Koç: Hıçkırık tuttu enseyi karartmayalım

Büyümede Koç Grubu’nun % 4.5’lik hedefe ulaşacağınıifade eden Mustafa Koç, Türkiye’nin de % 3.9’u yakalayabileceğini kaydetti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, mayıs ayı ortalarına kadar itibarı yükselen, her şeyin harika gittiği Türkiye’nin Fed’in açıklamalarının ardından, gelişmekte olan diğer ülkelerden biraz daha kırılgan bir yapıya sahip olduğunun ortaya çıktığını söyledi. “Ben Türkiye’nin potansiyeline inanıyorum” diyen Koç,  “Hıçkırık mı diyeyim artık; yolda bir taşa mı takıldık, öyle değerlendirmek gerekiyor. Hıçkırık veya öksürük tuttu. O bakımdan bunu çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor ve hem siyasi, hem özel sektör hem de devlet olarak ona göre de yönetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Enseyi karartmamak lazım” dedi.

Mustafa Koç ve Holding Üst Yöneticisi Turgay Durak, Koç Holding’in Rakkaştepe’deki yönetim merkezinde bir grup ekonomi gazetecisiyle sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Koç ve Durak burada gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Amerikan Merkez Bankası Fed’in kararları uzun süre gündemimizdeydi, Gezi Parkı, diğer gelişmeler, nasıl bir ortama gidiyoruz.  Siz yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mayısın ortasına kadar baktığınızda Türkiye’de her şey hakikaten gıpta edilecek durumdaydı. Biz mayıs başı Londra’ya gittiğimizde hakikaten ne kadar kapı çaldıysak herkes Türkiye’den övgüyle bahsediyordu. İtibarımız yükselen bir trend halindeydi. Hala da öyle. Sonra Fed’in açıklamalarına, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin neredeyse hepsi bir nebze kırılganlık gösterdiler ama rakamlara baktığımız zaman bizim kırılganlık oranımız diğerlerine nazaran çok daha fazla. Bunu iyi idare etmek gerekiyor. Ben Türkiye’nin potansiyeline inanıyorum. Hıçkırık mı diyeyim artık; yolda bir taşa mı takıldık, öyle değerlendirmek gerekiyor. Hıçkırık veya öksürük tuttu. O bakımdan bunu çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor ve hem siyasi, hem özel sektör hem de devlet olarak ona göre de yönetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Enseyi karartmamak lazım. Ardından hiç beklenmedik şekilde bu Gezi olayları patlak verdi. Maalesef Koç Holding olarak hiç istemediğimiz bir şekilde kendimizi olayların ortasında bulduk. Divan Otelimiz, gayet insani bir yaklaşım sergilerken hadise başka mecralar tarafından çok çarpıtıldı. Korkunç bir bilgi kirliliği, bir dezenformasyon ve illegal örgütlere yardım ediyormuşuz gibi bir hava estirildi. Biz de bundan fevkalade üzüntü duyduk. Divan Otelimizin yapmış olduğu bir açıklama var, orada herşey açık açık söyleniyor, o bakımından daha fazla birşey söylemek istemiyorum.

Gezi sürecinde Başbakan ile görüşme imkanınız oldu mu? Randevu bekliyormuşsunuz gibi iddialar ortaya atıldı?

Yok olmadı. Zaten kendisi çok yoğundu o dönemde. Kuzey Afrika’ya gitti. Çok sayıda iddia ortaya atıldı.

Olaylar çok insaniydi, ama açıklama çok sonra geldi. Neden sizin ağzınızdan olmadı. Otokar’ın yıl dönümünde biz konuşmak istedik sizinle ama açıklama yapmadınız... O dönemde sosyal medya da çok hareketliydi...

Olaylar çok tazeydi ve bence bizim o aralar sessizliğimizi korumamız çok yerinde oldu. Çünkü o kadar çok insan konuşuyordu ki.  Sosyal medyanın hem çok iyi tarafları var. Çok şeffaf, anında bilgi alabiliyorsunuz, ama diğer taraftan hadise başka yerlere saptırılabiliyor.

Turgay Durak: Bu süreçte biz de hiç alışkanlığımız olmayan bir şekilde bizim yaptığımız açıklamalar dışındaki beyanlara itibar edilmesin diye bilgilendirme yapmak durumunda kaldık.

