'Not indirimi önemsiz değil, dünyanın sonu da değil'

Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, kredi notu düşüşünü ciddiye aldıklarını belirterek, "Moody's kararı önemsiz değil ama dünyanın sonu da değil" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesini değerlendiren Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, notu artırmak için çaba içinde olacaklarını söyledi. Türkiye'nin yatırım yapabilir seviyenin altın inmesini "Önemsiz değil, ama dünyanın sonu da değil" sözleriyle değerlendiren Şimşek, "Türkiye piyasalarına kredi notu düşüşünün yansımalarının sınırlı olması şunu gösteriyor, Türkiye'nin temelleri diğer gelişmekte olan ülkelere oranla daha sağlam" dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Şimşek, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Milli Güvenlik Kurulunda olağanüstü halin (OHAL) uzatılmasına yönelik alınan tavsiye kararını değerlendiren Şimşek, "OHAL ilk çıktığında da bunun millete karşı değil, terör örgütlerine karşı yapıldığını, bir de devletin yeniden yapılandırılmasını hızlandırmaya yönelik olduğu açıklanmıştı" ifadelerini kullandı.

Şimşek, şu anda Türkiye'nin çok boyutlu bir terör tehdidi ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, "MGK kararının arka planına bakıldığı zaman, milletin temel hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak, ülkemizin huzurunu, barışını, kardeşliğini pekiştirecek geçici bir karar. Dolayısıyla 3 ay daha uzatılması tavsiyesinde bulunuldu, hükümet olarak bunu değerlendireceğiz ve ona uygun olarak da gerekeni yapacağız." diye konuştu.

"Not indirimlerinin etkileri sınırlı oldu"

Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in not indirimine gitmesinin etkilerinin sorulması üzerine de ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyenin bir kademe altına indirildiğini, ülkeyi hala yatırım yapılabilir seviyeden gören kredi derecelendirme kuruluşlarının olduğuna işaret etti.

Dünya piyasalarının S&P, Moody's ve Fitch'ten, ikisinin yatırım yapılabilir seviyede kredi notu vermesini önemsediğini kaydeden Şimşek, "Etki son derece sınırlı oldu. Bunun iki basit sebebi var. Birinci olarak Türkiye'nin temelleri sağlam ikinci olarak da genelde kredi notu düşüşleri önceden piyasada fiyatlanır. Nitekim darbe girişimi başarısız olmasına rağmen, onun etkileri bir miktar fiyatlandı. Dolayısıyla iki türlü bakmak lazım; kısmen not indirimi fiyatlanmıştı ama esas belirleyici faktör ise Türkiye'nin temellerinin sağlam olmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, kredi notundan sonraki dönemde göstergelerde önemli bir bozulma olmadığına dikkati çekerek, "Yakın dönemde kredi notu düşürülen Brezilya ve Rusya var. Not indiriminden sonra bu ülke piyasalarının tepkisi Türkiye'ye göre çok ağırdı. Not indiriminin ülkemiz piyasalarına etkilerinin sınırlı olması, Türkiye'nin temellerinin diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha sağlam olduğunu gösteriyor." diye konuştu.

Kredi notu düşüşünü düşüşünü ciddiye aldıklarını dile getiren Şimşek, "Önemli bir durum. Tekrar kredi notumuzun yükseltilmesi için yoğun bir çaba içerisine gireceğiz. Temellerimizin sağlam olması ve piyasalar tarafından kısmen öngörülmüş olması etkiyi sınırlamıştır. Fakat biz orta ve uzun vadede reel sektöre, büyümeye yansımalarını, ülkenin orta ve uzun vadeli kredi temininde maliyetleri makul düzeyde tutma çabalarına devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

"Dünyanın sonu değil"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin kredi notu geçmişine ilişkin de bilgi vererek, şöyle devam etti:

Kredi notunun düşürülmesi dünyanın sonu değil. Önemsiz de değil ama dünyanın sonu da değil. Çünkü yatırımcılar sadece kredi derecelendirme kuruluşlarına bakmazlar. Piyasalar bu kuruluşlara göre çok daha hızlı hareket ederler, genelde 6 ay ve birkaç yıl sonrasına odaklanırlar. Türkiye'nin risk primleri zaten çok uzun bir zamandır yatırım yapılabilir seviyenin altında işlem görüyordu. Dolayısıyla kredi derecelendirme kuruluşları zaten geriden takip ederler. Yatırım yapılabilir seviyenin altındaki ülkelere yatırım yapmam diyen fonlar o kadar da çok büyük değiller. O fonlar da genelde gelişmiş ülkelere yoğunlaşırlar, gelişmekte olan ülkelere odaklanan fonlar yatırım yapılabilir seviyenin altındaki seviyelere zaten yatırım yaparlar.

"Risk iştahı farklı boyutlarda"

Ülkemizin notu 2002'li yıllar ve daha sonra yatırım yapılabilir seviyede miydi? 2013 yılının Mayıs ayından yatırım yapılabilir seviyeye geldi. Peki bu tarihten sonra ülkeye para girişi arttı mı? Azaldı. Doğrudan yatırımlar, portföy yatırımlar azaldı. Bu şunu gösteriyor, yatırım fonları kredi derecelendirme kuruluşlarına bakarak karar vermezler. Herkesin risk iştahı farklı boyutlardadır.

