Krizlerde biz daha çok kazandık
İSO Meclis Toplantısı'nda konuşan Türkiye Bankalar Birliği BAşkanı Hüseyin Aydın, Türkiye'deki ekonomik krizlerde gösterilen bankacılık performansını kast ederek, "Biz daha çok kazandık" dedi.
İSTANBUL - Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, artık reytinge göre sermaye ayıracaklarını belirterek, "Burada bulunanlar (İSO üyeleri) kayıt dışılığı olmayan, tamamen sistem içinde çalışan, Basel'e hazır durumda. Ama Türkiye'de Basel'e hazır olmayan yüzlerce, binlerce firma var. Bunlar bir realite... Reytingi 3A ise ona göre 3C ise ona göre sermaye koyacağız. Bunları farklı fiyatlamamız gayet tabiidir. Bunun tartışılacak bir tarafı yoktur" dedi.
Aydın, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Toplantısı'nda üyelerin sorularını yanıtlarken, bankaların öz kaynaklarının güçlü olmasının önemli olduğunu, bankaların öz kaynaklarını ancak para kazandıkça güçlendirebileceklerini, güçlü öz kaynakların reel sektörü daha iyi destekleyeceğini söyledi.
Basel kurallarına işaret eden Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Uluslararası kuralları biz dikte etmiyoruz, ama dikte edilen tüm kurallara uymak durumundayız. Uluslararası düzenlemelere en çok uyan sektörüz. Bu yönüyle baktığımızda reyting sistemi var. Daha çok tanışacağız. Artık reytinge göre sermaye ayıracağız. Burada bulunanlar kayıt dışılığı olmayan, tamamen sistem içinde çalışan, Basel'e hazır durumda. Ama Türkiye'de Basel'e hazır olmayan yüzlerce, binlerce firma var. Bunlar bir realite... Reytingi 3A ise ona göre 3C ise ona göre sermaye koyacağız. Bunları farklı fiyatlamamız gayet tabiidir. Bunun tartışılacak bir tarafı yoktur. Reyting sadece rakamlardan mı ibaret olmalı? Adamın adamlığı, iş tutuş biçimi, süresi, yaşı, geleneği olmamalı mı? Tabii ki olmalı."
"Krizlerde daha çok kazandık"
Bankaların daha düşük karlarla kredi vermeye devam edip edemeyecekleri yönündeki sorulara Aydın, şu şekilde yanıt verdi:
"Bankalara sermaye koyan da bir yatırımcı... Hangi beklentiyle, hangi kazançla o sermaye yatırımını yapmıştır? Bugün ne kazandığımızı öz kaynak karlılığına baktığımızda görüyoruz. Para kazanmadan, o işi devam ettirme lüksü hiçbir yerde yok. İster bankacılık yapın ister başka bir şey yapın. Para kazanmamız lazım ki sürdürülebilir bir şey yapabilelim. Para kazanmaya da devam edeceğiz, makul kredi vermeye de devam edeceğiz. Bankalar Birliği olarak, düşük kar marjı, yüksek hacim bizim arzu ettiğimiz bir durum. Düşük marjlar ve yüksek hacimler ekonomik ve siyasi istikrarın olduğu dönemlerde olur. Krizlerin olduğu dönemde, ben gerçekçi birisiyim, biz daha çok kazandık. Demek ki bunun olmaması lazım."
"Miktar kadar tasarrufların kalitesi da önemli"
Alınacak önlemlerle tasarrufun miktarı artmasa bile kalitesini artırmanın önemli olduğunu vurgulayan Aydın, "Miktar kadar tasarrufun niteliği de önemli. Biz ekonomi yönetiminin bu konudaki çalışmalarını destekliyoruz. Tasarrufu artıramasak bile kalitesini ve niteliğini değiştirebiliriz" dedi.
Hüseyin Aydın, "hayallerin teminat olması" noktasına da değinerek, "Doğru bir söylemdir.
Doğrudur da olay şudur; elbette bugün artık öyle bir noktaya geldik ki büyük özelleştirmeler, el değiştirmeler oluyor. Aslında bankacılık sektörü bunu yapıyor. Yani alıyorsunuz diyorsunuz ki ben 'şöyle bir şey yapacağım, bu iki senede bitecek. Ben bunları tahmini şu fiyattan kiraya vereceğim, sonra da size şunu geri vereceğim.' Elbette bunu başka bir maddi teminatla tesis etmek asla mümkün değil. Sektör bunu belli bir noktaya kadar kullanıyor" şeklinde konuştu.
"Bankalar, sosyal değil ekonomik kurumlar"
Bankaların sosyal kurumlar değil, ekonomik kurumlar olduğunu ifade eden Aydın, "Bankalar, devletin yapması gereken işleri yapmak zorunda değil. Biz zaten sosyal sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Bazı yerlerde paraya erişim zor, doğrudur. Ama kredi kalitesini de belli bir düzeyde muhafaza etmek gerek" diye konuştu.
Bir kredinin kime verildiği, hangi amaçla verildiği, hangi kentte verildiği gibi unsurların denetlendiğine dikkati çeken Aydın, "Benim verdiğim bir kredide çoluğum, çocuğum, annem, kardeşim, eşim sorumlu oluyor" dedi.
Bankacılık sektörünün reel sektörün kredi ihtiyaçlarını "anlamakta zorlandığı" yönündeki eleştiriler üzerine de Aydın, sektörün mühendis kullanımında ciddi artış olduğunu belirterek, "Bugüne kadar sadece devlete borç veriyorduk. Yeni duruma entegrasyon söz konusu. Daha kolay para kazanıldığı bir dönemde proje finansmanına, zor işlere girmiyorduk ki... Yeni yeni giriyoruz" diye konuştu.
"Küresel dünyada yerlilik artık tartışılır bir konu"
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın, bankaların küresel bir dünyada artık yerliliğinin tartışılır bir konu olduğunu ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:
"Türkiye'ye sermaye getiren de para kazanmak için getiriyor. Getirdiği sermayeyi bu ülkenin reel sektörüne kullandırıyorsa önemli. Bankacılık ciddi bir sermaye gerektirir husus. Biz Bankalar Birliği olarak yerlilerin de Türkiye'de faaliyet gösteren yabancıların da küçüklerin de büyüklerin de kamu sektörünün de özel sektörün de çatı kuruluşuyuz. Bize geleceklerle de rekabet edebilecek özgüveni taşıyoruz. Gittiğimiz ülkelerde de farklı bayrak taşıyan bankalarla da rekabet edebilecek gücü taşıyoruz."
Hüseyin Aydın, vadelerin kısa, maliyetlerin yüksek olduğunu kabul ettiklerini, ancak İSO listesindeki en büyük bin firmanın da 2002-2010 döneminde kredi talebinin sınırlı olduğunu söyledi.
(AA)