Mustafa V. Koç: Büyük oyunlar oynandığı, bizim de sanki bu oyunların bir parçası olduğumuz vb. iddialar ortaya atılıyor. İç huzurun, ekonomik ve sosyal istikrarın ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu, ülkemizin geleceği için, selameti için tabii endirekt de iş dünyası bakımından ne kadar önemli olduğunu her fırsatta vurguluyoruz. Hal böyleyken Türkiye’de istikrarı bozacak herhangi bir hareketin içinde topluluğumuzun yakıştırılmasına müsaade etmeyiz.

“VERGİ DENETİMİ DAHA TAM BAŞLAMIŞ DEĞİL”

Ardından Tüpraş’a denetimler yapıldı. Onlarla ilgili bir gelişme var mı?

Turgay Durak: Vergi incelemesini yürütecek ekip daha yeni belirlendi. Bu sebeple vergi denetimi daha tam başlamış değil. Diğer açıdan EPDK’nın denetiminde, TÜBİTAK’a test ettirildi, içinde olması gereken markerların olduğu yönünde haberler çıktı. Biz zaten olduğundan eminiz. Denetim günü sahada yapılan marker kontrollerinde de kural dışı bir bulguya rastlanmadığı daha önce medyada yer bulmuştu. EPDK kararı henüz bize gelmedi. EPDK her zaman marker incelemesi yapıyor. Esas incelemede atfedilen, isnat edilen konu markersız satış yapıldığı olduğu için EPDK’nın yaptığı testlerde sonuçlar doğru çıktı, referans olarak da demek ki vergi denetiminin de sonucu temiz çıkacaktır diye yorum yapıldı. Ancak vergi denetimi başlamış değil.

Vergi incelemesinde ÖTV’siz satışlarda bayilerle mahsuplaşma konusunda bir sıkıntınız var mı?

Hayır, yok. Zaten o çok teknik bir konu. Tüpraş ekibiyle konuşmanız lazım. Zaten Tüpraş’ta denetim başlamadan daha önce bizim önerimizle o mahsuplaşma ile ilgili usulü Maliye Bakanlığı değiştirdi.

Gezi süreci ile başlayan olaylar, yeşile karşı başlayan duyarlılık farklı bir noktaya gitti. Sizin olaylara bakış açınız nedir?

Mustafa V. Koç: İleri demokrasilerde nasıl gösteri hakkı her yerde mevcutsa, Türkiye de öyle bir dünyanın parçası olacaksa ki ona oynadığımızı düşünüyorum. Şiddet olmadığı müddetçe gösteri hakkının çok doğal olduğunu düşünüyorum. Ben 18 yaşındaki genci de 70 yaşındaki teyzeyi de orada yürürken gördüm. Gösteri hakkını kullanan kişilerin tümünü bir arada aynı sınıfa koymak doğru değil. Ellerinde molotofkokteyli olan kişileri dışarıda tutmak gerekir. Gösterilerden vazife çıkaran tabii ki bazı insanlar, gruplar olmuştur.

Koç Holding ilk yarı finansallarını geçtiğimiz haftalarda açıkladınız. Yıl sonuna doğru holding büyümesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Hedefi yakalayabilecek misiniz?

Grup hedefimiz yüzde 4.5 büyümeydi. Hedefimizi tutturacağız. Ama holding her zaman hızlı büyür ve ekonomideki zorluk dönemlerinde daha hızlı küçülür. 2001 ve 1994’te çok büyük bir gerileme yaşadık biz. Eğer biz yüzde 4.5 büyürsek ülke de yüzde 3.8 – 3.9 büyür diye düşünüyorum. Bu konjonktürde gayet iyi. Tabii ülkemize daha fazlası gerekiyor mu kesinlikle gerekiyor. Diğer taraftan cari açık sorunu karşımıza çıkıyor.  Enteresan bir denge...

