Letonya büyümede öncü olacak, fırsatlar kaçmamalı
Avrupa Birliği Komisyonu'nun raporunda Letonya'nın en hızlı büyüyen ülke olacağı belirtildi. Bu süreçte ülkedeki iş fırsatları değerlendirilmeli.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Taylan BÜYÜKŞAHİN
İSTANBUL - Birbirleriyle tarihi, coğrafi ve kültürel yakınlık içerisinde olan üç Baltık ülkesi Estonya, Litvanya ve Letonya, Avrupa Birliği içerisinde önemli bir konumda bulunuyor. Birliğe üye oldukları 2004 yılından günümüze değin üyelik statüleri konusunda zaman zaman tartışmaların yaşandığı bu 3 ülke, bu sıkıntılara karşın ekonomisini
güçlendirmeyi sürdürüyor. Geçtiğimiz hafta Ülke Rehberi'nde işlediğimiz Litvanya, gelişim gösteren ülkelerden birisiydi.
Bir diğer ülke ise Letonya. Üstelik Letonya'nın, Avrupa Birliği içerisinde iki yıl boyunca en hızlı büyüyen ülke olması bekleniyor. Ülkenin yakın geçmişine bakarsak, Letonya ekonomisinin özellikle 2006-2007 yıllarında yüzde 10'luk bir büyüme kaydetmesine rağmen küresel krizin etkilerini göstermesiyle ağır darbe aldığını görebiliriz. Yaşanan negatif gelişmelere rağmen Letonya’da, IMF ve AB fonlarının yardımlarıyla Euro-Lat paritesi sabitlendi ve yürürlüğe konan tasarruf önlemlerinin sıkı sıkıya uygulanmasıyla aynı şekilde hızlı bir toparlanma sürecine girerek kriz öncesi günlerine döndü. 2014 yılının başında euroyu resmi para birimi olarak kullanmaya başlayacak olan Letonya, bu sayede ekonomik olarak daha da dayanıklı olmayı hedefliyor.
Letonya ekonomisinin ihracat rakamları toplam GSYİH'nın hemen hemen üçte birine denk geliyor. Bununla beraber, ülkenin konumu gereği transit hizmetleri gelişmiş durumda. Diğer başlıca önemli endüstri kolları arasında ağaç ve kereste sanayi, mekanik ve elektronik ürünlerin üretimi yer alıyor. DEİK Türkiye-Letonya İş Konseyi Başkanı Serkan Kaptan, Letonya'da yaşanan büyümenin en önemli sebebinin krizin başlangıcında yaşanan negatif duruma karşı verilen reaksiyonun hızı ve alınan kemer sıkma önlemlerine sonuna kadar bağlı şekilde sürdürülen politikalar olduğunu belirtti. Sürdürülen bu tutarlı politikalar ile bütçe açığının iki yıl içerisinde yüzde 7.7'den yüzde 2.7'ye gerilediğini anlatan Kaptan, bu sayede Letonya'nın AB'nin en hızlı iyileşme gösteren ülkesi olmasının önünün açıldığını vurguladı. Kaptan, "Aynı şekilde, AB Komisyonu şubat ayında yayınladığı raporunda, Letonya'nın 2013 ve 2014 yıllarında da tüm AB ülkeleri arasında en hızlı büyümeyi gösteren ülke olacağının beklediğini açıkladı" diye konuştu.
'İş yapılabilir ülke'
Letonya'nın Dünya Bankası tarafından yıllık olarak yayınlanan 'Doing Business' raporunda 185 ülke arasında 25'inci sırada yer aldığını aktaran Kaptan, ülkedeki teşvikler konusunda şunları söyledi: "Yöneticiler, işadamları için bürokrasinin azaltılması yönünde önemli çalışmalar yapılıyor. Örneğin, Letonya'da şirket kurulumu bir gün içerisinde gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca, çeşitli ajanslar vasıtasıyla sürekli olarak yatırımcı çekmek ve yatırımcılar ile resmi birimler arasında ilişkilerin geliştirilmesi amaçlanıyor. Bu ana konulara ek olarak yatırımcılar için farklı alanlarda teşvikler sunuluyor. Başlıcaları; vergi teşviklerinin sunulduğu özel ekonomik bölgelerin varlığı, işgücü konularında sağlanan çeşitli teşviklerin varlığı, araştırma-geliştirme faaliyetleri
için sağlanan teşvikler ve benzer AB teşviklerine erişim imkanı, belirli projelere sağlanan devlet kredi güvenceleri ve yine belirli projelere sağlanan Leton ve AB kaynaklı kredilere erişim imkanları olarak gösterilebilir."
Ağaç ve kereste sanayii öne çıkıyor
İş yapmak isteyenlere en önemli önerilerinin Leton işadamlarıyla birçok konuda beraber çalışma potansiyelinin değerlendirilmesi olacağını ifade eden Kaptan, başlıca yatırım veya ortak çalışma gerçekleştirilebilecek sektörlerin ağaç ve kereste sanayi, eğitim, turizm ve tekstil alanları olduğunu kaydetti. Kaptan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuda her zaman vurgulamaya çalıştığımız nokta ise Letonya'ya yapılması düşünülen bir yatırım kararını alma aşamasında klasik düşünce olan sadece yatırım yapılan ülke pazarını dikkate almak yerine, Letonya'nın jeopolitik konumu ve AB üyeliğinden dolayı yaratılabilecek alternatif fırsatların da göz önünde bulundurulması gerekliliğidir. Örneğin, TAV Holding iştiraklerinden Havaş ile Letonya'ya girerek ülkenin havacılık sektöründeki en önemli oyunculardan biri olmanın yanı sıra, daha sonra oluşturulan Letonya merkezli Havaş Europe isimli şirketimiz ile Almanya gibi çok önemli bir pazara da rahat bir şekilde geçiş sağlamayı başardık. Benzer fırsatları diğer Türk yatırımcıların değerlendirememesi için bir sebep göremiyoruz. Bununla beraber, Türk işadamları Leton işadamları ile beraber çalışma koşulları yaratabilirse, benzer uygulamaların ters yönde gerçekleşme ihtimali olduğunu da düşünüyoruz. Örneğin, Leton yatırımcıların pek aktif olarak bulunmadığı Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarına girişlerinin, bu bölgelerde aktif olarak bulunan Türk işadamlarıyla kurulacak ortaklıklar tarafından kolaylaştırılması ve daha efektif yatırımlara dönüştürülme potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca bu tarz girişimlerin daha sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için, eşbaşkanlığını yürüttüğüm Türk-Leton İş Konseyi olarak ilgili girişimcilere her zaman gerekli desteği vermeye çalışıyoruz."