İş dünyası ve piyasa bu sorunun yanıtını bekliyor

'Tek parti iktidarı'nı pozitif karşılayan piyasa ve iş dünyası, ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği ve hükümetin nasıl bir reform programı uygulayacağını merak ediyor...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. Genel itibariyle piyasalar ve iş dünyası 'tek parti' iktidarından memnun. Bundan sonrası içinse; ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği ve hükümetin nasıl bir reform programı uygulayacağı en çok merak edilen soruların başında geliyor. 

AK Parti'nin yeniden tek parti hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşması, ekonominin yeniden büyüme patikasına girmesi ve acil olarak yapısal reformlara odaklanılması için önemli bir fırsat penceresi olarak görülüyor. 

1 Kasım'da yapılan seçimin kesin olmayan sonuçlarına göre, AK Parti oyların yüzde 49.5'ini alarak parlamentoda 317 milletvekiline sahip olurken, para ve sermaye piyasaları tek parti hükümetinin siyasal ve ekonomik istikrar getireceği algısıyla sert yükseldi. TL'nin dolar karşısındaki değer kazancı yüzde 5'e kadar çıkarken, BIST-100 endeksi de yüzde 5 üzeri yükseldi.

Bundan sonraki ilk kritik dönemeç

Kısa vadede bu olumlu tepkiye rağmen, yatırımcılar açısından bundan sonraki ilk kritik dönemeç ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği ve ardından hükümetin açıklayacağı reform programı olacak. Erdoğan'ın seçimden güçlenerek çıkmış olması, geçmişte özellikle faiz oranlarının düşürülmesi yönünde yaptığı baskının artabileceği endişelerinin de alevlenmesine neden oldu.

İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen, "AK Parti düzgün bir ekonomik programla yatırımcıların karşısına çıkmazsa piyasalardaki yükseliş bir boğa tuzağına dönüşebilir" dedi.

"İşini bilen yapı bozulmayacaktır"

AK Parti yetkilileri, 2019 yılına kadar yeni bir seçim olmayacak olmasının, hükümete önemli bir fırsat verdiğini ve bir an önce reformlara odaklanılacağını belirtirken, Erdoğan'ın da ekonomi yönetiminde yabancı yatırımcıların istikrar unsuru olarak gördükleri Ali Babacan ve Mehmet Şimşek ekibinden vazgeçmeyeceğini belirtiyorlar. 

"Kimse böyle bir takım varken oyunu bozmak istemez. İşini bilen ve öğrenmeyle zaman kaybetmeyecek bir yapı bozulmayacaktır" diye konuşan AK Parti'den üst düzey bir ekonomi yetkilisi, "2015'i tamamen kaybettik ama 2016 kaybedilecek gibi değil. Hızlı adımlar atılmalı ve atılacak. Bu hükümet ve ekonomi yönetimi önümüzdeki dönemde ağırlıklı olarak reforma odaklanacak" diye konuştu.

Yetkililer, Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın ekonomi yönetiminde kalmasına kesin gözüyle bakıldığını, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Ağbal'ın yanı sıra Nurettin Canikli, Berat Albayrak ve İbrahim Turhan gibi isimlerin de önemli adaylar arasında bulunduğunu belirtiyorlar.

"Erdoğan, geride durmayı tercih edebilir"

Erdoğan'ın üzerindeki baskının kalktığını ve ilk iki yılda hükümetin ekonomide istikrarı yeniden tesis etmesi için biraz geride durmayı tercih edebileceğini söyleyen Özyeğin Üniversitesi'nden ekonomi profesörü Ümit Özlale, "Küresel konjonktür hükümete çok yardımcı olmayacak. Bu nedenle özellikle yabancı yatırımcıların gözüne girmek için çok hevesle reform yapmaları gerekiyor. Bütçe disiplini, Merkez Bankası üzerindeki baskının kalkması ve sanayi politikasının yüksek katma değer üretecek şekilde şekillendirilmesi öncelikler olmalı" dedi.

Ekonomide atılması gerekenler için toplantı 

Türkiye'nin "orta gelir tuzağı" olarak adlandırılan ve kişi başına düşen milli gelirin 10,000 dolar civarında patinaj yapmasına neden olan sarmaldan kurtulabilmesi için analistler, öncelikle yüksek katma değer ürünlere yönelecek bir sanayi politikası ve buna entegre edilecek dış ticaret politikası dizayn etmesi gerektiğini vurguluyorlar. AK Parti ekonomi kurmayları da analistlerin bu görüşüne katılıyor.

Seçim sonuçlarının ardından ekonomide atılması gereken adımlar konusunda bir toplantı yaptıklarını söyleyen üst düzey bir AK Parti yetkilisi, önceliklerinin maliye ve para politikasında sıkı duruş olacağını söyledi. Aynı yetkili, yatırım teşvik sisteminin gözden geçirilerek, bölgesel bazlı sistemden stratejik sektörlerin belirlendiği ve sektörlere teşvik verilmesine geçişin; vergi ve nakit bazlı teşviklerin artırılmasının; ihracat kanallarının artırılarak KDV iadesi sisteminin gözden geçirilmesinin öncelikleri arasında olacağını vurguladı.

"Erdoğan'ın düşük faiz ısrarı sürebilir"

Ancak bazı analistler Erdoğan'ın eski alışkanlıklarından vazgeçmesi için bir neden olmadığını ve Erdoğan'ın faizlerin düşürülerek yatırımların artması ve büyümenin desteklenmesi konusundaki ısrarının süreceğini belirtiyorlar.

Global Source Türkiye Ekonomisti Murat Üçer, "Erdoğan'ın geri duracağı beklentisini biraz naif buluyorum. Bu denklem, AK Parti içindeki mücadele, Fed'in kararları ve piyasaların tepkileri ile şekillenecek. Erdoğan'ın müdahalelerine piyasaların vereceği tepkiye göre ilk beklentiye yaklaşmamız söz konusu olabilir" dedi.