“Ekonominin yüzde 5-6 büyümesi lazım”

Makro olarak bakarsak genç nüfusuna her sene istihdam sağlayabilmesi için bu ekonominin yüzde 5-6 büyümesi lazım en az. Hal böyleyken cari açıkla başa çıkmak için Turgay Bey’in dediği gibi sanayi evriminin dönüşümünün yapılması lazım ki katma değeri daha fazla ürünler üretelim. Hatta ben buzdolabını, çamaşır makinesini, binek otomotivleri de katma değer artışı olarak sayıyorum. 2011’de Fukuşima’da iki fabrika sular altında kaldı. Global otomotiv ve elektronik sanayi duruyordu. Bir devre ve boya pigmenti yapıyorlar. İsmi hiç duyulmamış, düşünün.

Turgay Durak: Tüm dünyaya metalik boyanın bir pigmenti oradan gittiği için bu cins boyalı arabalar üretilemiyordu. Uçakla boya getirdiler Japonya’dan ABD’ye.

Yerlilik oranınız nedir?

Dayanıklı tüketim ürünlerinde yüzde 70 civarındadır. Otomotivde modeline göre, kamyonda yüzde 70, minibüste yüzde 60 ve otomobillerde 50 civarı.

Bu yılki 6.8 milyar TL’lik yatırımlarınızın dağılımı nasıl?

Bunun içerisinde otomotiv, beyaz eşya var. En önemlisi Tüpraş’ın yaptığı fuel-oil dönüşüm projesinin bu yıla düşen kısmı. O projenin tamamı 2.5 milyar dolar, 2014’ün sonunda tamamlanacak. Bu projenin devreye alınması ile cari açığa da yaklaşık 1 milyar dolar pozitif katkı sağlaması öngörülüyor.

Topluluk içerisinde ihracat yüzde kaça ulaştı?

Turgay Durak: Tüpraş’ı ayrı tutmak lazım. Tüpraş ile yüzde 50’nin üzerinde. Tüpraş’ı dışarıda tutarsak yüzde 25-27.

“Kutuplaşmadan endişeliyim”

İstikrar çok önemli dediniz, istikrarın sağlanması için ne yapılmalı?

Mustafa V. Koç : İç çekişmeleri bırakıp herkesin işine bakması lazım. Sonunda ne paylaşılamıyor anlayabilmiş değilim. Beni en çok kutuplaşma endişelendiriyor.  Bertaraf edilmesi lazım.

Son dönemde 28 Şubat süreci yeniden soruşturma konusu yapıldı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Suç duyurusunda bulunmak bugün herkesin anayasal hakkı.

Bayilerinizden son yaşanan toplumsal olaylarla ilgili yorumlar alıyor musunuz?

Koç Topluluğu çalışanları, bayileri, müşterileri, yerli ve yabancı iş ortakları ile çok büyük bir aile. Bizim her zaman en büyük motivasyonumuz bu büyük ailenin ve nihayetinde içinde bulunduğumuz toplumun faydası için değer yaratmak. Bayilerimiz ile iletişimimiz her zaman olduğu gibi devam ediyor.

“ARTIK YERLİ OTOMOBİL KONUSUNA GİRMEYELİM”

Yerli otomobil konusunda sıkça Kore örneği veriliyor. Hyundai ortaya çıkamazdı deniliyor. Bir işadamı yabancı ortaklarınızla mutabık kalamadığınız için üretemiyor olabileceğinizi söyledi.

Kore modelini alırsak; 60-70’lerde Türkiye’de de benzer şartlar oluşsaydı o zaman olurdu. Lütfen artık bu konuya girmeyelim.

Bugün bazı alanlarda hiç yokuz Türkiye olarak. Örneğin yarı iletkende, genetikte yokuz.

Kültür olarak baktığınızda topluluğumuz Ar-Ge’ye büyük önem veriyor. Ancak örneğin Arçelik’te patent olarak baktığınızda GE, LG ile karşılaştırdığınızda Ar-Ge’ye harcanan para çok büyük değil. Oran olarak değil, rakam olarak bunu söylüyorum.

Bu tip alanlarda devlet- özel sektör işbirliği hakkında ne düşünürsünüz?

Bunu devlet ile birlikte launch etmek lazım. Sanayi Bakanımız Nihat Bey de bunu söyledi. Bugünden yarına olabilecek birşey değil. Ancak elbette birlikte yapılmalı. Örneğin ara eleman konusunda okyanusta bir damla olsa da “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projemizi önemsiyorum. Devlet ile birlikte bazı konuları seçip odaklanmak gerekli düşüncesindeyim.

