LCW Avrupalılara nispet yapıyor

Türkiye’de mağaza sayısı yıl sonu itibarıyla 400’ü aşacak olan LC Waikiki, global çapta büyümek içindüğmeye bastı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME




Özlem ERMİŞ BEYHAN

İSTANBUL - LC Waikiki’nin 2023 yılı hedefi Avrupa’nın en başarılı üç hazır giyim perakende firmasından biri olmak. 2012 yılının tamamında yurtiçinde 40, yurtdışında 25 yeni mağaza açılması planlanıyor. Bugün itibariyle Türkiye’nin 70 ilinde 367, yurtdışında ise 10 ülkede 31 mağaza bulunuyor. Tema Mağazacılık bünyesindeki LC Waikiki’nin Genel Müdürü Gordon Bullock, “Yıl sonunda Türkiye’deki mağaza sayımız 400’ü aşacak.
Bizim için müthiş bir büyüme fırsatı var, hem Türkiye’de hem de yurtdışında. Bu amaçla hazırlanıyor, tüm fırsatları yakından izliyoruz” diyor.

Son iki yılda yüzde 50 büyümeye imza atan şirketin 2011 yılı cirosu 2 milyar 900 milyon TL. Hazır giyimde pazar payı yüzde 13 seviyesinde. Gelecek yıl yine 40’a yakın mağaza açma planı var LC Waikiki’nin. Ancak asıl büyüme planı yurtdışında olacak. “Türkiye’de 550 mağazaya kadar büyüme potansiyelimiz var. Bu, 150 yeni mağaza demek. Ayrıca var olan mağazalarımızı büyütme vizyonumuz da var.”

LC Waikiki’nin 2012 büyüme hedefi yüzde 30. Bu çok önemli bir büyüme oranı; “Hem bu yıl hem de geçen yıl açılan yeni mağazaların etkisi ile bu yıl yüzde 30 büyüme hedefliyoruz” diyor Bullock. 2011’in sonunda bu yıl için ekonomide daralma öngördüklerini ancak temkinli bir iyimserlik içinde olduklarını anlatıyor. Beklediklerinden çok daha iyi bir yıl geçirdiklerini söyleyen LC Waikiki Genel Müdürü Gordon Bullock, Türkiye’nin ekonomik gücünün iş yapma gücünü de artırdığını vurguluyor: “Batı Avrupa  ekonomileriyle ve ABD ile karşılaştırıldığında Türkiye ekonomisi çok daha güçlü. Birçok batı ekonomisinin aksine resesyona girmedi. Küçük bir yavaşlama var. Mikro olarak bakıldığında enflasyon yüzde 10’lara ulaştı. Bu çok da sağlıklı bir resim değil ama yine de batıdaki pek çok ülkeden çok daha sağlıklı. Bu Türkiye için bu ortamda büyük bir avantaj.”

Ekonomideki istikrarlı yapısı ile Türkiye’nin lojistik avantajını kullanarak Çin’e kayan siparişlerin bir bölümünü çekeceği belirtiliyordu. Bullock bu kayışın başladığına işaret ediyor: “Giderek daha fazla yerel üretime kayış gözlemliyoruz. Bunun bazı yararları bazı tehlikeleri var. Yerel üretime gittiğiniz zaman çok daha hızlı hareket edebiliyorsunuz. Ama tüm rakipleriniz böyle düşündüğünde hız yeterince olmuyor. Türkiye’deki üretim çok kaliteli, bu açıdan biz çok önemli bir avantaj yaşıyoruz.”

Uluslararası rakiplerimiz pazarın cazibesine kapılıyor

LC Waikiki olarak sürekli devam eden bir yatırım süreçleri olduğunu anlatıyor Bullock. Şirket, genel merkezini tamamen yeniliyor. Depo yatırımları sürüyor. Bunun yanı sıra LC Waikiki yurtdışına açılma planını hayata geçiriyor.

Bullock, halen 10 ülkede 31 mağazaları olduğunu söylüyor. Ancak hedefler çok büyük. “Sektöre çok yoğun yatırım yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’deki yerel ve global rakiplerimiz de aynı stratejiyi uyguluyor.

Çok canlı bir pazar Türkiye. Hızlı bir büyüme var ve bu sürecek. Uluslararası perakende zincirleri
bu cazibeye kapılıyor. Uluslararası markalar bu canlı, güçlü ve büyüyen pazarda daha fazla pay alabilmek için çalışıyor ve bu böyle sürecek gibi görünüyor. Kendi pazarlarında ya da diğer uluslararası pazarlarda istediği büyümeyi gösteremeyen pek çok global oyuncunun bu fırsatı görüp buraya geleceğini düşünüyorum, bunu bekliyorum.”

