Merkez'in 'likidite' için planları hazır
MB Başkanı Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında, 2009 yılı para ve kur politikasını açıkladı
ANKARA - Likidite sıkışıklığının artması yada kalıcı hale gelmesinin kesinleşmesi halinde para politikası referans faiz oranı bir hafta vadeli repo ihale faiz oranları olacak.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, önümüzdeki dönemde küresel finansal krizin Türkiye'ye olumsuz etkisinin gözlenmesi halinde döviz satım ihalelerine, sürecin olumlu seyretmesi halinde ise döviz alım ihalelerine başlanabileceğini bildirdi.
Yılmaz, döviz kuru politikası ve döviz alım ihalelerine ilişkin bilgi verirken, Merkez Bankasının 2009 yılında da enflasyon hedeflemesi ile birlikte dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına devam edeceğini belirtti.
Bu rejim altında döviz kurlarının politika aracı veya hedef olmadığını, piyasadaki arz ve talep koşullarınca belirlendiğini kaydeden Yılmaz, döviz kuru uygulamasında, koruması gereken bir kur seviyesi bulunmamasına rağmen güçlü döviz rezervine sahip olmanın, Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde karşılaşılabilecek iç ve dış şokların olumsuz etkilerinin giderilmesine ve ülkeye duyulan güvenin artırılmasına büyük katkı sağladığını belirtti.
Uluslararası piyasalarda yaşanan gelişmelerin Türkiye'deki finansal piyasalarda yaratabileceği sorunları azaltmaya yönelik alınan önlemleri anlatan Yılmaz, bu çerçevede, 16 Ekim 2008'den itibaren döviz alım ihalelerine ara verildiğini, 24 Ekim 2008 tarihinde de döviz satım ihalelerine başlandığını ancak uluslararası piyasalardaki olumlu gelişmeler üzerine 30 Ekim 2008'de durdurulduğunu kaydetti.
Yılmaz, 2008 yılı içinde döviz alım ihaleleri yoluyla alımı yapılan toplam döviz tutarının 7 milyar 584 milyon doları bulduğunu, döviz satım ihalesi yoluyla da toplam 100 milyon dolar satıldığı belirtti ve döviz piyasasına doğrudan müdahale edilmediğini vurguladı.
"Öncelik bankaların döviz likiditesi"
Yılmaz, Merkez Bankasının YTL likiditesini doğrudan kontrol edebildiğinden gerekli likiditeyi sağlayarak, finans ve kredi piyasalarının akışkanlığını destekleyebildiğini, döviz likiditesine ilişkin gelişmelerde ise daha çok dış dünya koşulları belirleyici olduğunu kaydetti.
Merkez Bankası Başkanı, "Bu nedenle Merkez Bankası küresel ekonomideki belirsizliklerin yüksek seviyelerde de olduğu bir dönemde, döviz rezevlerinin öncelikli olarak bankacılık sektörümüzün döviz likiditesini desteklemek amacıyla kullanma stratejisini benimsemiştir" dedi.
Döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışmasına ve likidite akışında yaşanabilecek sorunların önlenmesine yönelik yaptıkları düzenlemeler hakkında da bilgi veren Yılmaz, bu zorlu dönemde gelişmekte olan ülkelerin döviz rezevlerinin etkin kullanımının büyük önem taşıdığının altını çizdi.
Yılmaz, "Merkez Bankasının bu gerçeği gözardı etmeksizin, her zaman olduğu gibi bundan sonra da döviz piyasasının sağlıklı çalışması ve döviz likiditesinin desteklenmesi amacıyla gerektiği takdirde ilave önlemleri, imkanları ölçüsünde ve basiretli bir şekilde almaya devam edecektir" diye konuştu.
Olası tedbirler
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, önümüzdeki dönemde uluslararası piyasalardaki sorunların derinleşme veya hafiflemesi hallerinde atılacak adımları açıkladı.
Buna göre, sorunların derinleşmesi ve sürecin Türkiye'yi olumsuz yönde etkilemesi durumunda alınacak tedbirler şöyle:
- Dalgalı döviz kuru rejimiyle çelişmeyecek şekilde, döviz kurlarının piyasada belirlenmesi ilkesi çerçevesinde, ancak döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde döviz satım ihalelerine başlanabilecek.
- Bankaların döviz ve efektif piyasalarında işlem yapma limitleri artırılabilecek.