SIĞINMACILAR için talep gelirse ciddi bakarız

Suriye’de yaşananları hepimiz takip ediyoruz. Oradan Türkiye’ye yaklaşık 500 bin kişi geldi. 300 bine yakını kamplarda yaşıyor. Hali hazırda hükümetle birlikte bir değerlendirmede bulundunuz mu veya sosyal bir proje olarak geçici istihdam sağlamak üzere veya eğitim konusunda bir çalışmanız oldu mu?

Bize bu konuda bir talep gelmedi. Tabii böyle bir talep gelirse çok ciddi bir şekilde değerlendiririz. Ben Antakya Hatay bölgesindeki bayilerimizden düzenli bilgi alıyorum. Buradan görüldüğü gibi değil, çok ciddi sosyal sorunlar var. Çünkü çocuklar, kadınlar başta olmak üzere hakikaten çok büyük insanlık dramı yaşanıyor. Bunun bir de demokratik ve diplomatik bir çerçevede halledilmesi gerekli diye düşünüyorum. Bizim ister istemez Suriye bir iç melesemiz haline geliyor. Ama diğer taraftan da eğer batının bir parçası olarak kendimizi görüyorsak uluslararası kamuoyu ile de birlikte hareket etmek durumundayız.

Suriye riski kalkmış diyemeyiz. Yakın zamanda bir de yerel seçimler var. Genel seçimler de önümüzde. Sizce bu önümüzdeki süreç nasıl geçer?

Bence önümüzdeki 2 senede Suriye düğümü çözülürse... yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı, sonra da genel seçimlerde enteresan bir devreye giriyoruz.

“Toparlanmayacak bir durumumuz yok”

Bu enteresan döneme sizce Türkiye güçlü giriyor mu?

Bence toparlanmayacak bir durumumuz yok.

Yurtdışındaki paydaşlarınız nasıl görüyorlar yaşananları?

Biz nasıl yurtdışında olaylar olduğunda yabancı kanallarda izliyoruz ve o 3-4 gün veya 1 haftada Taksim’deki olaylara dışarıdan baktığında dışarıdan arayıp “İyi misiniz? Herşey yolunda mı?” diye sordular. Biz mümkün olduğu kadar yatıştırmaya çalışıyoruz. “Merak etmeyin, Türkiye’de bir problem yok, güvenlik problemi yok” diye anlattık. Başta Türkiye’yi tanıyanlar bile çok tereddütle yaklaştılar. Tanımayanlardan hiç bahsetmiyorum. Ama sonra duruldu. Şu anda bir endişeleri yok.

Ataşehir’de İstanbul Finans Merkezi yükseliyor. Bu şartlarda Türkiye’nin bir finans merkezi olma umudu taşımalı mıyız?

İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olma konusunda biraz daha homojen olunması gerekli. İstanbul’un öyle bir potansiyeli var mı derseniz tabii ki var. Baktığınız zaman hem konum itibariyle, hem coğrafi açıdan çok avantajlı bir noktada.

 

“Cizre’ye Divan Oteli planımız var”

Barış sürecinin ilan edilmesinin ardından Cizre’deki TÜSİAD toplantısına katılan Mustafa Koç, bölgeye yatırım konusunda ne düşündüğü yolundaki bir soru üzerine “Halk tarafında orada çok büyük bir ümit var. Kesinlikle bir şey yapmak lazım. Biz Divan’la ilgili Cizre’de bir planlama yapıyoruz. O dönem Başkana da söylemiştim birkaç grup  bir araya gelerek hareket de edebiliriz” dedi. Koç, sürece ilişkin olarak, “Kesinlikle bir yerden başlamak gerekliydi. Biz barış sürecini ve barış için atılacak her türlü yapıcı adımı desteklediğimizi daha önce de beyan ettik. Ancak tabii süreci kamuoyu ve halka çok iyi anlatmak gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

 

“Kalamış RMK Marina ihalesinde kararlıyız”

Karayolu ihalesinden sonra RMK’nın da Milgem ihalesinin iptal durumu ortaya atıldı. Bu konuda bir gelişme var mı?

Sanıyorum bir tersane sürece dahil olmak istediğini belirterek itiraz etmiş. Ona istinaden böyle bir konu oluştu.

