İhracat şubatta yüzde 35 düştü
TİM verilerine göre, şubat ayı ihracatı 6 milyar 866 milyon dolar oldu; yıllık ihracat 121 milyar 68 milyon dolar
BURSA - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye'nin 2009 yılı şubat ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 35'lik düşüşle 6 milyar 866 milyon dolar oldu.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şubat ayı ihracat rakamlarını, Bursa'da düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, geçen ay ihracat yüzde 35,19 oranında gerileyerek, 6 milyar 865 milyon 501 bin dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye'nin şubat ayındaki toplam ihracatının yüzde 83,88'ini gerçekleştiren sanayi grubunda, yüzde 38,26 düşüş ile 5 milyar 759 milyon 99 bin dolarlık ihracat yapıldı.
İhracatın yüzde 14,39'unu oluşturan tarım alanında yüzde 3,31'lik azalışla 987 milyon 780 bin dolarlık, yüzde 1,73'ünü oluşturan madencilikte ise yüzde 51,29 düşüşle 118 milyon 622 bin dolarlık ihracat rakamı elde edildi.
Sanayi sektörü alt başlığı altında yüzde 67,51 payla ilk sırada yer alan sanayi mamulleri içinde en büyük payı, yüzde 15,99 ile taşıt araçları ve yan sanayi alırken, demir çelik ürünleri yüzde 14,34 ile ikinci sırada yer aldı.
Aynı dönemde en yüksek ihracat artışı yüzde 39,84 ile tütün kaleminde oldu. Tütünü, yüzde 37,02 ile zeytin ve zeytinyağı, yüzde 32,08 ile yaş meyve ve sebze izledi.
Şubat ayında ihracatında gerileme yaşanan ürünler sıralamasında ilk sıraları, yüzde 55,36 ile taşıt araçları ve yan sanayi, yüzde 51,29 ile madencilik ürünleri, yüzde 49,82 ile diğer sanayi ürünleri, yüzde 47,97 ile değerli maden ve mücevherat ile yüzde 41,15 ile fındık ve mamulleri aldı.
1 milyar dolar ihracat yapan tek sektör otomotiv
Büyükekşi, otomotiv sektörünün geçen ay 1 milyar 98 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek, dış satımda sektörler arasında liderliğini sürdürdüğünü ve 1 milyar dolar ihracat yapan tek sektör olduğunu belirtti.
Otomotivi 984 milyon dolar ile demir - çelik ve 967 milyon dolar ile hazır giyim ve konfeksiyon sektörlerinin takip ettiğini anlatan Büyükekşi, tarım ve hayvancılık grubu sektörlerinin ihracatının ise şubat ayında yüzde 3,31 gerilerken, toplam ihracat içinde yüzde 14,39'luk pay aldığını bildirdi.
Sanayi grubunda düşüş %38,3
Büyükekşi, şubat ayında toplam ihracatın yüzde 83,88'ini gerçekleştiren sanayi grubunda ise ihracatın yüzde 38,26 oranında gerileyerek 5 milyar 759 milyon dolarda kaldığını ifade ederek, sanayi sektöründe ilk 2 aylık ihracatın 11 milyar 520 milyon doları, geriye dönük 1 yıllık ihracatın ise 104 milyar 544 milyon doları geride bıraktığını vurguladı.
Madencilik ürünleri sektörünün ihracatının ise şubat ayında yüzde 51,29 kayıpla 118,6 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini dile getiren Büyükekşi, sektörün 2009 yılının ilk iki ayında 274,5 milyon, geriye dönük 1 yılda ise 3 milyar 66 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini kaydetti.
"Küresel kriz en çok Bursa'yı vurdu"
Büyükekşi, ihracat açısından çok önemli bir il olan Bursa'nın, 2008 yılında gerçekleştirdiği 11,5 milyar dolarlık ihracatla Türkiye'nin en fazla ihracat yapan ikinci ili konumunda bulunduğunu belirtti.
Otomotiv endüstrisinin Bursa'yı bir dünya kenti yaptığını anlatan Büyükekşi, bunun yanı sıra tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon, makine, demir - çelik gibi sektörlerde de kentin çok ciddi bir oranla ihracat gerçekleştirdiğini bildirdi.
Büyükekşi, Bursa'nın küresel rekabette dünya standartlarında bir sanayi merkezi olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Küresel kriz en çok Bursa'yı vurdu. Bunun nedeni açıktır. Küresel krizden en dramatik bir şekilde etkilenen endüstri, finanstan sonra otomotiv olmuştur. Otomotiv endüstrimizin ihracat hacmi ve dış pazarlara olan yüksek bağımlılığı nedeniyle en büyük zararı otomotiv ve yan sanayi ihracatçısı arkadaşlarımız gördüler. Ama biz burada otomotiv endüstrimize de kısa vadeli bakmıyoruz.
Elbette ihracatımızda belirli dalgalanmalar yaşanacaktır. Ancak, bu krizde bir gün sona erecektir. Kriz sona erdikten sonra Bursa ilimiz de başta otomotiv sektörü olmak üzere tekstiliyle, konfeksiyonuyla, gıda ürünleriyle ve birçok sektörüyle ihracat potansiyelini arttıracaktır."
Bursa'nın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da 2023 yılı için koydukları 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmada en önemli ve stratejik iller arasında yer alacağını vurgulayan Büyükekşi, buna dair kuşkularının bulunmadığını belirtti.
