MB: Enflasyonda düşüş hızlanabilir; faiz indirimi ölçülü olacak

Yılın ilk çeyreğinde büyüme hızındaki daralmanın çift haneli rakamlara ulaşabileceği öngörüldü

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, kısa vadede enflasyondaki düşüşün hızlanacağı öngörüsünde bulundu.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun 16 Nisan 2009 tarihinde yaptığı toplantının özeti yayımlandı.

Özette, iktisadi faaliyetteki keskin daralmanın etkisiyle 2009 yılının ilk çeyreğinde enflasyondaki düşüş eğiliminin belirginleştiğinin gözlendiği, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki birikimli gerilemenin de katkısıyla kısa vadede enflasyondaki düşüşün hızlanacağının tahmin edildiği belirtildi.

Tüketim talebinde son dönemde gözlenen kısmi canlanmanın kalıcı bir toparlanmayı yansıtmadığı, daha ziyade alınan mali tedbirlerin oluşturduğu fiyat avantajının ilgili mallara olan tüketim talebini öne çekmesinden kaynaklandığı değerlendirmesinde bulunuldu.

Yılın ilk çeyreği itibarıyla dış talebin zayıf seyrini sürdürdüğü, iktisadi faaliyetteki yavaşlama ve enerji fiyatlarındaki düşüş nedeniyle ithalattaki gerilemenin ihracattaki düşüşten daha belirgin olduğu ve 2008 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana dış ticaret açığında önemli bir gerileme yaşandığı kaydedildi. Bu çerçevede cari dengedeki iyileşme sonucu finansman ihtiyacının hızla azaldığına işaret edildi.

Özette, işsizlik oranlarındaki olumsuz seyrin harcanabilir geliri ve birim işgücü maliyetlerini uzunca bir süre sınırlamaya devam edeceği tahminine yer verildi.

"Büyüme hızındaki daralma çift haneli olabilir"

Son dönemde açıklanan veriler doğrultusunda, yılın ilk çeyreğinde büyüme hızındaki daralmanın çift haneli rakamlara ulaşabileceği değerlendirmesinde bulunuldu. Güven endeksleri ve talep beklentilerine ilişkin güncel göstergelerin ise yılın ikinci çeyreğinden itibaren sınırlı bir toparlanmanın başlayabileceğine işaret ettiği vurgulandı.

Özette, uluslararası kredi piyasalarındaki sorunların devam ettiğine ve küresel ekonomiye ilişkin göstergelerde henüz somut bir iyileşme gözlenmediğine dikkati çekildi.

Son üç ay içinde küresel iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin 2009 yılında Ocak Enflasyon Raporu'nda varsayılana kıyasla daha derin bir daralma olacağını gösterdiği, toparlanmanın ise daha kademeli ve yavaş olacağına işaret ettiği kaydedildi.

Bu doğrultuda güncellenen tahminlerde 2009 yılında küresel ekonomideki daralmanın bir önceki Rapor dönemine kıyasla daha derin olacağı ve toparlanmanın daha geç başlayacağı bir çerçeve esas alındığı bildirildi.

"Erken toparlanma olasılığı zayıfladı"

Bu değerlendirmeler doğrultusunda, Ocak Enflasyon Raporu'nda yer alan "erken toparlanma" senaryosunun (küresel ekonominin 2009 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren toparlanmaya başlaması) gerçekleşme olasılığının oldukça zayıfladığı ifade edildi.

Güncel verilerin, işsizlik oranındaki artışın 2009 yılının ilk çeyreğinde hızlanarak sürdüğünü gösterdiği, bu çerçevede, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın zaman alacağı ve enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskıların süreceği kaydedildi.

Küresel ekonominin kalıcı olarak istikrara kavuşmasının zaman alacağı ve buna bağlı olarak yurt içi iktisadi faaliyette kısa vadede belirgin bir canlanma olmayacağı öngörüldü. Bu doğrultuda, toplam talep koşullarının bir müddet daha enflasyona düşüş yönünde destek vereceği tahmin edildi.

"Faiz indirimi ölçülü olacak"

Özette, politika faizlerindeki indirimlerin 2009 yılı sonunda enflasyonun hedefin belirgin olarak altında gerçekleşme olasılığını azalttığı, dolayısıyla, bundan sonraki faiz indiriminin ölçülü olabileceği belirtildi.

Bununla birlikte, finansal koşullardaki ek sıkılığın kısmen devam etmesi ve küresel finans piyasalarındaki sorunların reel ekonomi üzerindeki etkilerinin boyutuna ilişkin belirsizliklerin halen yüksek seviyede seyretmesinin, aşağı yönlü risklerin tamamıyla ortadan kalkmadığına işaret ettiği belirtildi.

Bu çerçevede, şartlara bağlı olarak para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzunca bir süre korumasının gerekebileceği değerlendirmesinde bulundu.

Özette, kısa vadedeki mali gevşemenin, borç dinamiklerinin sürdürülebilirliğini ve bütçe disiplinini gözeten orta vadeli somut bir mali çerçeveyle desteklenmesinin önemi vurgulandı.