Türkiye'nin kamu maliyesindeki güçlü duruş yatırım yapılabilir seviyeyi hak ediyor. Son yıllarda ülkenin algısında gerek FETÖ'nün çabaları ve yakın coğrafyada olup bitenler, ülkenin iç gelişmeleri nedeniyle, Türkiye'nin uluslararası algısında bir bozulma var. Türkiye'nin gerçekliği algısından daha güçlü, gerçeklik daha da iyileştirilebilir. Türkiye'nin reformlara ihtiyacı var mı? Kesinlikle var. Ülkenin algısı ile gerçekliği arasında fark var mı ve olumsuz mu? Evet. Peki haklı bir gerekçeye dayanıyor mu? Hayır.

Algının en az gerçeklik kadar önemli olduğunun altını çizen Şimşek, "Türkiye'nin algısında birçok şer çevrelerinin çabasıyla ciddi bir bozulma var. Türkiye'nin kendi iç gelişmeleri ve yakın coğrafyadaki gelişmeler de bu algıyı bozdu. Türkiye yoluna güçlü şekilde devam edecek. Piyasaların tepkisi de bunun gösteriyor. Yatırım yapılabilir kredi seviyesi arzulanır bir durum ama olmaması dünyanın sonu değildir." şeklinde konuştu.

Şimşek, kredi notunu yukarıya taşımaya çalışacaklarını belirterek, bu noktada sorunların farkında olduklarını ve tedbirler almayı sürdürdüklerini kaydetti.

Türkiye'nin üretim ve ihracatının teknoloji yoğun olmadığını kaydeden Şimşek, bu sorunların aşılması için de Ar-Ge reformu yapıldığını dile getirdi. Şimşek ayrıca işgücü piyasasının esnek hale getirilmesi, adalet sisteminin iyileştirilmesi noktasında da çalışmalar yaptıklarının da altını çizdi.

Türkiye'nin reform sürecini devam ettirmesinin önemini vurgulayan Şimşek, yargıda karşılaşılan sorunlara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"17-25 Aralık sürecinde nasıl politize olduğunu yani yargının bir kısmının milletimize, kanunlara Anayasa'ya karşı sorumluluğunu bir kenara itip 10 bin kilometre öteden birilerinin talimatıyla hareket ettiğini gördük. Bu adalet sisteminin reforme edilmesi lazım. Adalet sisteminin hızlandırılması, performansa dayalı olması lazım. Adalet sisteminin bu veya şu ideolojinin etkisi altında hareket etmemesi lazım. Onun bunun talimatlarıyla hareket eden değil, bağımsız, Türkiye'nin menfaatlerine uygun, milli iradeye, millete karşı sorumlu, gücünü milletten alan, hesabı millete veren bir adalet sistemine ihtiyacımız var. Bu konuda reform gerekiyor.

Dışarıda diyorlar ki "Bu kadar hakim ve savcıyı görevden uzaklaştırdınız, böyle bir hukuk devleti olabilir mi?' Ben diyorum ki aklını, iradesini 10 bin kilometre öteden birilerine satmış yargı mensuplarının yargıdan temizlenmesi hukuk devleti ilkesini pekiştirir, zayıflatmaz. Politize olmuş, onun bunun talimatlarıyla hareket eden bir yargı zaten niteliğini kaybetmiştir. Esas şimdi hukuk devletini, Türkiye'nin demokrasisini güçlendiriyoruz. O nedenle çok rahatız."

Kredi derecelendirme kuruluşlarının bildiğinden çok çok daha fazlasını, sorunların tespiti ve çözümlerini Türkiye'nin iyi bildiğini dile getiren Şimşek, "Türkiye eski Türkiye değil, onun bunun reçetesine ihtiyacı yok. Türkiye, kendi iradesine, reçetesine, çözümlerine odaklanacak" dedi.

Dan Brown'ın kitaplarına, Jason Bourne filmlerine benziyor

Şimşek, son yıllarda Türkiye'nin başına gelmeyen felaket kalmadığını, Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele edilirken yurt içinde ve dışında bunu anlatmakta güçlük çektiklerini söyledi. Mehmet Şimşek, "Zaman zaman uluslararası basınla sohbet ederken Dan Brown'ın kitaplarındaki komplolara, Jason Bourne filmlerine benziyor dedim. Akıl erdiremeyeceğiniz bir gizlilikte ve illegal yollarla iktidarı, devleti ele geçirmeye çalışan uluslararası ve yerel yapıdan, 170 ülkede faaliyet gösteren bir yapıdan, terör örgütünden bahsediyorsunuz. Türkiye bu badireyi atlatmaya çalışıyor. Bununla mücadele devam ediyor" ifadelerini kullandı.

"Önümüze bakacağız"

Türkiye'nin aynı andan çok fazla cephede mücadele verdiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

"Moody's'in, diğerlerinin kararlarına tepkimizi Türkiye'nin temellerini daha da sağlamlaştırarak koyacağız. Türkiye'nin eksikliklerini gidererek, temel yapısal sorunlarını çözerek cevap vereceğiz. Duygusal tepkiler olabilir ama önümüze bakacağız. Türkiye, Moody's, S&P veya başkalarıyla bu noktaya gelmedi. Milletin güçlü desteği olduktan sonra, Türkiye'nin birliği, beraberliği korunduktan sonra, siyasi istikrar devam ettiği müddetçe Türkiye bütün bu sorunların üstesinden gelecektir. Kredi notumuzu da inşallah tekrar yükselteceğiz. Çalışacağız, çabalayacağız, çünkü eninde sonunda güneş balçıkla sıvanmaz."

Şimşek, dünyadaki ekonomik ve politik sorunlara rağmen Türkiye'nin geldiği noktanın önemli olduğunu belirtti.

Bu konularda ilginizi çekebilir