”İKT'ye üye ülkeler için yetersiz bir tablo söz konusu”

Hisarcıklıoğlu, dünya ticaretinin yüzde 16'sının İKT ülkeleri arasında gerçekleştirildiğini kaydederek "Bu üye ülkeler için yetersiz ve eksik bir tablodur" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 2008 sonu itibariyle dünya ticaretinin yüzde 16'sının İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) ülkeleri arasında gerçekleştirildiğini kaydederek, "Bu tablo, dünya nüfusunun yüzde 22'sini oluşturan ve ortak kültüründe çalışmanın, insanlara faydalı olmanın, büyük bir erdem, büyük bir kazanç sayıldığı İKT'ye üye ülkeler için yetersiz ve eksik bir tablodur" dedi. 

Devlet Planlama Teşkilatı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı desteğiyle, TOBB ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) işbirliğinde düzenlenen "İSEDAK İş Forumu" Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başladı.

Hisarcıklıoğlu, Forumun açılışında yaptığı konuşmada, küresel ekonomik krize değinerek, kalkınmanın adil dağılımının sağlandığı yeni küresel finans sistemi kurma çalışmalarında, gelişmekte olan ekonomilerin de seslerini duyurabilmeleri için G-20 oluşumunu önemsediklerini ifade etti.

G-20'nin yapısında bazı hataların görüldüğünü dile getiren Hisarcıklıoğlu, G-20 bünyesinde hükümetler bir araya geldiğine, finans çevrelerinin diyalog mekanizması oluşturduğuna ancak reel sektörü kapsayan mekanizma bulunmadığına işaret etti. Hisarcıklıoğlu, "Onun için de, G-20'nin esas vazifesini yapabilmesi için, muhakkak içinde reel sektörün de yer aldığı bir sistemin kurulması gerekir" dedi.

Hisarcıklıoğlu, içinde bulunulan sürecin, küresel işbirliğinin yanı sıra ortak zeminde buluşabilen ülkeler arasındaki iletişim ve işbirliğinin güçlendirilmesi açısından da fırsat sunduğun belirterek, İKT arasında "geleceğe yönelik umut veren zenginlikleri paylaşmanın tam zamanı" olduğunu söyledi.

2008 yılı verilerine göre İKT ülkelerinin, toplam dünya üretiminin yüzde 7,5'ini, toplam dünya mal ihracatının yüzde 11'ini gerçekleştirdiğini, 2008 yılı sonunda İslam ülkeleri arasındaki ticaret hacminin, 540 milyar dolara, İKT içi ihracatın 260 milyar dolara ulaştığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, "2008 sonu itibariyle dünya ticaretinin yüzde 16'sı İKT ülkeleri arasında gerçekleştirilmiştir. Bu tablo, 1 milyar 400 milyon nüfusuyla dünya nüfusunun yüzde 22'sini oluşturan ve ortak kültüründe çalışmanın, insanlara faydalı olmanın, büyük bir erdem, büyük bir kazanç sayıldığı bizler için, yani İKT'ye üye ülkeler için yetersiz ve eksik bir tablodur" diye konuştu.

"Aslında yapacak çok işimiz var"

Toplantıda 30 İslam ülkesi temsilcisinin bir araya geldiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Aslında yapacak çok işimiz var. Nijerya ile Malezya'yı, Kazakistan'la Somali'yi, Fas'la Bahreyn'i aynı potada düşünmek zorundayız. Başka bir ifadeyle, nüfusu 600 bin olan İslam ülkesiyle, nüfusu 120 milyon olanı, enerji darboğazında olanla, enerji kaynaklarını ihraç edeni beraber düşünmemiz gerekiyor. Bu, bir imkan okyanusudur. Bu, farklılık değil bir tamamlayıcılık tablosudur. Farklı coğrafyalarda, farklı yapılardan birbirinin yakın komşusu veya birbirine mesafe olarak uzak, farklı büyüklüklerde ülkeleriz. Ancak bizlerin bir araya gelmesinin, işbirliğimizi, ilişkilerimizi, aramızdaki ticareti geliştirme gayretinin anlamı büyüktür. Bizler, özel sektör temsilcileri olarak İKT iç ticaretinin, dünya ticaretinin yüzde 25'i seviyesine çıkartılmasını hedef almak zorundayız. Devletlerimizin ilk adımları atarak oluşturduğu ve bundan sonra oluşturacakları işbirliğini geliştirici altyapıda, biz özel sektör temsilcileri birlikte yürümeliyiz. Asıl, ondan sonra iş bize düşmektedir."