İptaller ihaleler konusuna daha az odaklanmanıza neden oluyor mu?

Devlet ile iş yapmanın zorlukları ortada. Diğer taraftan RMK Marine açısından çok büyük ve önemli bir iş. Geleceğini çok yakından etkileyecek bir iş. Bu gemileri yapabilecek yeterlilikte çok sayıda tersane yok. Biz RMK Marine’in bu projeyi en iyi şartlarda gerçekleştireceğine inanıyoruz.

Yeniden yapılacak ihalede kararlı mısınız?

Tabii ki. Zaten bu öyle bir iş ki bundan sonraki 10 senesini etkiliyor hemen her tersanenin. 

Her değişiklik durumunda ortaya çıkan spekülasyonlardan rahatsız mısınız?

Elbette üzülüyoruz. Ama kaçınılmaz bir şey.

RMK Marine’in Milgem ihalesinin iptali yatırım planlarınızı etkiler mi?

Turgay Durak:  Oradaki

yatırımın miktarı o kadar fazla değil. Elimizde tersane ve çalışanlar var. Tuzla’da yan sanayi olarak çalışan çok sayıda KOBİ var. Yeni bir fabrika yatırımı gibi değil.

Bu yıl sonuna kadar Kalamış Marina’nın da özelleşeceği belirtildi. Oraya talip misiniz?

Orada kozlarımızı paylaşacağız. Bu kadar senedir oradayız. Manevi olarak çok önemli bir yer bizim için.

Rekabet bekliyor musunuz?

Tabii bekliyoruz. Marinaya yatırım yapan kurumların radarları içerisinde.

 

“Fed kararı gidaşatı derinden etkiler”

Fed’in tahvil alımlarını azaltması ya da söylendiği gibi bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden fonların çekilmesi ülkemizdeki gidişatı nasıl etkiler?

Ülkemizdeki gidişatı derinden etkiler. Sistem bunun üzerine kurulmuş o yüzden dikkat ederseniz bir anda kırılganlık ortaya çıktı. O bakımdan Türkiye için istikrar çok önemli. Ancak tabii bir gerçek var ki ekstra bir durum oluşmadığı sürece para daha iyi bir getiriyi nerede elde ederse oraya gelir.

 

“Psikolojik olarak doların 2 TL’yi aşması iyi değil, tekrar geri döndürmek zor”

Fed’in nasıl bir rotaya gireceği belli oldu gibi. Şimdi hem bir yandan dolarda dalgalanmalar var, orada bazı şirketlerin bilançolarını bozuyor mu diye bir tartışma var.

Bunu bence zaman gösterecek. Fed nasıl bir açıklama yapacak, bu nasıl yansıyacak, psikolojik olarak doların 2 baremini aşmış olması iyi değil. Şu bakımdan iyi değil; tekrar geri döndürmek çok zor. Merkez Bankası’nın dolarda iddialı bir yıl sonu hedefi var.

Özel sektörden dolarda 2’nin üstüne ilişkin iyimser açıklamalar geliyor...

Ne kadar orada kalacak. Dış borç durumu var. Önceden planlanmış yatırımlar var. Çok yönlü bir konu. Karayollarını da düşününce bizim durumumuz biraz farklı oldu. Endirekt de olsa otoyol ihalesinin iptali bizim dolar konusundaki durumumuzu değiştirdi.

Turgay Durak: Koç Topluluğu’nda şirketler dövizde pozisyon almamaya özen gösteriyor. Yaptığımız alımlarda da yerli yan sanayicilerden makinacılara, inşaatçılara işi vermeye çalışıyoruz ki, dövizdeki oynaklıktan etkilenmeyelim.

 

“Merkez Bankası üzerinde baskı olmamalı”

Merkez Bankası’nın dövize müdahale etmesini, politika faizini gelen ısrarlara karşın artırmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Özel sektörün kur konusunda bir baskısı ya da etkisi yok mu?

Öncelikle Merkez Bankası’nın üzerinde baskı olmaması lazım. Ama üzerinde baskı çok oluyor. Bunu bilmek için roket mühendisi olmamıza gerek yok.  Özel sektörün kur konusunda Merkez Bankası’na baskısına gelince;  özel sektörün bu konuda herhangi etkisi olamaz da zaten.