Madde bağımlısı gibi doğalgaz bağımlısıyız
Türkiye'nin geçmişte yapılan yanlış eneji politakalarının bedelini bugün ödediğini belirten Bakan Çağlayan, "Elektrik üretiminde doğalgaz bağımlısı olarak yaşayamayız" dedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ESKİŞEHİR - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "Türkiye, elektrik enerjisi üretiminde madde bağımlısı gibi doğalgaz bağımlısı olmuştur" dedi.
Çağlayan, Eskişehir'de Milliyet Gazetesi tarafından düzenlenen "2012 Yılı ve Sonrası Beklentileri" konulu toplantıda, geçen yıl ilk 2 ayda petrole ödenen faturanın 7,5 milyar dolar olduğunu, bu fatura karşılığında 2 milyar 760 bin ton petrol alındığını kaydetti.
Bu yılın ilk 2 ayında ithal edilen petrolün 2 milyon 700 bin ton olduğunu ifade eden Çağlayan, şöyle konuştu:
"60 bin ton daha eksik ithal etmişiz. Ama buna karşılık 1,8 milyar dolar daha fazla, yani 9,3 milyar dolar petrol bedeli ödüyoruz. Bunları, yapılan zamları savunmak açısından anlatmıyorum. Yapılan zamları almanın iki yolu var. Ya zam yapacaksınız ya da vergi yoluyla alacaksınız. Bunu ödeyecek olan belli. Millet ödeyecek, başka çaremiz yok. Ama bunu Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını belirtmek için söylüyorum. Bu yıl böyle giderse, bizim 1 milyar dolar enerji faturamız kabardıysa, bizim bu yıl sonundaki enerji faturamız Allah korusun 66-67 milyar dolara çıkar. Ondan sonra cari açığın hesabını bana sormaya başlarlar. Sanki ben yapmışım gibi. Türkiye geçmişte yapılan yanlış enerji politikasının bedelini ödüyor. Bunun sorumluları, 'kim ne veriyorsa ben 5 katını veriyorum' diyenler ile sosyal güvenlik çukurunu açan ve enerjide tedbirini almayanlardır."
Doğalgaz bağımlısı olarak yaşayamayız
"Türkiye, elektrik enerji üretiminde madde bağımlısı gibi doğalgaz bağımlısı olmuştur" diyen Çağlayan, şunları kaydetti:
"Türkiye'de elektrik üretiminde doğalgaz kullanımı yüzde 52. Gidin doğalgaza sahip olan ülkelere, böyle bir oran yok. Bunun sebebi daha önce bir stratejimizin olmamasıdır. Nükleeri sadece konuşmuş Türkiye, yapmamış. Yenilenebilir kaynakları sadece konuşmuş Türkiye, yapmamış. Ama bugün bunu yapacak birileri var. Her türlü engellemelere rağmen... Bakın, 'bu ülkede 130 milyar dolar enerji yatırımı olacak 125 bin megavat gücü yakalamak için. Çünkü enerji anında lazım' dedim.
Enerjide 'dur, bekle, ben sana getireyim' diyemezsiniz. Şu anda bu elektriğe ihtiyacınız var. Türkiye, şu anda yenilenebilir kaynaklar konusunda bir yasa çıkarttı. Şimdi rüzgar, Allah vermiş. Biz 2023 yılına kadar rüzgarımızı 20-25 bin megavata çıkartacağız. Sahip olduğumuz kapasite açısından Allah bize güneş, su vermiş. Çok önemli jeotermal altyapısına sahibiz. Jeotermali 3 alanda kullanın, Allah vermiş. Sağlık alanında, seracılıkta, enerji üretiminde kullanın. Türkiye jeotermali enerjiye dönüştürme kapasitesinde dünyada 7'nci, Avrupa'da 3'üncü konumda. Aksi halde doğalgaz bağımlısı olarak yaşayamayız."
Çağlayan, Türkiye'de 2 nükleer santralin yapılacağını belirterek, şöyle devam etti:
"2023'e kadar bunu üçe çıkartacağız. Nükleer santral karşıtları... Eyvallah başımın üstünde yerleri var. Karşıt görüş olduğu için saygı gösterdim. Ama neden karşı çıktıklarını anlamış değilim. Nükleer santral yapımına karşı çıkanların elinde hangi argüman var? Elektrik üretimi olarak doğalgaz mı almaya devam edelim? Yoksa çok çok affedersiniz tezekten elektrik enerjisi üretecek bir sistem mi buldular? Bakın iki nükleer santral, 80 milyar kilovat saat elektrik üretecek. Bu enerjiyi doğalgazla üretmenin faturası tam 4,5 milyar dolar. Nükleerde bunun maliyeti 320 milyon dolardır. Bunu ucuza mal etmeliyim. Çünkü, ülkem alüminyumu, demiri, bakırı dışarıdan ithal ediyor. Sebebi... Enerji bunlarda en yoğun olduğu için. Teşvikte bunun karşılığını göreceğiz. Hele, perşembe günü saat 13.00 olsun. Sayın Başbakan'ımız bunları açıklasın. Bunların her birinin tek tek karşılığını göreceğiz."
Dünya ekonomisinin ekseni kaymıştır
Çağlayan, dünyanın eski dünya, Türkiye'nin de eski Türkiye olmadığını kaydederek, şunları söyledi:
"Türkiye, dün yüzde 8,5 büyüdü. Dünya da açıklanacak rakamlarla yaklaşık 3,8 büyüyecek. Türkiye'nin dünya büyümesine katkısı ne biliyor musunuz? Türkiye 8,5 büyümeseydi, dünya büyümesi 3,7 olurdu. Türkiye bu büyüme rakamıyla AB üyesi bir ülke olsaydı... AB'nin 2011 büyümesi yüzde 1,6'dır. Türkiye, AB üyesi bir ülke olsaydı AB'nin büyüme rakamı da yüzde 1,9 olurdu. 'Oh olsun Avrupa'ya' diyorum. Bize gelen sermayenin yüzde 80'i dışarıdan geliyor. Dünya ekonomisinin ekseni kaymıştır. İki yıl önce birçok yerden bize saldırlar. 'AK Parti hükümetleri Türkiye'nin eksenini kaydırıyor' dediler. Doğru. Kayan dünyanın ekseni, bizim eksenimiz değil. Neden? Gelişmekte olan ülkelerle gelişen ülkeler yer değiştiriyor. 10 yıl sonra Türkiye'nin de içinde bulunduğu Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika gibi ülkeler dünya mal ticaretinin yüzde 60'ını gerçekleştirecek."