"G8'ler için deniz bitmiştir"
Büyükekşi, finansal krizin tüm dünya ölçeğinde bir tüketici güveni krizine dönüştüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Bugün temel sorun, daralan tüketim - üretim döngüsünü tekrar canlandırmak ve genişletmekten geçmektedir. Burada ilginç bir ikilemle karşı karşıyayız. Bu kriz öncesine kadar dünyanın gelişmekte olan ülkelerini, gelişmiş ülkelerin tüketim gücü ayakta tutuyordu. Başta Amerika olmak üzere gelişmiş ülkelerin halkları ürettiklerinden çok fazlasını tüketmek için borçlandılar. Bu borçlanmayı başta Çin olmak üzere Ortadoğu'nun ve dünyanın petrol dolarları finanse etti. G8'ler için deniz bitmiştir. Dünya ne yapacak, biz ne yapacağız?"
ABD ve AB ülkelerinin krizin etkilerini hafifletmek için peş peşe paketler açıkladıklarını, bundan sonraki görevin gerileyen tüketici güvenini yeniden inşaa etmek olduğunu dile getiren Büyükekşi, şunları kaydetti:
"Ancak görünen o ki bu güven uzun süre yerine gelmeyecek ve güven yerine gelse de tüketim için eskisi gibi ucuz ve bol kaynak yaratılamayacak. Bu nedenle şunu anlamak zorundayız ki bir çağ kapanmış, başka bir çağ açılmıştır.
Bu durumda gelişmekte olan ülkeler ve biz bu denli dışa bağımlıyken nasıl büyüyeceğiz? Cevap açıktır, iç pazarımızı büyüterek ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticareti artırarak. Gelişmekte olan ülkelerin iç pazarlarının hacimleri orta vadede büyümeye çok yaktındır. Bizim pilavımızın kaldıracağı su çoktur."
"Yeni bir fon üzerinde çalışıyoruz"
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, bununla da yetinmeyerek yeni bir fon üzerinde çalıştıklarına değinerek, şunları söyledi.
"Firmaların kendi imkanlarının genişletilmesi konusunda başka bir öneriyi daha hayata geçirmek için çalışıyoruz. Bu, yeni bir kredi garanti fonudur. Bankalarımızın ellerinde kaynak var ama krizin güven ortamını erozyona uğratması nedeniyle kredi taleplerine olumsuz yaklaşıyorlar. İşte bu noktada kredi garanti fonu önemli bir hamle olacaktır. Bir milyar dolarlık hazine kağıdı ve 5 milyar dolar kefalet ile oluşturulacak bu fon, kriz döneminde firmalara nefes aldıracaktır. Bu öneriyi güzel bir şekilde tüm tarafların katılımıyla formüle etmek ve hızlı bir şekilde hayata geçirmek gerekiyor. Bırakın dakikaları, kaybedecek saniyemiz bile yok."
Bu fonun en büyük avantajlarından birisinin, çok ciddi anlamda bir kaynağa ihtiyaç duymaması olduğunu vurgulayan Büyükekşi, bunun da kaynak yetersizliğinden dolayı hayata geçirilmekte zorlanan diğer önerilere göre, bu önerinin uygulanabilirliğini kolaylaştırdığını ifade etti.
Büyükekşi, bankacılık sektörünün bu krizde iyi bir sınav verdiğini, sektörü gerçekten takdir ettiklerini belirterek, ancak bankacılardan bundan sonra biraz daha aktif olmalarını beklediklerini kaydetti.
MB'nin faiz indirimine destek
Yıllardır yüksek faizden duydukları memnuniyetsizlikleri her platformda dile getirdiklerine de değinen Büyükekşi, şunları kaydetti:
"İhracatçılarımızın, sanayicilerimizin ve girişimlerimizin ortak derdi bu. Bunun sebebi de çok açık. Yüksek faiz, yatırım, ihracat, üretim düşmanıdır. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın son dönemde büyük bir cesaret örneği göstererek peş peşe faiz indirimlerine gitmesini bütün kalbimizle destekliyoruz ve devamını bekliyoruz. Düşen faiz oranları yatırım imkanlarını canlanmasına ön ayak olacaktır. Bu son derece açıktır. Belki bunun etkilerinin hemen bugün yarın göremeyebiliriz. Ama dünya finansal sisteminde biraz da olsa güven tesis edildiğinde dışarıda işler biraz da düzelmeye başladığında düşen faizlerin Türkiye'ye yatırım, üretim ve istihdam olarak yansıyacağını düşünüyoruz."
Büyükekşi, bundan sonraki süreçte Merkez Bankası'nın reel sektör ve ihracat odaklı bir yaklaşım geliştirmesini beklediklerini belirterek, TİM olarak Merkez Bankası'nın reel sektöre olan hassasiyetinin artmasını, bu çerçevede Merkez Bankası ile olan işbirliğini artırmanın yollarını arayacaklarını vurguladı.
Türkiye'nin bu krizde gücünü ispatladığını, birçok ülke şu anda zor koşullardayken Türkiye'nin güçlü bir duruş sergilediğini ifade eden Büyükekşi, bunun arkasında son dönemde büyük bir gelişim gösteren ihracatçı sektörlerin bulunduğunu belirtti.
Büyükekşi, Türkiye'nin ihracatta büyük açılım yaptığını, emek yoğun sektörlerin ağırlıklı olarak ihracat gerçekleştirdiği bir ülke konumundan, teknoloji ve sermaye yoğun sektörlerin ihracat kompozisyonunda ağırlık kazandığı bir ülke konumuna geçtiğini kaydederek, "Bizim bu kazanımları korumamız gerekiyor. Bunun için de biran önce harekete geçerek gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Ülkemizin sanayi ve ihracat yapısını korumamız kriz sonrası dönemde bize büyük avantaj sağlayacaktır" dedi.