Küresel krizi kendi kaynaklarımızla aştık
Çin'de gazetecilere açıklamalar yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin krizi kendi kaynaklarıyla aştığını belirterek, "IMF'yle anlaşmadan, borç almadan, borçlarımızı ödeyerek süreci geride bıraktık" dedi.
ŞANGHAY - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Küresel finans krizi sürecini tamamen kendi kaynaklarımızla aştık. Uluslararası Para Fonu'yla anlaşma yapmadan, borç almadan, hatta borçlarımızı düzenli ödeyerek bu süreci geride bıraktık" dedi.
Başbakan Erdoğan, Çin'e gerçekleştirdiği resmi ziyaretin son gününde Pudong Shangri-La Oteli'nde Çin'li yatırım şirketlerinin yöneticileriyle biraraya geldi.
Pekin'de gerçekleştirdiği resmi temasların son derece verimli geçtiğini belirten Erdoğan, başta Suriye olmak üzere gelişmeleri değerlendirdiklerini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye ve Çin, Asya'nın en batısındaki ve en doğusundaki iki ülke. Halklarımız arasındaki iletişim, binlerce yıl öncesinden geliyor. Bunu yok farz edemeyiz. Ülkelerimiz arasındaki ticaret ise, Çin'in Şian kentinden başlayıp İstanbul'a ulaşan İpek Yolu'yla tarihi bir anlam ifade ediyor. Şimdi bunu demir ipek yoluna dönüştürmenin gayreti içindeyiz. Nüfus ve yüzölçümü bakımından ciddi farklılık olsa da, Çin ve Türkiye, kendi bölgelerinde aynı oranlarda gelişim gösteriyorlar.
Burada, Türkiye ekonomisine ilişkin birkaç çarpıcı veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum;hükümetimiz, 2002 yılı sonunda görevi devraldı. 9,5 yıl boyunca da, Türkiye ekonomisinde tarihi nitelikte, rekor düzeyde ilerlemeler kaydettik. İstikrarsız ve öngörülemez bir büyüme eğilimi varken, 2002'den itibaren Türkiye'yi düzenli olarak büyüyen bir ekonomiye kavuşturduk. Küresel finans krizinin en ağır şekilde seyrettiği 2009 yılı hariç, 2002'den bugüne kadar Türkiye ekonomisi istikrarlı şekilde büyüdü."
"Küresel finans krizi sürecini tamamen kendi kaynaklarımızla aştık"
2011 yılı büyüme rakamlarının geçtiğimiz haftanın başında açıklandığını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, 2011 yılında yüzde 8,5 büyüme oranıyla, dünyada Çin'den sonra en hızlı büyüyen ülke olduğunu dile getirildi.
2010 yılında da aynı şekilde Türkiye'nin yüzde 9 gibi çok yüksek oranda bir büyüme kaydettiğini hatırlatan Erdoğan, 2002 yılında 230 milyar dolar olan milli gelirin, 9 yılda 3 kattan fazla artarak, 2011 sonunda 772 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kişi başına milli gelirimiz, 2002'de, 66 milyon nüfus için 3 bin 500 dolardı. 2011 sonunda ise, 75 milyon nüfus için 10 bin 444 dolara ulaştı. İktidarımızdan önce yüksek ve belirsiz seyreden enflasyon, ki biz gelmeden hemen önce yüzde 30 seviyesindeydi, bizim dönemimizde dikkat çekici şekilde düşerek tek haneli oranlara kadar geriledi. Yüzde 60'lar seviyesinden devraldığımız faizleri de aynı şekilde tek haneli rakamlara çektik.
Küresel finans krizi sürecini tamamen kendi kaynaklarımızla aştık. Uluslararası Para Fonu'yla anlaşma yapmadan, borç almadan, hatta borçlarımızı düzenli ödeyerek bu süreci geride bıraktık. 2002'de 23,5 milyar dolar olan IMF borcumuz, şu anda 2,3 milyar dolara kadar düşmüş durumda.
Merkez Bankası rezervlerimiz de güçlü bir şekilde Türkiye'yi şoklardan koruyor. 27 milyar dolardan devraldığımız rezervlerimizi de şu anda 91 milyar dolara yükseltmiş durumdayız. Bankacılık ve finans konusunda Türkiye'de çok önemli düzenlemeler gerçekleştirdik ve sistemin, dalgalanmalara karşı korunaklı, dayanıklı bir yapıya kavuşmasını sağladık."
