İflas erteleme 'bilirkişi' ile iyice karıştı!
İflas erteleme mevzuatının suiistimal edildiği şikayetleri artıyor. Müdahale için komisyon kurulması talep ediliyor
Sercan AKINCI - Hüseyin GÖKÇE
İSTANBUL - İş dünyası artan ifl as ertelemelere karşı bir komisyon kurulmasını istiyor. Son dönemde artan ifl as erteleme başvurularının bir kısmının ‘kötü niyetli’ olduğunu ifade eden işadamları, bu nedenle alacaklarını tahsil edemediklerini aktardı. Kurulacak komisyonla gerçekten ifl as ertelemeye ihtiyacı olan kişilerin belirlenebileceğini kaydeden iş dünyası temsilcileri, bankaların kredileri erken çağırması nedeniyle de şirketlerin zora düşebildiğini bildirdi.
İflas ertelemenin ticaret hayatında ciddi sıkıntı yarattığını dile getiren Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Tarkan Kadooğlu, ifl as ertelemelerin bugün daha çok, kötü niyetli kişilerce kullanıldığını belirtti. İflas erteleme sayısındaki artış için son zamanlarda mahkeme dosyalarına bakmak gerektiğini bildiren Kadooğlu, “Gerçek tablo icra ve ifl as davalarında açık ve net bir şekilde görünüyor. İfl as erteleme kararı alan bir firma dört yıla kadar, devlet de dâhil borçlu olduğu kurum kuruluş ya da şahıslara tek kuruş ödemiyor. Alacakların büyük çoğunluğu benzer sıkıntıları yaşayan, iyi niyetli davranan, işini dürüst ve temiz bir şekilde yapan KOBİ’ler. Alacaklıları sıkıntıya sokan diğer bir durum ise mahkemelerde sürecin uzamasıdır. Uzayan süreçten en çok zarar gören alacaklılar oluyor” dedi.
'Ülke ekonomisi kaosa sürüklenebilir'
TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Karşılıksız çek ve iflas ertelemede yaşanan artış, ülke ekonomisini kaosa sürükleyebilir” dedi. Ortak akılla, “acil eylem planı” oluşturulmasının gerekliliğine işaret eden TÜRKONFED Başkanı Kadooğlu, “Ekonominin can damarı KOBİ’ler karşılıksız çek ve iflas erteleme süreçleriyle boğuşuyor” dedi.
‘Türkiye iş hayatı kötüler cenneti olmaya başladı’
Şu an herkesin sıkıntılardan kurtulmak için en kolay yol olarak iflas ertelemeyi gördüğünü söyleyen Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Rahmi Çuhacı, bunun borçlardan kaçış yöntemi olarak benimsendiğini ifade etti. İfl as ertelemeyle üstteki firmanın kendini korumaya aldığını fakat piramitin altındaki herkesin zarar gördüğünü vurgulayan Çuhacı, “Bu kadar rahat iflas erteleme alınmamalı. Eskiden bilgi verilmesi gerekiyordu. Şimdi bu işler çok rahat. Belki Bakanlar Kurulu ya da Sanayi Bakanlığı bünyesinde kurulacak profesyonellerden oluşacak bir komisyon tarafından iflas erteleme isteyen firmalar incelenmeli. İyice araştırılmadan bu karar verilmemeli. Bu geminin içinde hepimiz gidiyoruz. Geminin sahibine bir şey olursa, bütün paydaşlar zarar görür” diye konuştu. Ayrıca Çuhacı, ifl as erteleme alan şirketlerin icra takiplerine karşı kalkan elde ettiklerini ve bankalar tarafından bloke edilen hesaplarının tekrar erişime açıldığını aktardı.
Ciddi mağduriyetler var yasanın değişmesi şart
İSO Genel Amaçlı Makine ve Aksam Sanayi Meslek Komitesi Meclis Üyesi Serol Acarkan ise çekte hapis cezası kaldırılınca durumun bu noktaya geleceğinin daha önceden belli olduğunu anlattı. Dürüst tüccarla kötü niyetlinin ayrılamadığını söyleyen Acarkan, şöyle devam etti: “Ciddi mağduriyetler var. Gerekli önlemler alınmadı. TOBB ve STK’lar dürüst tüccarın yanında olmalı. Türkiye’deki iş hayatı kötüler cenneti olmaya başladı.”
Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci de Denizli piyasasında şimdilik bir sıkıntı yaşanmadığını açıkladı. Buna karşın ifl as ertelemenin yasal olarak kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğine dikkat çeken Keçeci, “Yasanın değiştirilmesi şart. Çünkü gerçekten zora düşmüş nefes almaya çalışan işadamları dışında çoğunlukla kötü niyetli kişilerce ifl as erteleme talep ediliyor” ifadelerini kullandı.
Bankalar da iflas ertelemeye yol açıyor
Son dönemde artan ifl as ertelemeler nedeniyle bankaların korktuğunu söyleyen İSO Hazır Beton, Beton Ürünleri, Toprak ve Mermer Sanayi Meslek Komitesi Meclis Üyesi Adem Genç, bu nedenle bankaların düzgün çalışan fi rmaların da üstüne gittiğini ifade etti. Bunun ardından bu fi rmaların da ifl as erteleme yoluna gidebildiğine dikkat çeken Genç, “Bankaların serinkanlı olmaları lazım. Yıllardır çalıştıkları adamların kredilerini geri çağırıyorlar. O fi rma da ifl as ertelemeye başvuruyor. Bu sefer bankalar süreci beklemek zorunda kalıyor. Bunun ne faydası var? 250 milyon lirayla ifl as erteleme alan fi rma var. Bir demir- çelik ve inşaat malzemeleri satan fi rma... Çünkü ortada hiçbir şey yokken bankalar kredilerini geri çağırdılar” dedi.
“Ben iflas ettim” dediğinizde bankacılık kanunu işler
İflas ertelemeye başvuran şirketlerin artışını değerlendiren bankacılık çevreleri mevcut durumu, “Kriz var diyecek kadar yok” sözleriyle değerlendirirken yine de taleplerin 2012 ve 2013’e göre çok olduğu tespitini de yaptı. Bankacılar, ifl as ertelemeye giden bir şirketin ilk cümlesinin “Ben ifl as ettim” ile başladığını ve o noktada artık Bankacılık Kanunu’nun işleyeceğine değinerek “İfl as erteleme isteyeceğim ve nefes alacağım diyen fi rmalar arasında ifl asla dönenler artıyor. Büyüklüğünüzün üzerinde sayıda bankayla çalışmaya başladığınızda her yapılandırma ihtiyacını tek tek konuşmanız lazım. Ama ben ifl as ettim dediğinizde kredi kanallarınızı ve çözüm sürecinizi kapatmış oluyorsunuz” yorumu yaptılar.
Acil eylem planı oluşturulmalı
Karşılıksız çıkan çek sayısı ve tutarında son 4 yılda yüzde 50’lere varan artış yaşandığını vurgulayan Kadooğlu şöyle dedi: “Bankaların süreci iyi yönetmesi gerekiyor. Piyasalarda likidite oluşumunu sağlayacak tedbirlerin alınması lazım. Karşılıksız çek kesenlere getirilecek caydırıcı yaptırımlarla bir yere kadar gelirsiniz. Finans kurumlarının, denetleyici kurumların, hükümetin ve sivil toplumun acilen bir masa etrafında bir araya gelmesi gerekiyor. Buradan sorumluluğu bulunan tüm paydaşlara sesleniyorum. Çek, protestolu senetler ve ifl as erteleme konularında ‘Acil Eylem Planı’ oluşturulmalıdır.”
İflas ertelemede bilirkişi ve kayyum suistimali tartışması
ANKARA - Son dönemlerde bir çok firmanın zor durumda olmasa bile alacaklılardan kurtulmak için tercih ettiği ifl as erteleme sisteminde, temel sorunun bilirkişilik ve kayyumluk müesesesinden kaynaklandığı ifade ediliyor. DÜNYA’ya bilgi veren kaynaklar bilirkişilerin, şirket bilançolarını iyi incelemeden karar verdiklerini, bunun da gerek olmadığı halde ifl as erteleme sonucuna yol açtığını vurguluyorlar.
