İDDMİB: Yerli otomobilin kablolarını üretebiliriz

Alüminyum ve bakır sektörünün sorunlarını masaya yatıran İDDMİB, Afrika pazarına Çin'in hakim olduğunu belirterek, bu durumu tersine çevireceklerini söyledi. İDDMİB, ayrıca yerli otomobilin kablolama sistemi ile ilgili tüm ihtiyacı karşılayabilecek nitelikte olduklarını duyurdu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Alüminyum ve bakır sektörlerinin karşılaştığı sorunlara çözüm bulmak için arayışlarını sürdüren İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Antalya’da bir çalıştay düzenledi. 73 firmanın katılımıyla bu yıl üçüncüsü düzenlenen Alüminyum ve Bakır Çalıştayı'na öncekilerden farklı olarak Suudi Arabistan, Tacikistan ve Azerbaycan'dan da alüminyum üreticileri katıldı.

İDDMİB Başkanı Rıdvan Mertöz, çalıştaya yabancı ülkelerden çağrılan alüminyum üreticilerinin yanı sıra ekonomi uzmanlarının da davet edildiğini belirtti. Uzmanların ihracatçılara dünya ve Türkiye ekonomisi hakkında bilgiler aktardığını anlatan Mertöz, özellikle ‘ihracatta bölgesel sorunlar’ ile ‘iç ve dış ticarette yaşanan sorunlar ve çözümler’in konuşulduğunu kaydetti. Çalıştayda hammadde, eğitim ve gümrükte yaşanan sorunların yanı sıra lojistiğin öneminin vurgulandığını ifade eden Mertöz, gümrük kapılarında bekleme konusunda Bakanlığın çalışmalarına rağmen özellikle Bulgaristan, Kapıkule kapılarında hala yoğun kuyrukların sürdüğünü ifade etti. Önceki iki çalıştayda gündeme gelen sorunların bazılarının çözüldüğünü ancak hala büyük kısmının devam ettiği ifade eden Rıdvan Mertöz, kamuda sorunların çözülmesinin zaman aldığını söyledi.

"Irak'a kablo ihracatımız olumsuz etkileniyor"

Çalıştayın asıl amacının alüminyum ve bakır ihracatının önünü açacak çözümler üretmek olduğunu ifade eden İDDMİB Yönetim Kurulu Üyesi Sevgür Arslanpay, özellikle Irak pazarında yaşanan sorunlara dikkat çekti. Irak'ta referandum öncesi ve sonrası yaşanan gerginliğin bakır sektörünün ihracatını direkt değil ancak dolaylı olarak ihracatında önemli bir yer alan kablo sektörünü olumsuz etkilediğini söyledi. Irak’ın kablo sektörünün ihracatında ilk ya da ikinci sırada yer aldığını kaydeden Arslanpay, “Yeniden yapılanma sürecinde olan Irak'ın bu süreci tamamlaması çok uzun yıllar alacaktır. Irak’taki bu gerginlik kablo ihracatını da olumsuz etkiledi. Aynı olayı ileride Suriye için de göreceğiz. Bir ülkenin alt yapısının yenilenmesi demek çok ciddi bakır tüketimi demektir. Ülkenin tüm enerjisi A’dan Z’ye ele alınıp yenileniyor” dedi.

"Sınırdaki kuyruklar pazar kaybına yol açıyor"

Avrupa'da üretilen araçların en az yarısında Türkiye'den giden bakır iletkenlerden üretilmiş kabloların kullanıldığını ifade eden Arslanpay, “Otomotivde kullanılan iletkenler kalite ve teslimat açısından son derece önemli. Otomotiv üreticileri zamanlama konusunda çok hassaslar. Geciken ürünleri depolama sistemi ile çalışmadıkları için kabul etmiyorlar. Sınır kapılarındaki sorunlar yüzünden oluşan teslimat gecikmeleri bize pazar kaybı olarak geri dönüyor. Bu konuda hükümetimizin gayretleri var. Ancak bunun karşı taraftan da cevap görerek sonuçlanması lazım. Bir diğer sıkıntımız ise uzun tatiller, sanayici açısından yabancı alıcılar uzun tatilleri kabullenmiyor. Firmalar da müşteri kaybetmemek adına masrafına katlanarak ya Avrupa'da depo tutuyor, ya da uçak gibi pahalı sevkiyat yollarına başvuruyor” diye konuştu

"Afrika'da Çin hakimiyetine son vereceğiz"

Sektör olarak Çin ve Güney Amerika'da bazı ülkeler hariç, 70'e yakın ülkeye ihracat yaptıklarını anlatan Arslanpay şöyle konuştu: “Pazar çeşitlendirmesi açısından oldukça girişken bir sektörüz. Afrika'da çok istekliyiz, özellikle Eximbank'ın 2 sene içerisindeki gayretleri önünüzü açmaya başladı. Afrika, hükümetimizin de çok önem verdiği bir alan, birçok heyet düzenleniyor. Hammadde ve pazar için Afrika'da hâlihazırda Çin hâkimiyeti söz konusu. Afrika'daki ülkeler finansal pozisyonları, finans sistemi, döviz pozisyonları nedeniyle ithalat yapma noktasında sıkıntılar yaşıyor. Dolayısıyla ihracat sigortasının yapılması bakır sektörü ihracatçıları için önem taşıyor. Bu yüzden Eximbank'ın destekleyici faaliyetleri bizim için çok değerli. Alt yapısı olmadığından dolayı Afrika'da çok ciddi bir potansiyel var. Bu pazarı değerlendireceğiz.”

"Ülkenin kendi kaynaklarını kullanması gerek"

Sektör olarak yerli otomobil içindeki kablolama sistemi ile ilgili tüm ihtiyacı karşılayabilecek nitelikte olduklarını ifade eden Sevgür Arslanpay, “Elektrikli otomobillerde bakır ihtiyacı çok daha yüksek olacak. Minimum 20-25 kilo civarı bakır kullanılacağını söyleyebiliriz. 20 kilo bakır bugünkü cari fiyatlarla 150 dolarlık civarında bir bakır kullanımı olur. Bu saf bakır fiyatı, bakır kablo haline döndüğünde katma değer kazanarak 250-300 dolara çıkıyor. Bizim katot bakıra ihtiyacımız var, ihtiyacımızın çoğunu katot bakır olarak dışardan alıyoruz. Bu konuda yapılan yatırımlar ve bakır çıkaran firmalar yeterli değil. Çıkardığımız bakırın yaklaşık yüzde 75'ini de konsantre olarak satıyoruz. Konsantre bakır yurt dışına gidiyor, orada işlendikten sonra saf katot bakır olarak Türkiye'ye geliyor. Oradaki katma değer yurt dışına kalıyor” diye konuştu.

Katma değerin yanı sıra ülkenin hammadde güvenliği açısından kendi öz kaynağına dayalı bir ekonomisinin olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Arslanpay şöyle konuştu: “Bakır stratejik bir metal, aynı zamanda savunma sanayisinin de çok önemli girdilerinden. Ülkenin kendi kaynaklarını mutlaka kendi içerisinde kullanması lazım. Son yıllarda Enerji Bakanlığı’nın maden arama konusunda çok ciddi faaliyetleri var. Türkiye bakır bakımından zengin bir ülke ama bu kaynakların ekonomiye kazandırılması lazım.”

Vergiler ABD pazarını zora soktu

Bakır sektörünün ihracatının yaklaşık yüzde 65'inin Avrupa'ya gittiği bilgisini paylaşan Arslanpay, şunları söyledi: “Avrupa'da bakır sektörü açısından neredeyse ihracat yapılmayan ülke yok. Pazar çeşitlendirmesi bakımından bazı ülkelerle vergi sıkıntısı yaşıyoruz. Örneğin Cezayir'de yıllardır aşamadığımız sıkıntılar var. Cezayir'de vergi engelimiz var, vergi konulmadan önce ayda 3 bin ton civarında ihracat yaptığımız bir ülkeydi. Aynı problem Amerika'da da var, bakır ürünlerine yaklaşık 3-4 yıldır uygulanan yüzde 3'lük bir vergi mevcut. Amerika'ya da vergiden önce çok ciddi miktarda ihracat yapılırken şu anda ihracatımız oldukça düştü çünkü sektörümüzde yüzde 3'lük bir gümrük vergisini telafi edecek bir marj yok.”

"Bakır sektörü ihracatı sanıldığından güçlü"

Bakırın Türkiye'den iki yolla ihraç edildiğini anlatan Sevgür Arslanpay, “Birincisi normal olarak yaptığımız bakır ihracatı. İkincisi elektriğin olduğu her yerde bakır var. Yani yurtiçi müşterilerimize verdiğimiz bakırın yüzde 75'i araba, buzdolabı, klima gibi ürünlerin içinde kullanılarak ihraç oluyor. Yurtdışına giden birçok nihai ürün içerisinde bakır var. Bir arabanın cinsine ve modernlik seviyesine bağlı minimum 8-10 kilo civarında bakır var. Bu rakam arabanın elektronik seviyesine göre 20-25 kiloya kadar çıkabilir. Bunlar kayıtlara direkt bakır ihracatı olarak geçemiyor. Halbuki bunların hepsi bizim ürün verdiğimiz müşterilerin yapmış olduğu ihracat. Aslında bakır sektörü ihracatı düşünülenin aksine son derece güçlü” dedi.

2 senedir uğraşılan problem 

Alüminyum hammaddesinde yüzde 3-4 vergi olduğunu dile getiren İDDMİB Başkanı Rıdvan Mertöz, bu problemin yıllardır devam ettiğini söyledi. Avrupalı sanayici hammaddeyi gümrük vergisi ödemeden sağlayabilecek imkanlara sahip. 2009 yılında gümrük vergisinin ülkemizde kaldırıldığını ve 7 seneye kadar uygulanmadığını ifade eden Mertöz, “Ancak Avrupa Birliği’ndeki üreticilerin şikayeti üzerine Gümrük Birliği nedeniyle ortak tarifeye tabi olan Türkiye bunu uygulamak zorunda kaldı. Uygulamaması durumunda kural gereği Avrupa'ya girişte alıcı yüzde 7,5 vergi ödüyor. Alıcı bu vergiyi ödediğinde bizden tahsil etme yoluna gidiyor. Bu yüzden 2 senedir bu problemle uğraşıyoruz” dedi.