İki ülke arasında Gül Baba kültür köprüsü

EKSTRA - Nermin SAYIN

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nermin SAYIN

Tuna’nın incisi olarak anılan Budapeşte’de, Buda -bizim tabirimizle Budin- tarafında, şirin binaların donattığı bir yokuşu tırmanıyoruz epey kalabalık bir ekip... Sebebi ziyaretimiz bu sevimli sokağın adında saklı: Gül Baba... Ağır ağır tırmandığımız Gül Baba Utca, bizi, hoşgörünün simgesi dervişin 1541’den bu yana ebedi istirahatgâhı olan Rozsadomb’daki (Gül Tepesi) türbesine ulaştıracak. Türkiye-Macaristan dostluğunun, tarihsel ortaklığının ve kültürel ilişkilerinin âdeta bir nişânesi olan Gül Baba’nın türbesi, yakın zamanda iki ülkenin işbirliğiyle restore edildi ve geçen ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın katıldığı bir törenle açıldı, hatırlayacağınız gibi... Bizler de Gül Baba Mirası Koruma Vakfı’nın davetlisi olarak hem türbeyi hem de külliyesinde oluşturulan kültür merkezini gezmek üzere buradayız...

Yüzyılların tanığı...

Asıl adının Cafer olduğu rivayet edilen Gül Baba, Merzifonlu bir Bektaşi dervişi. Kavuğuna taktığı güller nedeniyle bu isimle anılan Gül Baba, Kanuni Sultan Süleyman’ın davetiyle Budin’e gelmiş ve fetihten sonra, 2 Eylül 1541’de vefat etmiş. Rivayete göre Sultan Süleyman cenaze törenine bizzat katılmış ve cenaze namazını Şeyhülislam Ebussuud Efendi kıldırmış. Cenazenin defnedildiği yere 1543- 1548 yılları arasında bir türbe yapılmış. Budin’de Türk döneminin sona ermesinden sonra pek çok eser yok olsa da Gül Baba Türbesi yüzyıllar boyu -değişime uğrasa da- varlığını sürdürmüş ve zaman içinde Türk-Macar dostluğunun sembollerinden birine dönüşmüş.

1914'te tescillendi...

Bütün din, mezhep ve etnik gruplara kucak açmasıyla, insanları sevgiyle kucaklamasıyla anılan Gül Baba'nın türbesi, bugün de farklı millet ve dinlerden pek çok ziyaretçinin Budapeşte’deki uğrak noktalarından biri. 1914’te tarihi eser olarak tescil edilen ve Avrupa’nın en kuzeyindeki Osmanlı eseri olan türbenin restorasyon sonrasında ziyaretçi sayısı önemli ölçüde artmış.

Rakam yılda 3-4 binken, açılıştan bu yana 10 bini geçmiş. Gül Baba Türbesi ve Kültür Merkezi’nde restorasyonla birlikte açılan “Gül Baba Sergisi”nden de biraz bahsetmeliyim. “Macaristan’da Osmanlılar”, “Dervişlerin Dünyası”, “Gül Baba”, “Hatıraların Gül Babası” ve “Macarların Gül Babası” başlıklarıyla birbiriyle bağlantılı 5 tematik salondan oluşan sergi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından hazırlanmış. “Gül Baba” sergisinde Macaristan’da bulunan Osmanlı dönemine ait çeşitli objeler ve bilgi panoların yanı sıra dervişlerin kullandığı kimi eşyalar, kıyafetler ve belgeler sergileniyor. Binada bir de “Ayasofya” sergisi var. “Gül Baba” sergisini gezdiğinizde Macaristan’da adına öyküler yazılan, besteler ve resimler yapılan Gül Baba’nın Macar kültürü için de ne kadar önemli olduğunu görebiliyorsunuz. Özetle, Gül Baba iki ülke arasında kültür köprüsü kurmuş bile...

600 eser sırada

Yaklaşık 30 yıl önce lojistik merkezi kurmak için Macaristan’a gelen Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, Galatasaray’ın manevi kurucusu kabul edilen Gül Baba için “Gül Baba her dilden, dinden ve ırktan insanın saygı duyduğu bir gönül insanı” diyor. Gül Baba Mirası Koruma Vakfı’nın başkanlığını yürüten Polat, Macaristan’da 600 Türk eserinin olduğunu vurgulayarak, restorasyonun başlangıç olduğunu, o eserler için de projeler yürütüleceğini belirtiyor. Adnan Polat, önümüzdeki dönemde tarihçilere Gül Baba ile ilgili çalışmalar yaptırmayı, hatta TV dizileri hazırlatmayı düşündüklerini de ekliyor.

Gül Tepesi'nde, Gül Baba Sokağı'nda...

Türbenin olduğu bölgeye Rozsadomb yani Gül Tepesi denmesi, sokağın adının Gül Baba Utca olması, hoşgörünün simgesi dervişin Macaristan’da ne kadar sevildiğinin de göstergesi.

Bu konularda ilginizi çekebilir