Libya mağduru işçiler işverenlerine dava açıyor
Libya'da yaşanan ayaklanmadan sonra Türkiye'ye dönen ve çalıştıkları şirketlerden paralarını alamayan işçiler, işverenlerine dava açmaya başladı.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Libya'da yaşanan olayların ardından Türkiye'ye dönen ve çalıştıkları şirketlerden paralarını alamayan işçiler, işverenlerine dava açmaya başladı.
İşçiler paralarını alamadıkları gerekçesiyle mağdur olduklarını belirtirken, işverenin de Libya'da zarara uğradığı için ödeme yapamadığı belirtiliyor.
Ankara Barosu avukatlarından Emrah Altunç, Libya mağduru bir çok işçi bulunduğunu ve bunların haklarını aramak için dava açmaya başlayacaklarını söyledi.
Bu konuda şu ana kadar 3 işçinin vekaletini aldığını ve bu sayının önümüzdeki hafta 10'u bulmasını beklediğini kaydeden Altunç, "Libya'da ihale alarak orada yatırımcı olan firmalar iş makinaları inşaat malzemeleri gibi ihtiyaçlarını Libya devletinin verdiği ödenekten karşılıyorlardı. Yani Libya hükümeti bu yatırımı üstleniyor ve giderlerini karşılıyor. Bu şirketlerin orada herhangi bir yatırım zararı yok. Bu şirketlerin sadece yaptıkları iş karşılığında bir kısım istihkakları savaş sonrası Libya hükümetinde kalmış, onlarda Yeni Hükümet tarafından kendilerine ödenmiş, ödenmektedir. Yani kısacası bu şirketlerin önemli zararları söz konusu değil" dedi.
"Hiçbir bildirim olmaksızın işten çıkarılmışlar"
Libya'da yatırımı bulunan şirketlerin işçilerin ücretlerini savaş, mücbir sebep gibi bahaneleri göstererek ödemediğini aktaran Altunç, sözlerine şöyle devam etti:
"İşçiler orada canları pahasına şirketin şantiyesini korumalarına ve son ana kadar direnmelerine rağmen Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Türkiye'ye getirildikleri günün hemen ertesinde şirket tarafından sigortaları kesilmiş. Hiçbir bildirim olmaksızın işten çıkarılmışlar. 2 yıllık süre zarfında çoğunluğu aranmamış, hep oyalanmış. İŞKUR tarafından işçilere kısa bir süreliğine kısa çalışma ödeneği adı altında bir ödenek verileceği, ancak bunun için işveren firmanın başvuru yapması gerektiği duyurulmuş ancak çoğu firma işçilerin bu imkandan faydalanmasını sağlayacak başvuruyu yapmamış. Örneğin bizim işçilerin çalıştığı bir inşaat firması bu başvuruyu yapmamış.
Firma hem Libya'da petrol işinde, hem de Azerbaycan hükümetiyle işlerine devam etmektedir. Ancak çoğu işçi halen alacağını alamamış durumda. Bu durumda Libya'dan Dışişleri Bakanlığı kanalıyla büyük bir coşkuyla ve operasyonla Türkiye'ye dönen işçilerin bir kısmının mağduriyeti giderilmemiştir."
Mağdur işçilerin alacak miktarlarının her işçinin çalışma süresine göre değiştiğini aktaran Altunç, "Örneğin bir işçinin çalışma süresi yaklaşık 5 yıl. 20 bin lira kıdem tazminatı, yaklaşık 6-7 bin lira ihbar tazminatı, 50 bin lira kadar fazla çalışma ücreti, 3 bin lira ödenmemiş maaşı ve kullandırılmamış ulusal bayram ve dini izin günleri alacağı ile hafta tatili alacağı gibi bütün kalemler toplandığında aşağı yukarı 80 bin liralık yasal faiziyle birlikte bir alacağı söz konusu oluyor" dedi.
10 bin liradan 80 bin liraya kadar alacağı olan işçi bulunduğu bilgisini veren Altunç, net rakamların dava aşamasında bilirkişi tarafından hesaplanacağını dile getirdi.
"Libyada çalışan firmaların zararları Libya Hükümeti tarafından büyük oranda karşılandı"
Dava işçiler lehine sonuçlanırsa, bu yönde umudu olmayan binlerce işçinin dava açma konusunda cesaretlenip bu haklarını talep edebileceğini anlatan Altunç, sözlerine şöyle devam etti:
"Libya'da çalışan firmaların zararları Libya Hükümeti tarafından büyük oranda karşılandı. Ancak sigortaları Türkiye döndükleri ilk gün kesilen işçiler unutuldu. Bu şirketler savaş nedeniyle zarara uğradıklarından bahsediyorlar ve işçilere alacaklarını ödemeye yanaşmıyorlar. Burada önem arz eden husus Türkiye'ye Dışişleri Bakanlığı kanalıyla getirilen işçilerin ertesi gün sigortalarının kesilmek suretiyle bildirimde bile bulunulmadan iş akitlerinin haksız olarak feshedilmesi ve işçi alacaklarının ödenmemesi. İşçiler iş sözleşmesinde işverene göre daha zayıf tarafta ve bu durum devletin işçiyi koruması gibi bir uygulamayı zorunlu kılıyor. Sosyal devlet anlayışının gereği de budur. Devlet yaşanan kriz sonrası firmaların zararlarını ödemeyi taahhüt etmiş ancak işçileri koruyucu bir önlem almamıştır. İşçilerde mahkemelerde haklarını aramak durumundalar."
