İşveren "yeni istihdam" teşviki istiyor
TİSK, Maliye Bakanlığı'na istihdam teşvik önerileri sundu.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından Maliye Bakanlığı'na sunulan raporda, ilave istihdam yaratan işletmeler için çeşitli teşvik önerilerine yer verildi.
Raporda, kayıtlı işletmeler üzerindeki istihdam vergilerine dikkat çekildi.
Türkiye'nin istihdam vergilerinin yükünün (ücretten alınan vergiler ile işçi ve işveren sosyal güvenlik primlerinin işgücü maliyetine oranı bakımından) OECD ülkeleri arasında 2007'de yüzde 42,7 ile ikinci sırada iken, 2011'de yüzde 36,3'le yedinci sıraya gerilediği belirtilerek, bu olumlu gelişmenin, sosyal güvenlik primlerinde 5 puanlık bir indirime gidilmesi ve "Asgari Geçim İndirimi Sistemi"ne geçilmesiyle sağlandığına işaret edildi.
Son yıllardaki bu iyileştirmelere rağmen, Türkiye'de istihdam vergilerinin yükünün, yüzde 25 olan OECD ortalamasının hala 11,3 puan üzerinde olduğu belirtilen raporda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"2010 yılında işletmelerin sosyal güvenlik prim yükünün net ücrete oranı yüzde 49,2 olarak gerçekleşmiştir. İşletmelerin sosyal güvenlik prim yükü 1999 yılında yüzde 22,8 iken, 2005'te yüzde 54,5'e çıkarak tepe noktaya ulaşmış, bu tarihten sonra ortaya çıkan azalış trendi 2010'da da devam etmiştir. Ancak, 2010'daki yüzde 49,2'lik yük oranı, bugün halen işverenin işçiye ödediği net ücretin yarısına yakınını SGK'ya prim olarak vermek durumunda bırakıldığını göstermektedir. Prim yükünün ağırlığı, işsizlikle ve kayıtdışı istihdamla mücadelede gelişme sağlanamamasının temel nedenlerinden birisidir. Yüksek vergi ve prim yükleri, işçiyi de işvereni de kayıtdışı kalmaya özendirmektedir."
Raporda, uluslararası piyasalarda rekabet edilen ülkelerin tümünün işsizliği ve kayıtdışı istihdamı önlemek için sosyal güvenlik primlerinin ve diğer ücret-dışı işgücü maliyetlerinin işletmeler üzerindeki yükünü azaltacak önlemler aldığı vurgulandı.
İlave istihdam için...
Raporda, ilave istihdam yaratmaya hazır işverenlere, işletme büyüklüğüne bakılmaksızın şu teşviklerin uygulanabileceği belirtildi:
-İlave istihdam edilen her işçi için ilk iki yıl gelir vergisinin yüzde 90'ı devlet tarafından karşılanmalı; üçüncü yıl ise ertelemeye tabi tutulmalı.
-Çalıştırdığı işçi sayısının yarısına kadar işçi istihdamıyla yeni bir işyeri açan işverenin ilk iki yıl gelir vergisinin tamamı ile SGK ve İşsizlik Sigortası primlerinin yüzde 50'si devlet tarafından karşılanmalı; üçüncü yıl için ise bu ödemeler 1 yıl süreyle ertelenmeli.
-Bir yıl içerisinde işçi sayısını geçmiş yıla nazaran yüzde 30 da artıran işyerlerine EXIMBANK kredilerinin dağıtımında öncelik tanınmalı.
-Yıllık üretimini geçmiş yıla nazaran yüzde 30 artıran ve/veya ihracatını geçmiş yıla oranla yüzde 50 artıran işyerlerinin Kurumlar Vergisi yüzde 25 oranında indirime tabi kılınmalı.
-Özelleştirme sonucu işsiz kalmış olanları istihdam eden işverenler sosyal sigorta primlerinden muaf tutulmalı.
-Bu tür teşviklerin, özellikle sendikalı ve toplu iş sözleşmeli işyerleri bakımından getirilmesi, sendikal sistemin gelişmesine ve kayıtdışı sektörün daraltılmasına da destek olacaktır.
Mevcut istihdam teşvikleri sürdürülmeli
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'la, kadınların ve gençlerin işgücüne katılımını ve istihdamını artırmak, yeni istihdam yaratılmasını teşvik etmek ve çalışanların niteliklerinin yükseltilerek işsizlik riskini azaltmak, mesleki ve teknik eğitimi özendirmek amacıyla işverene sağlanan sigorta prim desteği uygulamasının 31 Aralık 2015'te sona ereceği anımsatılan raporda, söz konusu teşvike süreklilik kazandırılması gerektiği ifade edildi.
Raporda ayrıca uygulandığı illerde kayıtlı istihdam artışına önemli katkılar sağlayan ve 31 Aralık 2012 tarihinde sona eren 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanunu ile sağlanan işveren prim desteğinin sürdürülmesi önerisinde bulunuldu.