Meskun mahalde baz istasyonuna inceleme
Danıştay idari dava daireleri kurulu, istasyonların sağlığa zararlı olup olamayacağının incelenmesi gerektiğine hükmetti
ANKARA - Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, "salt meskun mahalde baz istasyonu kurulamayacağına" hükmeden Zonguldak İdare Mahkemesi kararını bozdu.
Edinilen bilgiye göre, mahallelerine baz istasyonu kurulan bir grup vatandaş, baz istasyonunun kaldırılması yolunda yaptıkları başvurunun reddine ilişkin işlem ile davalı Telekomünikasyon Kurumunca baz istasyonu için verilen güvenlik sertifikasının iptali istemiyle dava açtı.
Zonguldak İdare Mahkemesi, "baz istasyonunun yoğun yerleşim alanındaki insanların sağlık ve psikolojileri üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında, baz istasyonu faaliyetinin ve kurulumu için onay verilmesinin halk sağlığı gereklerine ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğu sonuç ve kanaatine" vararak, dava konusu işlemin ve davalı kurumca verilen güvenlik sertifikasının iptalini kararlaştırdı.
İdare Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Danıştay 13. Dairesi ise dava konusu işlemlerin iptalinde hukuki isabet bulunmadığına hükmederek, İdare Mahkemesi kararını bozdu. Zonguldak İdare Mahkemesi bozma kararına uymayarak, ilk kararında ısrar etti. Davalı idare, ısrar kararını temyiz ederek, bozulmasını istedi.
Temyiz istemini görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Zonguldak İdare Mahkemesi kararını oy çokluğuyla bozarak, dosyayı İdare Mahkemesi'ne gönderdi.
Kurulun gerekçesinden
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun gerekçesinde, Anayasa'nın "Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması" başlıklı 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşın ödevi olduğunun hükme bağlandığı hatırlatıldı.
Gerekçede, 12 Temmuz 2001'de Resmi Gazete'de yayımlanan "10kHz-60 GHz Frekans Bandında Çalışan Sabit Telekomünikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik"te, baz istasyonlarının kuruluş yerinin nasıl belirleneceğinin kurala bağlandığı, yer seçimi yapılırken İl Mahalli Çevre Kurullarının da görüşlerinin alınacağının öngörüldüğü ve güvenlik mesafesi hesabının hangi formülle saptanacağının belirtildiği kaydedildi.
Mahalle sakinlerinin, "kurulan baz istasyonunun, kuruluş yeri itibariyle ilgili mevzuata aykırı olduğu, bina yakınında ilköğretim okulu, kız yurdu, cami ve anaokulunun bulunduğu, yerleşim alanı olarak yola bitişik olup, sık evler arasında bulunduğu, ayrıca yetkisiz kişilerin kolayca erişebileceği balkon ve teras gibi yerlerde kurulamayacağına dair yönetmelik hükmüne rağmen kolaylıkla ulaşılabilecek yükseklikte olduğu ve insan sağlığını etkilediği" gerekçesiyle baz istasyonunun kaldırılması istemiyle davalı idareye dilekçeyle başvurdukları belirtildi.
Bu başvuruya cevaben davalı idarece, "baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun olduğu saptandığından, kati onaylı güvenlik belgesinin verildiği"nin belirtildiği kaydedildi.
"Mevzuatta açık düzenleme yok"
Cep telefonları için kurulacak baz istasyonlarının standartları konusunda mevzuatta açık bir düzenleme bulunmadığı vurgulanan gerekçede, 12 Temmuz 2001'de Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelikte, sabit telekomünikasyon cihazlardan kaynaklanan elektromanyetik alan şiddetinin limiti değerlerinin belirlenmesi, ölçüm yöntemleri ve denetlenmesinin düzenlendiği ifade edildi.
Gerekçede, "Bu Yönetmelikte de baz istasyonları hakkında başkaca ayrıntılı bir düzenleme mevcut olmayıp, genelde kurulacak baz istasyonları ile ilgili limit değerlerin belirtilmesiyle yetinilmiştir" denildi. Yönetmeliğe göre verilen "Telekomünikasyon Kurum Güvenlik Sertifikası"nın söz konusu baz istasyonunun limit değerlere uygun olup olmadığının tespitine yönelik olduğu ifade edilen gerekçede, şöyle denildi:
"Ancak istasyonun sadece limit değerlerin altında olması, çevreye zararlı olmayacağı anlamına gelmediği için kurulacak baz istasyonunun çevresindeki bina ve diğer yaşam alanlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, dava konusu baz istasyonunun öncelikle meskun mahalde kurulmasının gerekli olup olmadığının, meskun mahal dışında kurulması halinde aynı çalışma veriminin alınıp alınamayacağının, meskun mahalde kurulması halinde insan sağlığına bir zarar verip vermeyeceğinin yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespiti gerekecektir. Eğer söz konusu baz istasyonunun meskun mahalde kurulması halinde insan sağlığına zarar vermeyeceği tespit edilirse bu defa baz istasyonunun Yönetmelikte belirtilen şartları taşıyıp taşımadığının yine uzman bilirkişiler marifetiyle belirlenmesi gerekmektedir. Bu itibarla, belirtilen hususların bilirkişilerce tespiti yapılmadan, salt meskun mahalde baz istasyonu kurulamayacağından bahisle verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir."