”KEY ödemeleri, 2 hafta içinde başlayacak”
Erdoğan, yaklaşık 3 milyar YTL ödemeye başlanacağını; piyasalara ciddi manada rahatlama geleceğini kaydetti
ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemelerinden 8,5 milyon kişinin istifade edeceğini belirterek, hak sahiplerine 2 hafta içinde Ziraat Bankası aracılığıyla 2 milyar 850 milyon YTL ödeneceğini söyledi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, KEY'i herkesin unuttuğunu dile getirerek "Bu kesintileri, kimse hatırladı mı? Gündemde böyle bir şey var mıydı?"diye sordu. Erdoğan, rafları düzenlerken bunu gördüklerini vurgulayarak, şöyle konuşu:
"Tozlu rafların arasından biz çıkardık, biz haykırdık. Dedik ki 'Kardeşim senin böyle bir alacağın var, haberin var mı?' Nereden bilsin, haberi yok. İlginçtir, 1 Ocak 1987 yılından itibaren bu başlamış. Kaç yıl olmuş, 21 yıl. Bunlar güya çalışanları konut sahibi edindirmek için yapılmış. 1996 yılına kadar bu kesintiler yapılmış. Ondan sonra da bu hükümetler ki bu hükümetlerin içinde olmayan yok.
Şu andaki parlamentoda olanların hepsi bunun içinde. 2007 yılında ilgili yasayı da yönetmeliği de çıkardık. Hak sahipleri büyük ölçüde tespit edildi. Bu paraları da hak sahiplerine ödemeye başlıyoruz" diye konuştu.
"Piyasalara ciddi manada rahatlama getirecek"
Dün Bakanlar Kurulu'nda Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'e talimat verdiğini, bu sabah da kendisini aradığını dile getiren Erdoğan, Bakan Şimşek'in ilgili arkadaşlarına talimatı verdiğini ve bu konuda ödemelere başlanacağını söylediğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi bunlar Ziraat Bankası tarafından ödenmeye başlıyor. CD'ler, vesaire hepsi Ziraat Bankasına gönderilmiş durumda. Böylece 8,5 milyon vatandaşımız bundan istifade edecek. Peki rakam nedir? 2 milyar 850 milyon YTL. Yaklaşık 3 milyar YTL. Bu rakamı ödemeye başlayacağız. İnanıyorum ki belki buradan tek tek bakıldığında çok cüzi bir şey elde edilecek, ama piyasalara ciddi manada rahatlama getirecek. 2 hafta içinde Ziraat Bankası aracılığıyla bu paraların ödenmesine başlanacak. Böylece devlet önemli bir yükten kurtulmuş olacak."
"Bu noktadan geriye gidiş olmayacak"
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin müteahhitlik sektörünün, dünyada ABD ve Çin'den sonra 3. sıraya çıktığını bildirerek, "Eğer iyi ilişkiler olmamış olsaydı bu zemini yakalayamazdık. İşte onun için 36 milyar dolar olan ihracatımız 124 milyar dolara ulaşmıştır. Eğer bu ilişkiler olmamış olsaydı bizler bunu yakalayamazdık" diye konuştu. Türkiye'nin büyük uğraşlarla, büyük fedakarlıklarla büyük hedeflere, demokratik istikrar içinde güvenle bu zemini yakaladığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Şimdi buradan feragat etmemiz mümkün değildir. Bu noktadan geriye gidiş olmayacaktır. Vicdan sahibi hiç kimse, bu ülkenin karanlık koridorlara dönmesine göz yummayacak, izin vermeyecektir.
İçinden geçtiğimiz süreçte siyasi aktörlerin temel görevi, demokratik siyaseti savunmak ve siyasetin imkanlarını genişletmek, büyütmektir. Siyaseti ve siyasetçiyi değersiz kılma gayreti içinde olanlar, şunu bilmelidirler ki siyaseti gerçek manada savunanlar, bunlar karşısında suskun kalmayacaktır. Siyaseti erdemli bir faaliyet, saygın bir hizmet vesilesi olarak hep birlikte muhafaza etmeliyiz. Bundan asla taviz veremeyiz. Zira mutlaka konuşarak, her türlü şiddeti dışlayarak, medeni bir üslupla meselelerimizin çözümü noktasında siyaset dışında bir yolu bizler kabul etmedik, bundan sonra da kabul etmeyeceğiz.
Daha iyi, daha adil, daha özgürlükçü bir toplum idealinin gerçekleştirilmesinin meşru zemini siyasettir, demokrasidir. Siyaset kurumunun itibarının korunması, bir ülke için hayati önemdedir. İşte, AK Parti Türkiye'ye bunu kazandırmıştır.
Türkiye'de her fırsatta kurumların yıpratılmaması gerektiğini ifade edenler, siyaset kurumana yönelik yıpratmalara sessiz kalmamalıdır. Eğer demokrasi gibi bir derdimiz varsa, demokrasinin bütün kurum ve kurullarıyla yaşatılmasını istiyorsak, siyaset kurumuna da en az diğer kurumsal yapılar kadar hassasiyet göstermemiz gerektiğinin farkına varmalıyız."
"Evet savcıyım"
Erdoğan, konuşmasında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP sözcülerini de eleştirdi. Erdoğan, şunları söyledi:
"Arzu etmem ama söylemek durumundayım. İşte şurada, anamuhalefet partisinin lider ve sözcülerinin son günlerdeki gayretkeşliğini, tarih kaydetmiştir. Millet bunları da kayda almıştır. Hukuki süreç henüz işlerken, demokratik siyasi sürece darbe vurma iddiasıyla soruşturulan illegal yapılanmaların avukatlığına soyunmak, ancak demokratik hukuk devleti anlayışına inancı zayıf olan bir siyasi anlayışın kalkışabileceği bir iştir. Bu tür siyasetçilerin ve böyle bir siyaset tarzının, siyasete verdiği zararı, demokrasiye verdiği zararı, hukuka verdiği zararı herhalde başka kimse veremez.
İktidarı yıpratmak uğruna bindiği dalı kesen, içinde bulunduğu gemiyi batırmaya çalışan siyasetçi tipi, soruyorum size; bu millete ne verebilir? Bunların bu millete verebileceği bir şey var mı? Demokrasi, hukuk, anayasal düzen hepimiz için olmazsa olmaz varlık zeminidir. İşte bu noktada bizler, milletimizle birlikte aynı çizgideyiz. Hiçbir sıkıntımız yok.
İzliyor ve değerlendirmesini de buna göre yapıyor, çünkü kim kimlerin avukatlığına soyunmuş veya kimler kimlerin avukatlığına soyunmuş... Bu çok önemli. Biz kendimize hiç bir vasıf tayin etmemişken, bize de savcılık görevini sağolsun yine onlar veriyorlar. Bu da güzel bir şey. Niye? Savcı millet adına vardır. İddia makamı millet adına oradadır ve biz de millet adına hakkı aramanın, hakkı savunmanın gayreti içerisindeyiz. Eğer bu anlamda savcılıksa, evet savcıyım."