Küçük: Ekonomideki tehlike kapıdan içeri adım attı

Küçük: Ekonomideki tehlike kapıdan içeri adım attı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ekonomide tehlikenin kapıda olduğunu, hatta bazı görüşlere göre kapıdan içeriye adımını attığını belirterek, "Türkiye, enerjisini bölen meseleleri neticelendirmeli ve dikkatini süratle ekonomiye yoğunlaştırmalıdır" dedi. İSO mayıs ayı meclis toplantısında konuşan Küçük, 2007 yılında ekonominin ikinci planda kaldığını, bu duruma küresel piyasalarda başlayan tedirginliğin eklenmesi ile 2007'de ekonominin, önceki yıllara kıyasla olumsuz bir tablo ile sonuçlandığını hatırlattı. "Maalesef ki, olumsuzluklar 2008 yılında da dozunu artırarak devam ediyor" diyen Küçük, küresel piyasalardaki tedirginlik ve belirsizliğin henüz bitmediğini vurguladı. Konuşmasında, makro ekonomik gelişmelere de değinen Küçük, 2008'in ilk üç ayında, hem portföy yatırımı hem de doğrudan yatırım girişinde düşüş olduğunu, 2007'nin ilk üç ayında, 9,4 milyar dolarlık doğrudan yatırım girmişken, bu yılın aynı döneminde bu miktarın 4,4 milyar dolara gerilediğini kaydetti. Küçük, ekonominin bir diğer temel sorunu olan işsizliğin de, 2008'in ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre daha da olumsuz bir tablo ortaya koyduğunu, son verilere göre işsizliğin yüzde 11,6 oranında bulunduğunu aktararak, ancak bu orana, eksik istihdamı, iş aramayıp çalışmaya hazır olanları ve mevsimlik çalışanları eklediklerinde işsizlik oranının yüzde 24'ler civarına yükseldiğini kaydetti. Küçük, şöyle konuştu: "Kısaca özetleyecek olursak, 2008'in ilk yarısında Türkiye ekonomisi; enflasyon ve cari açığın yükseldiği, işsizliğin arttığı, büyümenin yavaşladığı, kaynak girişinin azaldığı ve beklentilerin giderek bozulduğu bir görünüm çizmektedir. Bu olumsuz eğilimlerin devam etmesi durumunda, bizleri, bir hayli zor günlerin beklediği de açıktır." Petrol ve gıda fiyatı artışı ciddi tehdit Küçük, revize edilen 2007 yılı milli gelir büyüklüğüne göre, 2007 yılındaki faiz dışı fazla oranının yüzde 3,5 olarak gerçekleştiğini hatırlatarak, faiz dışı fazla oranının düşürülmesinin ekonomiyi nasıl etkileyeceğini şöyle anlattı: "Eğer buradan elde edilen kaynak, verimli kullanılır ve yatırım harcamalarına ayrılırsa ekonomi elbette bundan olumlu etkilenecektir. Ancak, popülist harcamalar, seçim yatırımları yönünde yapılacak tercihler, ekonomide dengelerin daha da bozulmasından başka bir sonuç getirmeyecektir." GAP Eylem Planı'nın açıklandığını, bunun hem ekonomik hem de sosyal boyutuyla Türkiye için çok önemli bir proje olduğunu ifade eden Küçük şunları kaydetti: "Oldukça kapsamlı bir plan açıklanmıştır. GAP'a ayrılan kaynağın ne kadar sürede geri döneceği, büyümeye, enflasyonu düşürmeye ne zaman katkı yapacağı gibi soruları bir kenara bırakalım. Plan açıklanması, heyecan yaratılması elbette çok önemlidir. Ama asıl önemli olan, açıklanan planların hayata geçirilmesi, uygulanmasıdır." Türkiye'nin hem iç hem dış kaynaklı nedenlerle, ekonomide zor ve sıkıntılı bir gündemle karşı karşıya bulunduğuna işaret eden Küçük, petrol ve gıda fiyatlarındaki artışın ciddi bir tehdit yarattığını söyledi. Türkiye ekonomisinde onlarca yıl süren kronik yüksek enflasyon hastalığını başlatan öncelikli nedenin 1970'lerdeki petrol krizi olduğunu hatırlatan Küçük, "Bugün benzer bir riskle karşı karşıyayız ki bu noktada, petrolün varil fiyatının 200 doları bulabileceği yönündeki senaryoları düşünmek dahi istemediğimizi ifade etmeliyim" dedi. Türkiye'nin ekonomide sıkıntılı bir gündemle karmaşık ve zor tercihler yapmak durumu ile karşı karşıya bulunduğuna dikkati çeken Küçük, hükümet ve ekonomi yönetiminin tüm bunların farkında olduğunu düşündüklerini dile getirdi. Eğilmez: Sıkıntılı döneme hazır olun Ekonomist Mahfi Eğilmez, "Türkiye'nin en azından bir, iki yıllık sıkıntılı döneme hazır olması lazım" dedi. Eğilmez, İSO meclis toplantısında "Dünya ve Türkiye Ekonomisi" konulu bir sunum yaptı. ABD'nin dünya nüfusunun yüzde 5'ini oluştururken, dünya gelirinin yüzde 20'sini aldığını ifade eden Eğilmez, dolayısıyla buradaki en ufak sıkıntıdan tüm dünyanın etkilendiğini söyledi. Avrupa'nın Amerika'ya göre büyüme ve işsizlikte daha iyi bir görünüm sergilediği görüşünü aktaran Eğilmez, IMF'nin bu krizi bilerek çıkarttığını düşündüğünü, ABD Merkez Bankası'nın (FED) da ahlaki çöküntüye yol açacak bir politika izlediğini kaydetti. Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Eğilmez, 2008 tahminlerine göre GSYİH'nin 710 milyar dolar, büyümenin de yüzde 3,5 seviyelerinde gerçekleşmesinin öngörüldüğünü belirtti. Hükümetin memur zamlarını düşük tutmak için yüzde 4'lük tahmin söylediğini, Merkez Bankasının da buna uyduğunu dile getiren Eğilmez, bunun Türkiye'nin kredibilitesinde büyük bir kayba neden olduğunu savundu. Eğilmez, Türkiye'nin dış dengesinde sorun olduğunu, cari açıktaki büyümenin enerji fiyatlarındaki artış ve ülke büyümesinin cari açığa dayalı bir modelle gerçekleşmesinden kaynaklandığını ifade etti. Türkiye'nin reel faizi düşüremediğine dikkati çeken Eğilmez, Türkiye'de reel faiz ortalamasının uzun yıllar yüzde 10 olduğunu ve hala aynı düzeyde bulunduğunu kaydetti. "Merkez Bankası işlerin iyi gittiği dönemde kendi faiz oranlarını düşürmeyerek hata yaptı" görüşünü savunan Eğilmez, Merkez Bankası'nın son faiz artırımıyla da bir hata daha yaptığını iddia etti. Eğilmez, Türkiye'nin çözdüğü sorunlardan birinin kamu borç stoğu olduğunu ifade ederek, bunun bütçe iyileştirilmesi yapılarak gerçekleştirildiğini, ancak kalıcı önlemler değil özelleştirmelerle çözüme gidildiğini söyledi. Son tahminlere ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Eğilmez, ABD ekonomisindeki durumun bir süre daha böyle gideceğini ancak, Japon ekonomisindeki gibi 10 yıl sürmeyeceğini, 2 yıl sonra bu durumdan çıkılacağını, dünyanın geri kalanının bu durumdan etkilenmeye devam edeceğini söyledi.