”Kazmayı vurmayanlar teşvikten az yararlanacak”

Bakan Ergün, yeni teşvik sistemi ile ilgili olarak, "Yatırımcılarımız 2010 yılı sonuna kadar bu teşvikten yararlanarak ilk kazmayı vurmalı" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, yeni teşvik sistemi ile ilgili olarak, "Yatırımcılarımız 2010 yılı sonuna kadar bu teşvikten yararlanarak ilk kazmayı vurmalı. 2010 yılına kadar kazmayı vurmayanlar biraz daha az teşvikten yararlanacaklar" dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) "Türkiye'nin sanayi politikası ve yeni teşvik sistemi" konulu geleneksel Perşembe Toplantısına katılan Bakan Ergün, piyasa ekonomisinin güçlendirilmesi ve rekabet gücünün artırılmasının hükümetin öncelikli hedefleri arasında yer aldığını söyledi.

Hükümet olarak "teknogirişim sermaye desteği" projesi ile parlak zekalı genç girişimcilere, geliştirdikleri proje başına 100 bin lira nakdi destek verdiklerini anımsatan Ergün, bu yıl ilk defa 79 genç girişimcinin projesine bakanlığın onay verdiğini aktardı.

Ergün, pazara çıkacak bilgiyi desteklediklerini, destekledikleri çalışmaların mutlaka ticarileşmesi gerektiğini söyledi.

65 Ar-Ge merkezi başvurusunun 55'inin geçen 10 aylık sürede sonuçlandırıldığını, bundan 4 tanesinin reddedildiğini, 51 tanesine de Ar-Ge merkezi kurma onayı verildiğini ifade eden Egün, Ar-Ge merkezlerinde çalışan eleman sayısının 12 bine ulaştığını belirtti.

Bakan Ergün, "Türkiye'de artık üretim yapısını, üretimin niteliğini değiştirme vakti gelmiştir. Ülkemiz, ancak düşük teknolojili ürünlerden ileri teknolojinin kullanıldığı bir ürün yelpazesine geçtiği takdirde gerçek anlamda rekabetçi, zengin, yenilikçi ve çok daha güçlü bir yapıya kavuşabilecektir" dedi.

Ergün, teknopark sayısının da 35'e çıktığını kaydetti.

Yeni yatırım teşvik sistemi

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, yeni yatırım teşvik sistemi ile ilgili net fotoğrafın yıl sonunda görülebileceğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"İstiyorum ki firmalarımız bir an önce yatırıma yönelsin ve bu teşvik sisteminden yararlansınlar. Bununla ilgili Bakanlar Kurulu kararı ve Teşvik Uygulama Tebliği de resmi gazetede yayımlandı. Yeni sistemle ilgili bu yıl sonunda daha net bir fotoğraf görebileceğimizi söyleyebilirim. Çünkü yıl sonuna kadar firmalar büyük çapta yatırım taleplerini Hazine Müsteşarlığımıza iletmiş olacaklar.

Hükümet olarak bu sistemi bir promosyon olarak hızlı işlemesi gereken bir sistem şeklinde düşündük. Diyorum ki yatırımcılarımız 2010 yılı sonuna kadar bu teşvikten yararlanarak ilk kazmayı vurmalı, 2010 yılına kadar kazmayı vurmayanlar biraz daha az teşvikten yararlanacaklar. Aslında 2010 yılı sonuna kadar yatırıma başlamayan teşvikten yararlanmasın diye düşünülmüştü. Ama bazı yatırımların kazmayı vurabilme süresinin biraz daha uzun olacağı düşünülerek teşvik sisteminde yeni bir düzenlemeye gidildi. 2010 yılı sonuna kadar bu teşviklerden yararlanılarak ülkemizin hızlı bir kalkınmaya ve yatırıma dönüşmesini istiyoruz. Bu noktada yatırımları ertelemek kimsenin yararına olmayacaktır."

"Yatırımlarla ilgili hareketlilik başladı"

Teşvik paketinde alınan tedbirlerin krizin etkilerin bertaraf etmekle kalmayacağını, kriz sonrası fırsatları da Türkiye'nin önüne getireceğini anlatan Ergün, yatırımcılar için en uygun zeminin Türkiye olmasını istediklerini vurguladı.

Ergün, yeni sistemle birlikte yatırımlar noktasında bir hareketlilik başladığını, Türkiye'nin dört bir yanında yatırım heyecanı filizlendiğini söyledi.

Bakan Ergün, "Girişimcilerimiz yatırım yapma isteklerini ortaya koymuş, herkes teşvik sisteminin ayrıntılarını öğrenmek ve 'acaba ben hangi sektöre yatırım yapabilirim' noktasına gelmiştir. Bu heyecanın önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğine inanıyoruz" dedi.

Teşvik paketinin krizle ilgili değil kriz sonra ile ilgili bir çalışma olduğunu ifade eden Ergün, paketin zamanında gündeme geldiğini söyledi.

