Kriz gidecek ama bu trendler kalacak

Kriz gidecek ama bu trendler kalacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kredi piyasalarındaki sıkışıklık, düşen hisseler ve doların zayıflaması 2008'in başından bu yana yatırımcıları endişelendiriyor. Ancak analistlere göre, yaşanan bu sarsıntının içinde, dünya sermaye piyasalarında uzun vadede yaşanabilecek yapısal değişimlerin kısa dönemli dalgalanmalardan daha önemli olduğu unutuluyor. Analistler, 1987'de ABD borsalarında yaşanan çöküş, 1992'deki sterlin krizi ve 1997'de yaşanan Asya krizinden sonra olduğu gibi, yüksek riskli mortgage kredileri kaynaklı bu kriz sona erdikten sonra ortaya çıkacak trendlerin daha önemli olduğunu söylüyor. McKinsey Global Institute'nin araştırmasına göre, kredi piyasalarındaki sarsıntı sonrasında bile, şu an yaşanan bazı trendler sermaye piyasalarını uzun vadede etkilemeye devam edecek. Araştırmaya göre, yatırımcının hisse senetlerine, tahvillere, mevduata ve diğer aktiflere para akıtmaya devam etmesiyle sermaye piyasaları derinleşmeye devam edecek; gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalar arasındaki bağ güçlenecek; Asya'da finansal ağırlık Japonya'dan Çin'e kayacak; Euro'nun önemi artacak; Ortadoğu'da finans merkezleri oluşacak; bu trenler ABD'nin finanstaki gücünü törpülemekle birlikte ABD uluslararası finans sahnesinde baş rolde olmaya devam edecek. . Piyasa derinliği artacak Finans piyasasında derinlik yani bir ülkenin aktiflerinin GSYİH'sine oranı tüm bölgelerde artıyor. 1990'da sadece 33 ülkenin aktifi GSİYH'sini aşarken, 2006'da bu rakam iki kattan fazla artarak 72'ye çıktı. Piyasaların derinleşmesini sağlayan unsurlar ise, daha fazla hisse senedi, tahvil ve bono ihracı gerçekleştirilmesi, gelir düzeyinin artmasıyla banka mevduatlarının artış göstermesi, yeni tasarruf araçlarının çoğalması. Şirket karlarının artmasının hisse senetlerinin değerini yükseltmesi de piyasaların derinleşmesine yardımcı oluyor. . Yabancı yatırımlar, piyasaları yakınlaştıracak Yabancı yatırımlardaki artış dünya piyasalarını finansal olarak daha çok birbirine bağımlı hale getiriyor. 2006'da sınır ötesi anlaşmalar dahilinde satın alınan hisse büyüklüğü 74.5 milyar dolara ulaştı. Ön veriler, 2007 yılında yeni bir rekor kırılacağını gösteriyor. Bu arada, sınır ötesi yatırımların yönününde değiştiği gözleniyor. 1999'da ABD küresel finans sisteminin merkeziydi. 2006'da ise Euro bölgesi ülkeleri gelişmekte olan ülkelerle finansal bağını daha çok güçlendirdi ve 1970'lerden bu yana ilk kez Ortadoğu dünyanın en büyük sermaye tedarikçisi oldu. . Gelişmekte olan ülkelerin çıkışı sürecek Bu piyasalardaki toplam aktif büyüklüğü 2006 yılında 5.3 trilyon dolar artarak 23.6 trilyon dolara çıktı. Gelişmekte olan piyasalar, küresel piyasalardaki aktif artışının dörte birini sağladı. Son 10 yıla bakıldığında da gelişen ülkelerdeki aktif büyüme hızının gelişmiş ülkelerin iki katı olduğu görülüyor. Gelişen ülke şirketlerinin küresel halka arzlardan elde edilen gelir içindeki 2000 yılında yüzde 10 olan payı, 2006 yılında yüzde 35'e çıktı. 2006 yılında Çinli şirketler halka arzlarda; İngiliz, Alman ve Japon şirketlerden daha fazla kaynak elde etti. . Japonya'nın cazibesi azalacak Japonya, bölgesel finans merkezi olma özelliğini kaybediyor. ABD ve Euro bölgesinden sonra üçüncü büyük finans piyasası olmasına karşın 2006'da aktifleri 19.5 trilyon dolarda kaldı. Üstelik fiziksel yakınlığına karşın Asya ülkelerine yapılan yatırımlardaki payı yüzde 6 oldu. Asya'nın artık potansiyel finans merkezleri olarak Singapur, Hong Kong ve Tayvan görülüyor. . Euro güçlenmeye devam edecek Avrupa'nın finans piyasasının olgunlaşmasına bağlı olarak, bölgenin ortak parası Euro da doların yerini alabilecek bir para birimi olarak güçlenmeye devam ediyor. Euro, sadece değerinin güçlenmesiyle kalmadı; 2007'de ilk kez tedavüldeki Eurolar'ın toplam değiri doları geride bıraktı. 2003 yılından bu yana uluslararası tahvil piyasalarında Euro cinsinden ihraçlar da yapılıyor. Euro'nun küresel rezervlerdeki payı yüzde 25'e çıkarken, merkez bankaları ve diğer kurumlarının rezervlerinden daha fazla getiri elde etmek istemeleri ve Çin gibi bazı ülkelerin doların ağırlığını azaltmasıyla, Euro'nun küresel sistemdeki payının artması bekleniyor. . ABD yine başrolde Avrupa piyasalarının etkinliğinin giderek artmasına karşın, küresel aktiflerin üçte birini yani 56 trilyon doları barındıran ABD piyasaları hala dünyanın en büyüğü. Ülke küresel sermayenin yüzde 25'ini çekmeye devam ediyor. Yabancı yatırımcılar 2006'da 1.9 trilyon dolarlık Amerikan aktifi satın aldı. Bu rakam bir önceki yıla oranla 655 milyar dolarlık artış anlamına geliyor. ABD, yaptığı 1.1 trilyon dolarlık dünyanın en büyük yatırım kaynağı aynı zamanda.