‘Karar almadan önce firma bilgilerinin tutarlılığı sorgulanmalı’
Güncel Denetim Yönetim Kurulu Başkanı YMM Yılmaz Sezer, ifl as ertelemelerde karar veren hakim sayısının 1’den 3’e çıkarılmasına rağmen, bunun sorunu çözmediğini bildirdi. Sezer, ifl as ertelemeye gerçekten durumu zor olup da düzeltmek isteyenlerin değil, durumu gerçekte zor olmadığı halde bu zırha girip alacaklılar ve bankaların üzerine gelmemesi için mal kaçırmak isteyenlerin yararlandığını söyledi. Ekonomik şartların kötüye gittiğini ancak bu uygulamadan durumu iyi olanların yararlandığı için piyasada belirsizliğin daha da arttığını belirten Yılmaz Sezer, “Bundan yararlanabilmek için öncelikle batık olduğunun ıspat edilmesi ikinci olarak da bu güçlükten çıkacağını göstermesi gerekiyor. Bu iki unsur da bilirkişi aracılığıyla tespit ediliyor” dedi. Burada başvurucunun samimiyetinin bilirkişiler tarafından çok iyi sorgulanması gerektiğini dile getiren Yılmaz Sezer, “31 Aralık’ta bilançosu iyi çıkan şirket, iki ay sonra ifl as ertelemeye başvuruyor ve borca batık çıkıyor. O zaman mal varlığı 10 milyon lira olan şirket, iki ay sonra 5 milyon liraya düştüğünü beyan ediyor. Bu kadar kısa sürede böyle değişim olmaz. Dolayısıyla verilerin tutarlılığı bilirkişi tarafından sorgulanmalı” ifadelerini kullandı.
Alacaklılar her iki durumda da mağdur’
Yürürlükteki iflas erteleme sisteminin suistimale çok açık olduğunu söyleyen Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) Başkanı Mehmet Okkalı, özellikle alacaklı firmaların çok mağdur olduğunu bildirdi. Konuya ilişkin bir örnek veren Okkalı, “5 milyon dolarlık otel yatırımına giren bir şirket, yarısını alt yüklenicilerden veresiye alıyor. Yatırım tamamlandığında elinde sermaye kalmadığı için ifl as ertelemeye başvuruyor ve kayyum gelip şirketi yönetmeye başlıyor, bu kişi batmadan süreçten çıkacaığını düşünüyor” dedi. Aynı şirkete ilişkin ifl as erteleme verilmemesi durumunda ise mal varlıklarının 1 milyon dolara ancak satılabildiğini ve bu kez kimsenin alacağını tahsil edemediğini dile getiren Mehmet Okkalı, “Burada çok ince bir nokta var, bilirkişilerin çok hassas davranarak ve inceleyerek karar vermesi gerekir” diye konuştu. “Aynı bilirkişi hem ertelemeye kara veriyor, hem kayyumluk yapıyor.” Öte yandan ifl as erteleme almış bir şirkette kayyumluk yapan bir uzman, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada sistemin özellikle bilirkişilik yönüyle çok suiistimal edildiğini savundu. Bilirkişilerin borca batık olmayan şirketleri de borca batık gibi gösterebildiğine dikkat çeken uzman, “Bugün okuldan yeni mezun olmuş birisi bile 3 yıl içinde bilirkişilik yapabiliyor. Oysa mevcut koşullarda en az 15 yıllık mesleki tecrübenin olması gerekiyor. Bir çoğu işi mahkemede öğreniyor. Bunlar bilirkişi değil tam anlamıyla bilmez kişi” dedi.Çok daha ilginç bir uygulama ile ifl as erteleme dosyasında bilirkişilik yapanların, aynı şirkete kayyum olarak da atanabildiğine dikkat çeken uzman, “Bu çok etik bir durum değil. Şirketin durumunu düzeltmesi gereken kayyum, o şirketin maaşlı çalışanı haline geliyor. Kağıt üzerinde kayyumlara asgari ücretin biraz üzerinde ödeme yapılıyor. Ama maalesef şirketlerden açıktan para alanlar da var” ifadelerini kullandı.