İç piyasaya yönelen çelik üreticisi sıkıntılı

Müteahhitlerle çelik üreticileri arasında tartışmalara neden olan inşaat çeliğinde arz sıkıntısını gidermek adına ihracat siparişlerini erteleyenler, yurt içinde bekledikleri talebin gelmemesi nedeniyle sıkıntı yaşıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Müteahhitlerin inşaat çeliği bulunamadığı iddiasıyla ithalatın kolaylaştırılması isteğinin ardından birçok çelik üreticisi ihracat siparişlerinin teslimini ötelemek ve yurt içi piyasaya yönelik üretim yapmaya yönelmişti.

Söz konusu gelişmelerin etkisiyle temmuz ayının ilk iki haftasında inşaat çeliği ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 64 azalarak 256 bin tondan 92,4 bin tona gerilerken, ihracat için ayrılan ürünlere iç piyasada beklenen talebin gelmemesi birçok çelik üreticisini zor durumda bıraktı.

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, konuyla ilgili değerlendirmede bulunarak, geçmiş yıllarda temmuz ayında ihracatta canlanma yaşandığına işaret etti ve bu yıl bu durumun tersine döndüğünü söyledi.

Yayan, inşaat çeliği ihracatının 1 Ocak-16 Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 azalarak 3 milyon 320 bin tona gerilediğini dile getirdi.

Yaşanan düşüşte çelik üreticilerinin yurt içindeki talebi karşılamak adına ihracat siparişlerini ertelemelerinin de etkili olduğuna işaret eden Yayan, "Bazı üreticilerimiz geçici olarak ortaya çıkan arz sıkıntısını aşabilmek için ihracat kontratlarını askıya aldı. Bunu müşterilerinin onayını alarak gerçekleştirenlerin yanı sıra siparişleri geciktirdiği için ceza ödeyenler de oldu. Askıya aldığınız kontrat ilişkilerinize gölge düşürüyor. Daha sonraki bağlantılarınızda sizi güven açısından sıkıntıya sokuyor" diye konuştu

"Çelik sektörüne baskı yapmak uygun değil"

İnşaat çeliğinde arz sorununun kalıcı olmadığını her fırsatta dile getirdiklerini anlatan Yayan, "Problem, müteahhitlerin almaları gereken pozisyonu zamanında almamalarından kaynaklandı. Meseleyi piyasa mekanizmasının çözmesini beklemek yerine çelik sektörüne baskı yapmak uygun değildi" ifadesini kullandı.

İthalatı kolaylaştırmak adına gümrük vergisini düşürmenin olumsuz etkilerinin görüldüğünü ifade eden Yayan, bu anlamda İtalya'nın kendi pazarında kullanamadığı ve Cezayir için üretilmiş 80 bin ton civarında kalitesiz ürünün Türkiye pazarına girdiğini savundu.

"Faturayı biz ödedik"

Birçok üreticinin ihracat amaçlı ürettiği malları stokta bekletmelerine karşın bu mallara iç piyasadan talep gelmediğinin altını çizen Yayan, "İnşaat çeliği konusunda suni bir ortam oluşturuldu ve bunun faturasını sektör olarak biz ödedik. Bu ortamı oluşturanlar ise herhangi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmadı. Bu, iyi niyetle bağdaşmayan bir girişim. Çelik sektörü ciddi oranda katma değer, ithal ikamesi ve ihracat geliri sağlayan bir sektör. Bu sektörü zemini olmayan, geçici birtakım durumlardan dolayı adeta mahkum etmek varsa spekülasyonların müsebbibi gibi gösterilmek sektörü üzüyor" şeklinde açıklama yaptı. 

"Fiyatlarımız Rusya, ABD ve Çin'den düşük"

Türkiye'de söz konusu sektörde önemli firmalar ve tüccarlar bulunduğuna dikkati çeken Yayan, "Bu kadar çok oyuncunun olduğu bir noktada fiyatların söylentilerle veya gümrük vergisi indirimleriyle düşmesi mümkün mü? Türkiye'nin fiyatları zaten Rusya, Çin ve ABD'deki fiyatlardan düşük" değerlendirmesinde bulundu.

Yayan, küresel piyasada inşaat çeliği fiyatları bu yılın başından itibaren yaklaşık yüzde 38 arttığını kaydederek, Türkiye'de ise fiyat artışının yüzde 20'nin biraz üzerinde olduğunu ifade etti.

Fiyatların enflasyon oranlarına atıfta bulunularak yüksek ya da düşük olduğunun söylenmesinin kabul edilebilir olmadığına dikkati çeken Yayan, "Bu ya çok ciddi bir bilgisizlik ya da ciddi bir kötü niyetlilikle açıklanabilir. Türkiye'de bu enflasyona göre artıp azalmıyor. Çünkü bunların girdisi olan cevher, kömür ve hurda yurt dışından geldiği için fiyatlar ağırlıklı olarak döviz kurlarıyla belirleniyor. Yurt içinden yüzde 35 oranında hurda alınıyor ama yerli hurdacılar da dünya fiyatlarına hemen entegre oluyor" diye konuştu.

İthal çeliğin toplam çelik tüketimindeki payının yüzde 20'lere düşmesi gerektiğini ifade eden Yayan, sektörün ithalatın mutlaka azaltılması gerektiğinini bilincinde olduğunu söyledi. "Bize kimse bir şey söylemese de yurt içi piyasaya öncelik veriyoruz" diyen Yayan, bu yüzden sektörün özellikle ihracata yönelerek yurt içi piyasayı daralttığına yönelik değerlendirmelerin kendilerini rencide ettiğini sözlerine ekledi.