Libya'da çalışan işçi Türkmen: "Şirket tekrar gel dese gitmem"
Libya'da çalışan ve çalıştığı firmaya dava açmaya hazırlanan işçilerden Vural Türkmen, Libya'dan ayrılalı 20-21 ay olduğunu, eski şirketini aradığını ancak muhatap bulamadığını söyledi.
Şirketten 20-30 bin lira alacağı olduğunu belirten Türkmen, şunları anlattı:
"Libya'dan 150 arkadaşla birlikte geldik ve hepsinin çalıştığımız şirkette alacağı vardı. İşveren 'tekrar gideceğiz' diyor. Tamam, biz oradan ekmek yedik ama biz de emek verdik. Şu anda görüştüğüm arkadaşlardan ya da başkalarından ödeme yapılan birini duymadım hiç. Şirket tekrar gel dese gitmem. Yurt dışındaydım Fas'ta idim yeni geldim. Bazı firmaların ödeme yaptığını duydum ama hangisi ne kadar ödeme yaptı bilmiyorum. Bu arada Arap firmalarında çalışan işçi arkadaşlarımız da vardı ve onlar da alacaklarını tahsil edemedi. Benim olduğum şantiyede 200 civarında Türk işçi vardı. Libya'da 25-30 bin civarında Türk işçi vardı. Daha fazla da olabilir çünkü illegal yöntemlerle gelen bir sürü işçi de vardı " ifadelerini kullandı.
Bir diğer işçi Niyazi Gök ise şirketten 50 bin lira alacağı olduğunu ve kendisi gibi 107 kişinin daha bulunduğunu belirtti.
Geçtiğimiz günlerde Libya'da bir yetkili ile görüştüğünü aktaran Gök, çalıştığı şirketin Libya Hükümeti'nden 4 milyon lira aldığını ama işçilere herhangi bir ödeme yapmadığını dile getirdi.
"Şimdi yerine gidip hakiki zararların tespiti yapılmaya başlandı"
Türk-Libya İş Konseyi Başkanı Ersin Takla ise Libya'da yatırımı bulunan Türk şirketlerinin zararının halen bir tartışma konusu olduğunu belirterek, "Oradan gelirken bırakılan mal mülk makina varlık toplamı ile o tarihten itibaren 2011 aralık sonuna kadar oluşan sabit giderler yani teminat mektup masrafları, sigorta komisyonları, kiralar gibi rakamın 1 milyar doların üzerinde olduğu biliniyor. Ancak şimdi yerine gidip hakiki zararların tespiti yapılmaya başlandı" dedi.
Alacaklarını alamadığı için işçisine parasını ödeyemeyen şirketler olduğunu belirten Takla, çok zor durumda olan arkadaşları olduğunu ve 1,5 senedir alacaklarını alamayan arkadaşlarının da bulunduğu bilgisini verdi.
Bu konuda bankaların müteahhitlere karşı daha dikkatli olması gerektiğini kaydeden Takla, "Bir Abu Dabi bankası yüzde 0,25 komisyonla teminat mektubu vereceğini söylüyor. Normal şartlarla buna kontr garanti veren bankanın yüzde 0,50 alması lazım. Hadi bilemediniz toplamını 0,75 olması lazım. Libya'da da 0,75'e 1,75. Bizim burada yüzde 5'in altında komisyon ödeyen adam yok. Bunlar çok aşırı komisyonlar. Bunlar hem maliyeti artırıyor, hem de potansiyeli azaltıyor. Her bir bina için 2 defa teminat mektubu kullanıyorsunuz. Bu konuda anlayışlı olmak lazım ve burada bankalara önemli görevler düşüyor" şeklinde konuştu.
Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinden sadece Libya'da faaliyet gösteren ve sosyal güvenlikleri SGK tarafından sağlanan firmalar için 4447 sayılı Kanun kapsamında ödeme yapma imkanı bulunuyor.
İŞKUR tarafından yapılan destek, iş yerlerine değil bu iş yerlerinde çalışan işçilere yapılıyor.
Libya'da çıkan halk ayaklanmaları nedeniyle anılan ülkede iş yapan Türk firmalarından 13 işyeri bin 599 kişi için kısa çalışma talebinde bulundu. Bu firmalardan 2 tanesi talebinden vazgeçti, 11 firma da 874 kişi için kısa çalışma talebi uygun bulundu.
Kısa çalışma uygulaması uygun bulunan firmalarda çalışan ve yasanın aradığı prim ödeme koşullarını sağlayan 431 kişiye kısa çalışma ödeneği ödendi. Ödemeler geçen yıl mart ayından itibaren başlatılarak 2011 yılında tamamlandı.