MB: Ekonomik göstergelerde kısmi de olsa iyileşme var
Merkez Bankası'nca yılda 2 kez yayımlanan Finansal İstikrar Raporunun ilkinde, Türk ekonomisiyle ilgili ana tespitlerde bulunuldu
ANKARA - Merkez Bankası, son aylarda ekonomik göstergelerde kısmi de olsa iyileşmeler gözlenmeye başlandığını bildirdi. Ancak, yayılımı hızlı olan küresel krizden çıkışın aynı çabuklukta ve kolay olmayacağına da işaret edildi.
Merkez Bankası'nca yılda 2 kez yayımlanan Finansal İstikrar Raporunun ilkinde, Türk ekonomisiyle ilgili ana tespitlerde bulunuldu.
Raporda 2007 yılının 2. yarısından bu yana sürmekte olan küresel krizin, ülkemiz finansal piyasalarına yansımasının geçmiş tecrübeler ışığında finansal sistemin güçlendirilmesi nedeniyle sınırlı kaldığı belirtildi. Ancak, bu dönemde daralan küresel ticaret hacmi ve kredi kanallarındaki aksaklıkların Türkiye'de de ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilemeye devam ettiği kaydedilen raporda, "Bozulan büyüme performansı ve artan işsizliğe karşı dengeleyici para ve maliye politikalarının uyum içinde uygulanması sonucunda, son aylarda ekonomik göstergelerde kısmi de olsa iyileşmeler gözlenmeye başlanmıştır" denildi.
"Küresel istikrar için Türkiye aktif rol alacak"
Raporda birikmiş sorunlar ve dengesizlikler nedeniyle küresel krizin başlaması ve yayılmasının hızlı olduğu, ancak krizden çıkışın aynı çabuklukta ve kolay olmayacağının anlaşıldığı vurgulandı.
Küresel boyuttaki sorunların çözümüne yönelik çalışmaların çeşitli platformlarda sürdüğüne de dikkat çekilen Raporda, bu konudaki en önemli uluslararası oluşumlardan biri olan Finansal İstikrar Kurulu'na diğer bazı gelişmekte olan ülkelerle birlikte Türkiye'nin de üye olduğu hatırlattı. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde küresel finansal istikrar ve güvenin yeniden tesisine yönelik politikaların geliştirilmesinde ülkemizin de aktif rol alacağının altı çizildi.
Mali disipline vurgu
Raporda cari açığın kısa vadede aşağı yönlü eğilimini sürdüreceği tahminine de yer verildi. Küresel toparlanmanın sağlıklı ve kalıcı olabilmesi için krize karşı uygulanan politikalardan çıkış stratejisinin iyi tasarlanması gerektiğinin uluslararası platformlarda tartışıldığına da işaret edilen Raporda, bu sorunun ülkemiz açısından da geçerli olduğu, bu nedenle orta ve uzun vadede mali disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reformlara hız kazandırılması gerektiği belirtildi.
Hanehalkının yükümlülüklerin geri ödemesinde zorluklar görülebilir
Hanehalkının borç yükünün birçok ülkeye kıyasla düşüklüğü ve yükümlülüklerinin değişken faizli ve dövize endeksli kısmının sınırlı olmasının hanehalkının ekonomik konjonktürdeki olumsuz gelişmelerden daha az etkilenmesini sağladığı da vurgulana Raporda, birçok gelişmekte olan ülkeden farklı olarak ülkemizde hanehalkı borçluluğunun bu olumlu yapısının, krizin Türkiye üzerindeki olumsuz etkilerini de sınırlandırdığı da kaydedildi. Ancak ekonomik aktivitedeki yavaşlama ve artan işsizlik oranına bağlı olarak, önümüzdeki dönemde hanehalkının yükümlülüklerini geri ödemede zorluklar yaşamasının da olası olduğu uyarısı yer aldı.