- Yabancı para zorunlu karşılık oranları, sınırlı bir miktar daha indirilebilecek.
Durmuş Yılmaz, döviz kurlarındaki gelişmelerin, 2009 yılında da Merkez Bankasınca yakından izleneceğini ve kurlarda sağlıksız fiyat oluşmaları gözlenmesi durumunda "piyasaya doğrudan müdahale edilebileceğini" vurguladı.
Yılmaz, uluslararası piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak likidite koşullarının iyileşmesi durumunda yapılacakları ise şöyle sıraladı:
- Döviz arzının döviz talebine kıyasla arttığı dönemlerde güçlü döviz rezervi pozisyonuna sahip olma genel stratejisi çerçevesinde döviz alım ihalelerine önceden duyurularak yeniden başlanabilecek.
- Döviz depo piyasasında aracılık işlevine son verilebilecek. Ancak Merkez Bankasının döviz depo piyasasında aracılık işlevi sona erse dahi, bankalar kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde merkez bankasından döviz depo alabilecek.
- Yabancı paraların zorunlu karşılık oranları artırılabilecek.
Durmuş Yılmaz, Merkez Bankasının döviz piyasasının likidite sorunları yaşamadan etkin bir şekilde çalışabilmesi için gerekli önlemleri aldığını ve ilave önlemleri açıkladığına işaret ederek, "Ancak uygulamakta olduğumuz kur rejiminde, ekonomik birimlerin, kur riskinin piyasada olduğu bir ortamda faaliyette bulunduklarını dikkate alarak bu riski yönetecek mekanizmaları oluşturmaları gerektiği unutulmamalıdır" diye konuştu.
Enflasyonda 2009 için hedeflenen patika
Merkez Bankası Başkanı, 2006 yılından itibaren enflasyon hedeflerinin tüketici fiyat endekslerinin 12 aylık değişimi ile hesaplanan yıl sonu enflasyon oranları üzerinden 3 yıllık bir dönem için hükümet ile birlikte nokta hedef olarak belirlendiğini hatırlattı.
Bu çerçevede 2009, 2010 ve 2011 yılı için belirlenen hedeflerin sırasıyla yüzde 7,7, yüzde 6,5 ve yüzde 5,5 olduğunu anımsatan Yılmaz, enflasyon hedeflemesi rejiminin ilk üç yıllık döneminde Merkez bankası hedeflerden sapmalarını nedenlerini ve bu sapmalara karşı alınan politika önlemlerini hükümete hitaben yazmış olduğu açık mektuplar ile açıkladığını ve hesap verilebilirlik ilkesini titizlikle uyguladığını kaydetti.
Ayrıca zaman içinde enflasyon raporlarının da hesap verilebilirlik uygulamasının da pekiştirici bir unsuru olarak kullanılmaya başladığını anlatan Yılmaz, ''Merkez Bankası Kanununun 42. maddesinde, Bankanın belirlenen hedeflere ilan edilen sürelerde ulaşılamaması ya da ulaşılamama ihtimalinin olasılığının ortaya çıkması halinde nedenlerini ve alınması gereken önlemleri hükümete yazılı olarak bildirir ve kamuoyunu açıklar'' hükmünün yer aldığını hatırlattı.
Hedeflerde hangi oranda sapma olması durumunda hesap verme mekanizmasının uygulanacağı konusunda, bu uygulama detaylarının Merkez Bankasına bırakıldığını anlatan Yılmaz, bu doğrultuda Merkez Bankasının hedef etrafında belirsizlik aralığı oluşturduğunu ve enflasyonun bu aralığın dışında gerçekleşmesi durumunda hesap verme mekanizmasını devreye soktuğunu kaydetti.
"Belirsizlik aralığı 2 puan olarak korundu"
Yılmaz, 2009 yılı için belirsizlik aralığı hedef etrafında iki puan olarak korunduğunu bildirdi.
Bu çerçevede üçer aylık dönemlerin sonu için hedefle uyumlu patikanın oluşturulduğunu belirten Yılmaz, hesap verme bağlamında yıl içinde referans teşkil edecek olan rakamların sunulduğunu, enflasyonunu belirsizlik aralığının dışında kalması halinde Merkez Bankasının sapmanın nedenleri ile hedefe tekrar ulaşılması için alınan ve alınması gereken önlemleri, 3 ayda bir yayınlanmakta olan enflasyon raporu aracılığıyla açıklayacağını söyledi.