"KOBİ'lerin birleşme veya kümelenmeleri şart"

Nihat Ergün, KOBİ'lere yönelik yaptıkları çalışmalarla ilgili olarak da şunları kaydetti:

"KOBİ'lerin değişim ve dönüşüm sürecinden başarıyla çıkmaları için birleşme veya kümelenmeleri şarttır. Ne yazık ki birleşme konusunda çok istekli davranmıyoruz. Hükümet olarak birleşen KOBİ'lere önemli destekler veriyoruz, vergi muafiyetleri getiriyoruz. Bunun süresi kısa 2009 yılı sonuna kadar. Parlamento açıldığında bunu daha sağlıklı bir sisteme bağlamakla ilgili, bir süreklilik mekanizması oluşturmamız belki gerekecektir. Birleşmeler konusunda sürekli bir destek mekanizması... Birleşmeye istekli olmamız lazım."

"Bankacılık sistemi elini taşın altına sokmalı"

KOBİ'lere kaynak aktarımı yolunu açan Kredi Garanti Fonu yasasını da uygulamaya koyacaklarını, çalışmalarının bitmek üzere olduğunu anlatan Ergün, KOBİ'lerin küresel krizle daralan finansman imkanlarına daha kolay ulaşmasının sağlanacağını bildirdi.

Bakan Ergün, "Bankacılık sektörü bu süreçte iyi bir sınav vermedi. Krizden çıkışta elini taşın altına herkes kadar sokmadı. Elbette onların geçen krizden kalma tedirginlikleri olabilir bunu da anlayışla karşılıyorum. Geçen kriz kendi iç yapımızdan kaynaklanan krizdi ama şimdi dış nedenlerle bu krizi yaşıyoruz. Burada bankalarımızın reel sektöre daha çok destek vermesi bekleniyor. Kredi Garanti Fonu ile bankaları da bu fona ortak ederek, Hazineden de 1 milyarlık yeni kaynak oraya transfer ederek, o kaynakla yaklaşık 12-13 milyarlık bir kredi hacminin oluşturulması gündeme gelmiş olacaktır" şeklinde konuştu.

"İyimseriz ama ihtiyatı elden bırakmayacağız"

Nihat Ergün, krizin psikolojik etkisinin daha çok olduğunu, Türkiye ekonomisinin kriz sürecinde başarılı bir imtihan verildiğini belirterek, şunları ifade etti:

"Türkiye kritik aşamaları başarıyla atlatmıştır. ülkemizde mart ayı ile çıkışın başladığını bazı ekonomik parametreler bize göstermektedir. Herkes piyasalara güç ve moral veren bir yaklaşım içinde olmalıdır. Türkiye ekonomisi kritik dönemeci geçmiştir. Krizin etkileri her ay bir iki puan daha azalmaktadır. İyimseriz ancak ihtiyacı da hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Ekonomi için en büyük risk güven ve istikrar ortamının bozulmasıdır. Türkiye'deki güven ve istikrar ortamını korumak hepimizin görevidir."

Mart ayından itibaren çıkış trendinin başladığını, türbülansın hafiflediğini söyleyen Bakan Ergün, "Eski irtifamıza yeniden ulaşabileceğimizi, yılın ikinci yarısından sonra bu noktalara ulaşacağımızı, yeniden büyüme rakamlarını yakalayacağımızı açıkça görüyoruz" diye konuştu.

"Eksi yüzde 4,5 gibi bir küçülme ile Türkiye karşı karşıya kalabilir"

Yıl sonu büyüme tahminine ilişkin bir soru üzerine de Ergün şunları kaydetti:

"TÜSİAD yıl sonu büyüme tahminini revize etmiş ve yüzde 4,5 tahmin ettikleri eksi büyümeyi yüzde eksi 5,2'ye çekmişler. Bu tür zamanlarda herkes tahminini revize edebilir. Bizim de hükümet olarak yüzde 3,6 gibi bir tahminimiz vardı küçülme ile ilgili, bunu da yüzde eksi 4,2'lere, yüzde 4'lere çekmiştik. Ben de bir tahmin yapsam benim tahminim olur. Ama yüzde 4,5 civarında bir rakamla karşı karşıya kalacağımızı söyleyebilirim. Böyle bir tablo karşımıza çıkacak. Eksi yüzde 4,5 gibi bir küçülme ile Türkiye karşı karşıya kalabilir. Bu toplamda bir yıllık süreç içinde.

Fakat dördüncü çeyrekten itibaren de yeniden büyüme rakamları ile karşılaşacağımızı ve bu büyüme rakamlarında önemli olan, istikrarlı bir şekilde 2010 yılında devam ettirebilmemizdir. Bu, netice itibariyle 2009 yılını yüzde 4'ün üzerinde bir küçülme ile geçireceğimizi söyleyebiliriz. Toplamda böyle bir tablo önümüze çıkacak. Bu da tahminden öte gitmez. En büyük tahmin TÜSİAD'ın tahmini oldu. 5,2'ye çıkarttı o tahmini. 'Kesin düşeriz, ya okyanusa düşeriz ya dağa çakılırız' diyenler oluyordu. Onların psikolojik etkisinin de olduğunu ben şahsen düşünüyorum."