Kiracıyı koruyan Kanun Tasarısı, gelecek yasama yılına kaldı

TBMM Adalet Komisyonu, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'na ilişkin çalışmalarına gelecek yasama yılında devam edecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - TBMM Adalet Komisyonu, kiracı lehine düzenlemeler içeren Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'na ilişkin çalışmalarına, gelecek yasama yılında devam edecek.

Kiracı-ev sahibi ilişkisi konusunda kiracı lehine hükümler içeren tasarı, alt komisyonun raporu hazırlamasının ardından, 23. Dönem 2. Yasama Yılında Adalet Komisyonu'nda ele alınamadı. Komisyonun yeni yasama yılında ele alacağı tasarıya göre, kira bedellerinde yapılacak artış, bir önceki yılın üretici fiyat endeksini (ÜFE) geçemeyecek. Konut ve iş yeri kiralarında depozito, 3 aylık kira bedelini aşamayacak. Dövizle yapılan kira kontratlarında, 5 yıldan önce artış yapılamayacak. Güvence olarak para verilmesi kararlaştırılmışsa kiracı, mal sahibinin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatıracak. Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda kiracı, eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemeyecek. Kiracı, kiralanan yeri sözleşmeye uygun olarak özenle kullanacak ve komşulara gerekli saygıyı gösterecek. Aksi halde kiracının sözleşmesi iptal edilecek.

Eş rızası alınacak

Tasarıda yer alan diğer düzenlemeler ise şöyle:

"Eşler birbirlerinin rızasıyla kefil olabilecek. Alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden müteselsil kefili takip edebilecek. Verilen her türlü kefalet, 10 yıl sonra kendiliğinden ortadan kalkacak. Kumar ve bahisten doğan alacak hakkında dava açılamayacak ve takip yapılamayacak; kumar ve bahis borcu için isteyerek yapılan ödemeler geri alınamayacak. Sözleşmelerde, güvenli elektronik imza kullanılabilecek. Güvenli elektronik imza, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracak."

Bireyin korunması sağlanacak

Bireysel sözleşmelerden farklı olarak; önceden bankalar, sigorta, seyahat ve taşıma işletmeleri gibi şirketler tarafından hazırlanan "soyut ve tek yanlı" sözleşmelerle ilgili yeni düzenleme yapılacak. "Kitle sözleşmesi", "katılmalı sözleşme", "tip sözleşme" denilen sözleşmeler için belirlenen "genel işlem" koşullarıyla bireyin korunması sağlanacak. Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olacak. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılacak.

Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanacak. Genel işlem koşullarının belirleyicileri, "tek yanlı, dilediği gibi" sözleşmeyi değiştirme ya da yeni düzenleme yapma yetkisine sahip olmayacak. Ismarlanmayan bir malı alan kişi, söz konusu malı geri göndermek veya saklamakla yükümlü olmayacak.

Boş kağıda atılan imzanın üzerine sonradan yazılan metnin, imza atanın iradesine uygun olduğu kabul edilecek. Tehlike arz eden bir işletmenin faaliyetlerini yürüten kişiler, bu faaliyetlerin gerektirdiği izni veya ruhsatı almış olsalar bile, tehlike olgusunun doğurduğu zarardan sorumlu olacak. Bir başkasına ait bina veya diğer yapı eserlerinden zarar görme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu tehlikenin giderilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını hak sahiplerinden isteyebilecek.

Geçici tazminat

Hakim, sosyal güvencesi olmayan ve acil paraya ihtiyacı olan zarar görene, davalının "geçici tazminat" ödemesine karar verebilecek. Satıcı, alıcıya karşı; satın alınan malda; alıcının beklediği yararları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki, ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olacak. Alıcı, satış sözleşmesinden vazgeçerse ödediği satış bedelini, faiziyle birlikte geri isteyebilecek.

İşveren; kadın ve erkek işçilerin cinsel tacize uğramamaları ve cinsel tacize uğramış olanların da daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri alacak. Kendi kusuruyla toplam bir aydan daha uzun bir süreyle hizmeti yerine getirmeyen işçilerin, her tam ay için yıllık ücretli izin süresinden bir gün indirim yapabilecek. Yapının ayıplı olması dolayısıyla açılan davaların, mülkiyetin geçmesinden başlayarak 5 yılda zaman aşımına uğramasına ilişkin hükmü korunurken, satıcı ağır kusurluysa zaman aşımı süresi 20 yıl olacak.