF İstanbul ofisi tarafından Türkiye'de yabancı yatırım süreçlerinde yer almış orta ve üst düzey uzmanlar arasında yapılan araştırma, ülke bazında başarı oranlarını da gözler önüne serdi. 13 farklı ülkeden 147 yatırımcının toplam 25 milyar doları aşkın yabancı yatırım hacmini kapsayan 537 yatırımı değerlendirdiği araştırma, dikkat çeken veriler ortaya koyuyor.

Araştırmaya katılan uzmanlar, ticari ve yönetsel boyutu değerlendirirken operasyonun ilk 5 yılı üzerine de görüş veriyor. Yatırım sürecinin tanıkları, planlama ve uygulama aşamaları arasındaki farkların hangi ülkelerde en yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, 5 yıllık iş planını gerçekleştirme oranının en yüksek olduğu ülke, yüzde 91 ile ABD. ABD'yi yüzde 88 ile Almanya ve yüzde 86 ile Katar izliyor.

Araştırmanın ortaya koyduğu verilere göre Türkiye'nin siyasi istikrar durumu, yatırım uzmanlarının gözünde istikrarlı ve istikrarsız arasında eşit olarak dağılıyor. Siyasi ortamın yabancı yatırımcı tarafından dogru analiz edilememesi yatırımcıların iş planlarından ve hedeflerinden sapmasına yol açıyor.

Karne notu yüksek olan ülkeler

Siyasi okuryazarlık ile ticari hedefler arasındaki bağı ortaya koyan veriler, ABD'li ve Alman yatırımcıların Türkiye pazarında en başarılı örnekler olduğunu gösteriyor. Karne notu yüksek olan diğer ülkeler ise Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere. Çin'li ve İtalyan yatırımcıların, siyasi koşulları doğru şekilde analiz edememelerinden dolayı ticari hedeflerden sapma konusunda yüzde 68 ile sondan ikinciliği paylaştığı görülürken, Avusturya siyasi okuryazarlık konusundaki zayıflığı ile açık ara son sırada yer alıyor.

Türkiye'de yapılan yabancı yatırımlar ticari ve idari açıdan değerlendirildiğinde ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Önemli pozisyonlar için yerel atama yapmak yerine kendi ülkesinden personel transfer eden yabancı yatırımcıların oranı yalnızca yüzde 25'te kalıyor. Bu durum, yabancı yatırımcıların çoğunluğunun yerel yönetim deneyimine ve uzmanlığına güvendiğini gösteriyor.

Rusya, Çin ve Avusturya gibi kendi ülkesinden transfer oranı en yüksek olan yatırımcıların ise bu tercihten avantaj sağlamadıkları görülüyor. Tıpkı yerel atama konusu gibi, yerel ortakla yaşanan yatırımcı kaynaklı sorunlar konusu da önemli bulgular ortaya koyuyor. Fransız ve Avusturyalı yatırımcı gruplarının paydaş iletişiminde ve ilişki yönetiminde zayıf olmaları nedeniyle yerel ortakları ile ciddi sorunlar yaşadığı açığa çıkıyor.

Katılımcılara görev aldıkları yatırımlar arasından hangilerinin ticari açıdan en iyi ve en kötü s¸ekilde yönetildiği sorulduğunda listenin olumlu tarafında ABD, Almanya ve İngiltere yer alırken "en kötü yönetilen" sıralamasında ilk 3'ü Avusturya, Rusya ve İspanya oluşturuyor.

PKF İstanbul Ofisi Yönetici Ortağı Kadir Sayıcı, rapora ilişkin değerlendirmesinde, "Türkiye pazarı uzun yıllardan beri uluslararası likidite fazlalığına cazip imkanlar sunan bir yatırım ortamı" dedi ve ekledi:

"Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından yayınlanan 2014 ve 2015 Dünya Yatırım Raporları'nda da belirtildiği gibi, yıllık 12 milyar dolar tutarındaki yatırımlarla Türkiye, açık ara bölgedeki en çok doğrudan yabancı yatırımı alan ülke. Ancak Türkiye'deki bazı yabancı yatırımcılar, "pazara giriş" ve "sürdürülebilir büyüme" performanslarıyla büyük başarı elde etmiş olsalar da, bazıları beklendiği gibi güçlü bir performans sergileyemedi, hatta başarısızlığa uğradılar. Hazırladığımız raporun amacı, bu başarı ve başarısızlıkların temel nedenlerini, sürecin içinde bizzat yer alan profesyonellerin yorumları ve görüşleri çerçevesinde belirlemek ve yeni yatırımcılara ışık tutuyor."