Kyoto'ya ayak uydurabilmek için sanayicinin finansal desteğe ihtiyacı var
Kyoto'ya ayak uydurabilmek için sanayicinin finansal desteğe ihtiyacı var
İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne imza atmasıyla birlikte 2012 sonrası dönem için yükümlülüklerin belirlenmesi çalışmalarına katılacağını ve yükümlülükler konusunda söz söyleme hakkına sahip olacağını söyledi. Küçük, "Bu hakkı iyi kullanmak, ekonomimizin, ülkemizin ihtiyaçlarını göz ardı eden, adil olmayan taahhütlere girmemek konusunda çok dikkatli olmalıyız" dedi. Tanıl Küçük, yükümlülüklerin yerine getirilmesi için yeni yatırımların yapılması, toplumun tüm kesimlerini bir şekilde etkileyecek ve maliyet getiren değişikliklerin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Küçük özellikle enerjiyi yoğun kullanan imalat sanayiinde bazı sınırlamaların söz konusu olabileceğini söyledi. Türkiye'de Kyoto Protokolü'ne uyum süreci için çok farklı maliyet rakamları telaffuz edildiğini ifade eden Küçük, "Kyoto'ya uyum süreci, sanayimizi yakından etkileyecek ve kaçınılmaz olarak ilave maliyetleri beraberinde getirecek. Gerekli yeniden yapılanmayı gerçekleştirebilmesi için sanayimize finansal destek mekanizmalarının sağlanması şart" dedi. 'Kyoto fırsat kapısı da açar' BP Türkiye Genel Müdürü Tahir Uysal da Türkiye'nin imza atıp parçası haline geldiği takdirde burada yapılan bütün iyileştirmeleri bir sertifika sistemi ile değerlendirmesi ve satmasının mümkün olduğunu, böylelikle Kyoto Protokolü'ne Türkiye'nin fırsat olarak bakabileceğini söyledi. Türkiye'de verimsiz bütün işletmelerin çok rahatlıkla verimli haline getirilebileceğini vurgulayan Uysal, bu sürecin içindeki geliştirmenin maliyetinin, AB veya gelişmiş bir ülkede harcanacak paradan çok daha az olduğuna dikkat çekti. Çevre için politika olmalı Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer ise konuya ilişkin açıklamasında iklim değişikliğinin bir küresel çevre politikası ile dikkate alınması gereken çok önemli bir çevre problemi olduğunu, çevreye duyarlı ve çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesinin, ancak teknoloji alanında hızlı ilerlemelerin sağlanması ile mümkün olacağını vurguladı. Bu çerçevede, söz konusu teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli ortamı yaratacak yeni politika ve tedbirlerin ortaya konması ve bu faaliyetleri destekleyici uluslararası işbirliği imkanları ve ortak eylemlerin gündeme getirilmesinin gerekli olduğunu belirten Tezer, oluşturacak politikaların vergiler, emisyonların tutulması ve emisyon ticareti ile ilgili sistemlerin geliştirilmesi gibi pazara doğrudan fiyat sinyalleri verecek politikalar ve regülasyonlar, temiz yakıt ve temiz teknolojilere verilecek teşvikler, yüksek karbonlu yakıt ve teknolojilere verilmiş olan teşviklerin kaldırılması gibi pazarı dolaylı yoldan etkileyecek uygulamaları kapsaması gerektiğini kaydetti.