"Kapılarımız, Çinli yatırımcılar için ardına kadar açık olacaktır"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, tarihin çok eski dönemlerinden beri birbirimizi tanıyoruz. Tarihin çok eski dönemlerinden beri birbirimizle ticaret yapıyoruz. Küreselleşen dünyada, bu işbirliğimizi daha da artırmamız mümkün" dedi.
Başbakan Erdoğan, Çinli yatırım şirketlerinin yöneticileriyle yaptığı toplantıda, Türkiye'nin en önemli atılımları yatırım alanında gerçekleştirdiğini söyledi. Erdoğan, yatırım ortamının iyileştirilmesi için çok önemli reformlarımız oldu" dedi.
Uluslararası sermayeyi Türkiye'ye çekebilmek için yoğun gayret sarf ettiklerini ve tarihin en iyi rakamlarına ulaştıklarını ifade etti.
Türkiye'nin, Afrika, Asya ve Avrupa'nın kesiştiği noktada, son derece merkezi bir konumda bulunduğunu kaydeden Erdoğan, ayrıca Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerini yürüttüğünü hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Avrupa coğrafyasının tabii bir parçası olan, bunun yanında Afrika, Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya ile yakın işbirliği halinde olan Türkiye, sadece siyasi, sosyal ve kültürel değil, ekonomik olarak da önemli bir potansiyel barındırıyor. Küresel finans krizi, Avrupa'yı bildiğiniz gibi yakından etkiledi. Yanı başımızdaki komşumuz Yunanistan başta olmak üzere, birçok Avrupa ülkesi ciddi sorunlarla karşı karşıya. Bu süreçte biz, tedbiri elden bırakmadan, yere sağlam basarak ilerliyoruz ve gerçekten başarılı bir grafik sergiliyoruz. Türkiye bölgesinde hızlı şekilde büyürken, etkinliği ve gücü artarken, Çin ile ilişkilerimizin ve işbirliğimizin bu potansiyeli yansıtmaktan uzak olması doğru değildir. "
"Çin, Yurt dışında yaptığı yatırımlarda Türkiye'den yeterince istifade etmiyor"
Çin Başbakanı Vın Ciabao'nun 2010 yılında Türkiye'ye yaptığı ziyarette, dış ticaret hacmini 2015 yılında 50 milyar dolara, 2020 yılında da 100 milyar dolara çıkarma hedefini benimsediklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda aramızdaki ticaret hacmi 25 milyar dolar. İnanıyorum ki 2015 ve 2020'de bu hedefleri yakalayacağız. Ancak, bu ticaret hacmi Türkiye aleyhine bir dengesizlik içeriyor ve bu açığı hep birlikte kapatmak durumundayız. Yine, Çin'in yurt dışında yaptığı yatırımlarda da Türkiye'den yeterince istifade edemediğini görüyoruz.
Buraya gelmeden hemen önce, Türkiye'de yeni bir teşvik paketini uygulamaya koyduk. Bu teşvik paketiyle, ulusal yatırımları olduğu kadar, uluslararası yatırımları da güçlü şekilde destekliyoruz. Çinli yatırımcı dostlarımızın, bu teşviklerden istifade etmelerini, Türkiye'nin sunduğu fırsatlarından yararlanmalarını arzu ediyoruz. Türkiye'nin kapıları, Çinli yatırımcılar için ardına kadar açık olacaktır."
Türkiye'ye yatırım çağrısı
Gerek Çin'in, gerek Asya'nın diğer büyük ekonomileri olan, Japonya ve Güney Kore'nin Türkiye'deki yatırımları çok başarılı sonuçlar doğurduğunu anlatan Erdoğan, yeni gelecek yatırımcıların da Türkiye'den memnun kalacaklarına inandığını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, başta bankacılık, finans, enerji, ulaştırma, havacılık, uzay, savunma olmak üzere, pek çok alanda Türkiye'de yatırım potansiyeli bulunduğunu söyledi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizzat bana bağlı olan Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, başvurduğunuzda her konuda sorularınızı yanıtlayacak, size her konuda rehberlik edecektir. Aynı zamanda bakan arkadaşlarım da her adımda sizin yanınızda olacaktır.
Biz, tarihin çok eski dönemlerinden beri birbirimizi tanıyoruz. Tarihin çok eski dönemlerinden beri birbirimizle ticaret yapıyoruz. Küreselleşen dünyada, bu işbirliğimizi daha da artırmamız mümkün. Türkiye'yi, Türkiye'deki fırsatları incelemenizi, Türkiye'nin avantajlarını dikkate almanızı size özellikle tavsiye ediyorum.
Dünyanın 10 büyük turizm ülkesinden biri olan Türkiye'de sizleri, hem turist, hem yatırımcı olarak görmekten büyük mutluluk duyacağız."
(AA)