Koçer: Ekonomi artık 'duyarsızlaştı'
Koçer: Ekonomi artık 'duyarsızlaştı'
ANKARA - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer, ekonominin kırılgan yapıdan 'duyarsız' bir yapıya büründüğünü söyledi. Koçer, ayrıca GAP için eylem hazırlayan hükümettin GAP'a 'lokal' teşvik verilmesini istedi. Bir grup gazeteci ile sohbet eden Koçer, 2001 krizinde ekonomiden sorumlu bir bakan konuştuğunda doların 300-400 lira birden arttığını, ancak bugün Türkiye'nin gerek iç siyasette ortaya çıkan gelişmeler gerekse Irak'a sınır ötesi operasyona karşın dolar kurunda çok az bir kıpırdama olduğunu söyledi. Koçer, "Artık kırılganlığı aştık. Türkiye savaşa girdi, operasyon başladı. Dövizde veya faizde aksiyon olmadı. Aslında belki de duyarsızlaşıyoruz. Yani kırılganlıktan duyarsızlığa doğru geçen bir süreç var. Çok da duyarsız olmamak lazım" diye konuştu. Türkiye'de gündeminin tek bir konuya kilitlenmesinin yanlış bulduğunu belirten Koçer Koçer şunları söyledi: Ekonomi gündemden düşmemeli: Türkiye'de gizli veya açık çok ciddi işsizlik var. Bu işsizlik gelecek adına bir tehlike. Köyden kente göçler artışmış durumda. Ekonominin geleceği çok karmaşık. Ekonomi hiçbir zaman gündemden düşmemeli. Fiyatlar zirvede: Petrol fiyatlarının yanı sıra altın tarihin en yüksek düzeyinde. Ürünlerimizin girdilerini oluşturan hammaddeler gibi faktörler en yüksek seviyede seyrediyor. Bu böyle neden devam ediyor? Bu bir yerde tersine dönecek. GAP'a özel teşvik: GAP bölgesinde her sektörün teşvik edilmesi lazım. Doğru teşvik modeli ile Çin ve Mısır gibi ülkelere kaçan yerli yatırımcı GAP'a çekilebilinir. Bizim GAP bölgesini Türkiye'nin Çin'i Mısır'ı haline çevirmemiz lazım. Bu bölgelerde ekonomik sıkıntı ve terörü besleyen bir durum varsa buna bir çözüm bulunmalı. Ekonomik kalkınma şart: Irak'ın kuzeyine yapılan kara harekatının ardından GAP eylem plan daha fazla önem arzetmeye başladı. Terör sonrası ekonomik kalkınma şart. Hiçbir zaman kaybettiklerinizi kazanamazsınız. Ancak ders çıkarabilirsiniz. Bölgesel kalkınmayı hedeflemek ve Türkiye'nin teşvik politikasını GAP bölgesine yoğunlaştırmak zorundayız. AB'de geri adım yok: AB tarafı yani karar alıcılar, bizi kucaklıyıp sonra bırakıyor. Biz bu süreci 'AB'den uzaklaşıyor muyuz?' diye algılıyoruz. Ben bir geri adım hissetmiyorum. AB'ye üye olan birçok ülkeden daha ilerdeyiz. AB'ye üye olan ülkeler için herkes 'evet bu ülkelerde bütün kriterler uyuyor ve mükemmel' diye düşünüyor. Ama İspanya'ya ve Portekiz'e gittiğiniz zaman birçok şeyin birçok şeye uyduğunu ama uygulamada olmadığını görüyorsunuz. Bizden sonra başvuran birçok ülkenin mali destek olarak girdiğini görüyoruz. Türkiye bu süreci AB'ye gireyim diye değil, gerçekten gelişmek ve refaha ulaşmak için yapıyor. Bunun gerilemesi diye bir şey söz konusu değil. Ben duraksamadan bahsetmiyorum. Öyle de görmüyorum" diye noktaladı.