Hisarcıklıoğlu, bu konuda Türkiye ve Suriye arasında son dönemde yapılan çalışmaları örnek vererek, iki ülke arasında karşılıklı turist sayısının, birkaç yıl içinde milyonları aşacağı öngörüsünü ifade etti.

Ortak etkinliğin artırılması için alınması gereken tedbirler

Rifat Hisarcıklıoğlu, İslam ülkelerinin, bugün sadece "ham madde deposu" veya "tüketim deposu" olarak görüldüğüne işaret ederek, "Paris'in kuzeyinde 4 avroya satılan bir tişört, Kahire'de 30 avroya satılmaktadır. Bu, bir kere değil, iki kere zarar ettiğimizin çok net göstergesidir. Para, finansman bizde, işgücü bizde, coğrafya bizde, yetişmiş insan bizde. Geriye bir tek teknolojik altyapıyı geliştirmek kalıyor. Bunun için de 'eğitimden finansmana kadar nasıl bir ortaklık modeli kurabiliriz?' diye düşünmemiz gerekir" dedi.

Ortak olarak, etkinliğin artırılması ve gıda, enerji, finans krizlerinden sakınmak için bazı tedbirin alınması gerektiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, bu tedbirlerden bazılarını, "tarım alanında tohum ıslah ve üretim merkezi, emtia borsası, yatırım fonu kurulması, ticaret ve yatırım anlaşmazlıklarını çözmek için tahkim mekanizmalarının kurulması", "sınır geçişleri ve yük sevkıyatında gümrüklerin birleştirilmesi ve dokümanların standart hale getirilmesi", "ihracat ve yatırım sigorta mekanizmasının oluşturulup, ihracat finansmanının yeniden canlandırılması", "öğrenciler, iş adamları, profesyoneller için basitleştirilmiş ve birbirleriyle uyumlu vize işlemlerinin başlatılması", "kendi Erasmus programının başlatılması", "turist vizelerinin kolaylaştırılması ve orta vadede kaldırılması" şeklinde sıraladı.

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, İSEDAK İş Forumu"nda yaptığı konuşmada, İslam Konferansı Teşkilatına (İKT) üye ülkelerle ilgili olarak, 57 ülke kapsamında, sorunların çözülmesi, yapılabilecek çalışmaların belirlenmesi ve olanakların tartışılmasının, bu tür toplantılarda gerçekleştiğini belirtti.

Devletler ve bakanlar düzeyinde yapılan çalışmalara iş forumlarının eklenmesinin, toplantıların verimliliğinin artmasını sağladığını dile getiren Vardan, dernek olarak bu tür toplantılara destek olmaya çalıştıklarını ifade etti.

Vardan, ticaret pazarlarının çeşitlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Türkiye'de bir tabir vardır; 'elmaları aynı sepete koymayacaksın'. Biz, bunu Türkiye olarak, hepimizin yaşamış olduğu küresel kriz sonucunda gördük. Özellikle Batı pazarlarımızdaki azalma, eğer İKT üyeleriyle, çevre ve komşularımızla olan münasebetlerimizdeki iyileşmeyle desteklenmemiş olsaydı, belki Türkiye olarak bugün ekonomik krizden daha fazla etkilenir durumda olacaktık" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin komşu ve çevre ülkeleriyle ticaret hacminin artığına da değinen Vardan, Türkiye'nin bu şekilde küresel krizin etkilerini daha az hissettiğini kaydederek, "Bu nedenle, serbest ticaret anlaşmaları, vize sorununun ortadan kaldırılması ve işbirliklerinin artırılması oldukça önem kazandı" dedi.