Türkiye'deki perakendeci iki cephede savaşacak

Yani önümüzdeki dönem Türkiye’deki perakende zincirlerinin iki cephede savaşmasını izleyeceğiz. Biri büyüme potansiyeli ile cezbeden Türkiye pazarında, bu cazibeye kapılan global rakiplerle, diğeri yeni büyüme alanı olarak belirlenen yurtdışında o pazarlarda yerleşmiş rakiplerle yaşanacak.

Bullock, “Kesinlikle bu olacak” diyor, “Türkiye pazarına yeni uluslararası rakipler gelecek ve rekabeti hızlandıracak. Aynı paralelde birçok Türk perakendeci global bir güç olma hedefi ile yurtdışında çok daha aktif hale gelecek.”

Peki Türkiye’de rekabet eden perakendecilerin önümüzdeki dönem aşması gereken en önemli çıta ne olacak?

Bullock, “Büyümeyi yönetmek” olarak yanıtlıyor ve devam ediyor: “Çok hızlı bir büyüme var bu pazarda. Örneğin biz LC Waikiki olarak son iki yılda 120 mağaza açarak neredeyse yüzde 50’lik büyüme yakaladık. Burada doğru, kaliteli elemanı istihdam etmek, eğitmek, altyapıyı bu büyümeye yeterli hale getirmek en önemli challenge. Ama bu, çözmeye çalıştığımız çok hoş bir problem. Şirket içinde bir bilgi ve yetenek geliştirmemize yardımcı oluyor.”

'Küçük dokunuşlar yapmak için geldim'

LC Waikiki bünyesinde 15 bin eleman çalışıyor. 10 bin 500’ü mağazalarda görev yapıyor. LC Waikiki Genel Müdürü, “Her biri çok genç, iyi eğitimli, parlak çalışanlar. Onları doğru eğitip bu işin gelecek vadettiği konusunda ikna edebilirsek, global büyüme planımızda büyük bir güç elde etmiş olacağız” diyor. Bullock’un şirketin başına geçirilmesinin nedeni de tam bu. Ortadoğu’da bir perakende şirketinin yöneticisi iken 15 ay önce Türkiye’ye gelmiş Gordon Bullock. LC Waikiki’nin global açılımı, yatırımları onun sorumluluğunda değil, tamamen iç pazara odaklı çalışıyor. Bir yabancı yöneticinin bir şirketin sadece Türkiye organizasyonundan sorumlu olması çok da görmeye alışık olduğumuz bir durum değil.
Bullock, “Ben çok iyi işleyen bir yapıyı sadece rafine etmek amacıyla istihdam edildim” diyor. “Görevim doğru eğitim ve altyapı çalışmaları ile iç pazardaki hızlı büyümeyi doğru şekilde yönetmek. Küçük dokunuşlarla bu güçlü şirketi daha da güçlendirmek. Ve bu heyecanlı pazarda görev yaptığım için çok mutluyum.” Perakende alanında yöneticilik yapan İngiliz arkadaşlarının şimdilerde Türkiye pazarı ile  ilgilendiğini anlatıyor, “Bana şimdilerde bu pazara ilişkin çok soru soruyorlar” diyor.

İndirim sorunu Batı'da çok daha yoğun

LC Waikiki, Ipsos KMG araştırma şirketinin her 6 ayda bir yaptığı araştırmaya göre 2004 yılından beri Türkiye hazır giyim perakende sektörünün lideri konumunda bulunuyor. Gordon Bullock bitmek bilmeyen indirim dönemlerinin Türkiye’de, Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında sorun olmaktan uzak olduğunu düşünüyor. O’na göre Türkiye’de perakendeciler indirimi tüketici talebini yönlendirmek için bir araç olarak kullanabiliyor. “Mağazaya yeni bir ürün koyduğunuzda tüketicinin onu beğenip beğenmediğini anlayabiliyoruz. Bazen fiyat yüksek bulunuyor. Bunu indirerek karşı hamlede bulunuyoruz. Bunun dışında yılda iki kez sezon sonu indirimi yaparak, yeni sezona mağazalarımızda yer açıyoruz. Batı’da ise indirimler giderek öne çekiliyor ve her geçen sezon daha da uzuyor. Bu, perakendecilerin kullandığı tehlikeli bir yöntem, gerçek fiyattan ürün satamama tehlikesi... Bu şu anda Türkiye için geçerli olan bir tehlike değil.”

Bullock, bu noktada uygun fiyatlı ürünler satan bir marka iseniz sorunun daha az olduğunu, moda markaları için sorunun daha büyük olduğunu da vurguluyor. “Bizim müşterimiz ürünü beğendiğinde, ‘Zaten fiyatı da çok uygun, beklememe gerek yok, bu indirime kalmaz kaçırmayayım’ diyor. Mağazalarımız kalabalık, bu ilgi bir an önce almaya motive ediyor.”