"Talep koşulları, enflasyona düşüş yönünde destek verecek"
Raporda, politika faizlerindeki hızlı indirimlerin ve iç piyasayı canlandırmaya yönelik mali önlemlerin önümüzdeki dönemde yurt içi talebi desteklemesinin beklenmekle birlikte, küresel ekonominin istikrara kavuşmasının ve yurt içi iktisadi faaliyette belirgin bir artış yaşanmasının zaman alacağına dikkat çekilerek, dolayısıyla toplam talep koşullarının bir müddet daha enflasyona düşüş yönünde destek vereceğinin tahmin edildiği kaydedildi.
"Kredi kartı bakiyeleri artıyor"
Merkez Bankası'nın Finansal İstikrar Raporunda daha sonra şu ana tespitlerde bulunuldu:
"-Kredi kartı bakiyelerinin faize tabi kısmı artmaktadır. Kredi kartı faizlerinin tüketici kredilerine göre daha yüksek olduğu göz önüne alındığında, bu durum hanehalkının kırılganlığını artırmaktadır. Çeşitlenen ve karmaşıklaşan finansal hizmet ve ürünlerin amacına uygun kullanılması ve bireylerin yatırım ve tasarruf kararlarını bilgi sahibi olarak vermelerini sağlamanın önemi giderek artmaktadır. Bu çerçevede, finansal farkındalık oluşturulmasını teminen finansal eğitim konusuna özel önem ve öncelik verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
-Firmaların satış gelirleri artarken karlılıkları düşmüştür. Bu durum kambiyo zararlarından kaynaklanmaktadır. Bu gelişme, Bankamızca çeşitli defalar ifade edildiği gibi, uygulanan dalgalı kur rejiminde döviz kurunda oluşabilecek yukarı yönlü hareketlerin, döviz geliri olmadığı halde yabancı para cinsinden borçlanan firmaların taşıdığı kur riskinin mali bünyelerini bozacağının somut bir göstergesidir.
"Kredi portföyünde sınırlı da olsa toparlanma var"
-2008 yılı son çeyreğinden itibaren azalma gösteren krediler portföyünde sınırlı da olsa bir toparlanma görülmektedir.
-Firmalar içinde KOBİ'lerin tahsili gecikmiş alacaklarındaki artışının diğerlerine göre daha hızlı olması, krizin KOBİ'ler üzerindeki etkilerinin daha derin olduğuna işaret etmektedir.
-Firmaların borç ödeme kapasitesindeki düşüş ve işsizlik oranındaki yükselişin önümüzdeki dönemde de tahsili gecikmiş alacaklarda artışa neden olabileceği, ancak, sektörün mali bünyesinin bu artışları karşılayacak seviyede olduğu görülmektedir.
-Bankamız, piyasalarda likidite sıkışıklığı yaşanmaması ve kredi piyasalarının etkin bir şekilde çalışmasının sürdürülmesi amacıyla gerekli tedbirleri almaya ve piyasa likiditesini yakından izlemeye devam etmektedir.
-Ekonomik aktivitenin finansmanının sağlanmasında hayati öneme sahip olan bankacılık sektörünün, artan kârlılık sayesinde özkaynak yapısının güçlenmesinin, aracılık fonksiyonunu etkin bir şekilde yerine getirmesine katkı sağlayacaktır.
-Yapılan senaryo analizleri, bankacılık sektörünün sermaye yapısının çeşitli şoklar sonucunda oluşabilecek zararları karşılayabilecek düzeyde olduğunu göstermektedir.
-Finansal sistemde istikrarı sağlayıcı tedbirleri almaktan sorumlu olan Bankamız, ödeme sistemlerinden kaynaklanabilecek ve finansal sistemin istikrarını bozabilecek riskleri en aza indirmek için gerekli önlemleri almıştır.
-Finansal ve ekonomik istikrar içinde yeniden sürdürülebilir büyümeye geçiş için, Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin devam ettirilmesi, mali disiplinin kalitesini ve verimliliği artırmaya yönelik yapısal reformlar konusunda kararlılık gösterilmesi önem arz etmektedir."