”Hükümet krizin varlığını reddetti"
TÜSİAD'ın 39. Genel Kurulu toplantısında Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı'na Mustafa Koç yeniden seçildi
İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 39. Genel Kurulu toplantısında Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı'na Mustafa Koç yeniden seçildi.
Mustafa Koç, toplantıda yaptığı konuşmada, hükümetin krizle ilk ilişkisini onun varlığını reddederek kurduğunu belirterek, ''piyasaların güven sorununu ortadan kaldıracak güçlü önlem paketleri oluşturmak yerine, dağınık tekil önlemler almayı ve IMF anlaşmasını da mümkün olduğu kadar geciktirmeyi tercih etti'' dedi.
Mustafa Koç, zorlu bir yıla ve dünyanın muhtelif değişimlere gebe olduğu bir döneme girerken, bu genel kurulun güne ve geleceğe ilişkin sağlıklı bir bakış açısı geliştirmeye yardımcı olmasını dilediğini ifade etti.
Koç, konuşmasında şunları kaydetti:
''Bildiğiniz gibi, Hükümet krizle ilk ilişkisini onun varlığını reddederek kurdu. Piyasaların güven sorununu ortadan kaldıracak güçlü önlem paketleri oluşturmak yerine dağınık tekil önlemler almayı ve IMF anlaşmasını da mümkün olduğu kadar geciktirmeyi tercih etti.
Finansal açıdan dayanıklı olduğumuzu ilan ederken, reel sektörün içine düştüğü sıkıntıyı tüm belirtilerine rağmen göremedi. Şimdi tüketici güven endeksi en düşük, işsizlik ise en yüksek seviyede. Üretim çok gerilediği için cari açık nispeten küçülecek, ama finansmanı eskisinden çok daha zor olacak. Üstelik özel sektörün döviz borçları yüksek bir seviyede...
2001 krizinde iç piyasada yaşanan daralmayı en azından bazı sektörlerde ihracat ile kısmen telafi etmek mümkün olabilmişti. Bugün ise tüm dünya pazarlarında eş zamanlı bir daralma olduğu için, 2001 krizinin aksine ihracatta şok bir düşüşle yüz yüze kalınacağı da maalesef önümüzde duran bir başka gerçek.''
"Böyle bir ortamda hükümet daha çok düşünmeli"
Mustafa Koç, en çok tartışılan konular arasında 2009'un ilk çeyreği bitmeden yeni bir küresel iflas dalgasının gelip gelmeyeceğinin yer aldığına dikkati çekti. Böyle bir ortamda Hükümetin daha çok düşünmesi ve toplumun değişik kesimleriyle daha çok görüş alışverişinde bulunmasının şart olduğunu dile getiren Koç, "Sadece günü kurtarma peşinde koşmamak, meyvelerini gelecekte verecek tohumları atmaya başlamak zorunlu. Çünkü 'gelecek' çok hızlı 'bugün' oluyor" diye konuştu. Mustafa Koç, şöyle devam etti:
"Unutmayalım, Türkiye ekonomisi yapısal sorunları nedeniyle krizin etkileri ortaya çıkmadan yavaşlamaya başlamıştı. Dolayısıyla her şeyi sabit bırakıp krizin etkilerini bertaraf ettiğinizde ekonominin Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yüzde 7-8'lik büyüme oranlarını tekrar yakalayamayacağı aşikar... Bu yüzden krizin yarattığı tahribatı gidermeye çalışırken ekonomiyi yeniden yapılandıracak reformlara odaklanmak en doğru davranış biçimidir. Burada da zamanlama reformların içeriği kadar önemlidir. Kapsamlı bir aksiyon planı çerçevesinde ekonomik, siyasal, sosyal ve diplomatik çözümleri oluşturmak için yerel seçimlerin geçmesini beklemek, telafisi olmayan kayıplar yaşamamıza neden olabilir."
"Yerel seçim yüzünden krize odaklanamıyoruz"
TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, asıl üzerinde durmak istedikleri konunun karmaşık sorunların aşılması için basit ama çok temel bazı gereklerin yerine getirilmesinin zorunluluğu olduğunu vurgulayarak, toplumun önüne kısa ve uzun vadeli hedefler koymanın iyi bir liderlikle toplumu birlik içinde bu hedeflere sevk etmenin sorunları çözmek için uzmanlığa önem vermenin, çözümlerle ilgili kesimlerle birlik oluşturmanın bunlardan bazıları olduğunu anlattı. Koç konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Açıktır ki Türk toplumu son yıllarda kendi içine kapanmış en kritik küresel sorunları kendi meseleleriyle meşgulken karşılamak zorunda kalmıştır. 2007'de 'mortgage' krizi patlak verdiğinde, bizim gündemimizde genel seçim sonuçları, yeni cumhurbaşkanı ve yeni hükümet vardı. Zaten bütün bir yıl bu mücadelelerle yitirilmişti. 2008 başında bir tarafta finansal krizin belirtileri ortaya çıkmaya başladığında, öte tarafta dünyada bir gıda kıtlığı yüzünden ayaklanmalar yaşanırken biz türban konusuyla meşguldük. Ağustos'ta görmezden gelinemeyecek biçimde kriz patladığında ise iktidar partisinin kapatılması-kapatılmaması konusu ve Ergenekon davaları gündemimizi işgal ediyordu. Bugün de kasım ayında sanayi üretimi çift haneli eksiyi gördüğü halde bir türlü krize odaklanamıyoruz, çünkü gündemimizde yerel seçimler var. Demokrasinin bu temel gereklerinden birini kendi önemi çerçevesinde yerine getirmek yerine, ülkeyi bir genel seçim havasına sokmuş durumdayız. Hem de en gergin biçimde...''
"Türkiye AB konusunda yeni faturalarla yüz yüze kalacak"
Mustafa Koç, 2009'un Kıbrıs açısından da kritik bir yıl olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
''Liman ve havaalanlarının Güney Kıbrıs'a açılmamasının Gümrük Birliğini ihlal olarak yorumlanması sonucu aralık 2006'da bazı müzakere başlıkları askıya alınmıştı. AB Komisyonu, Türkiye bu yükümlülükleri yerine getirmezse 2009 sonunda müzakereleri bütünüyle gözden geçireceğini ilan etmişti. AB'nin, Kıbrıs sorununun çözülmesini beklemeden, 2005'te Güney Kıbrıs'ı tam üye yapması çok büyük bir hataydı. Bu hatanın faturası haksız yere Türkiye'ye kesildi.
2009 yılında Türkiye, tümüyle kendi iç meselelerine odaklanmış, reformlarını yeniden devreye sokamamış ve AB konusunda son zamanlarda gösterdiği kararlılık eksikliğini sürdürür vaziyette olursa, büyük ihtimalle yeni faturalarla yüz yüze kalacaktır. Buna karşılık Kıbrıs konusunda bir mesafe kat edilirse, AB müzakerelerini durdurmaya çalışan Türkiye karşıtları ciddi bir yenilgiye uğratılmış olacaktır. Bu konuda da umut 2008'de olumlu adımlarına şahit olduğumuz toplumlararası görüşmelerin yeni mesafeler kat etmesinde ve Hükümetin gelişmeleri cesaretle değerlendirerek çözüm yönünde adımlar atmasındadır.''