Milli Piyango ve at yarışı birlikte özelleşecek

Varlık Fonu'na devredilen Milli Piyango ile at yarışlarının birlikte özelleştirilmesi gündemde. Açıklama, Bakan Ağbal'dan geldi: İki şans oyununun özelleştirmesini bir paket olarak gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Geçen hafta cuma günü yayımlanan yeni Kanun Hükmünde Kararname ile özelleştirilmesi planlanan ancak birkaç kez ihalesi ertelenen Milli Piyango İdaresi'nin ve Türkiye Jokey Kulübü'nün tüm hakları Türkiye Varlık Fonu'na devredildi.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, bugün NTV'de katıldığı canlı yayında özelleştirmeye yönelik bundan sonraki yol haritasını açıkladı. 

Ağbal, at yarışı ve Milli Piyango'nun Varlık Fonuna devredildiğini yapılan düzenlemeyle şans oyunları alanında kamunun elinde bulunan lisansları devrederek bir varlık oluşturulacağını ifade ederek, iki şans oyununun özelleştirilmesinin bir paket olarak Varlık Fonu üzerinden gerçekleştirileceğini açıkladı.

'Zorunluluk yok ama birlikte fırsat değerlendirilecek'

"İki lisansın birlikte değerlendirilmesi varlıklara olan talebi de artıracak, daha kapsamlı bir özelleştirmeye imkan sağlayacak" diyen Ağbal, "Milli Piyango özelleştirilmesi ile ilgili bir süreç halihazırda var, ancak yaptığımız değerlendirmede iki özelleştirme uygulamasının bir bütün olarak değerlendirilmesini öngördük. Milli Piyango ile ilgili Varlık Fonu'nun önümüzdeki dönemde yapacağı çalışmalar at yarışına bağlı olarak yapılmak zorunda değil, ama varlık Fonu fırsatları birlikte değerlendirecek" şeklinde konuştu.

Milli Piyango için mart ayındaki sürecin ortadan kalkmış olduğunu bildiren Ağbal, "Hükümet olarak kamuya en fazla kaynağı getirecek uygulamayı yapacağız" değerlendirmesini yaptı.

Asgari ücret desteğinin maliyeti

Fiili hizmet süresi 30 yıldan fazla olan emeklilere fazla süreler içinde bir ikramiye ödenmesi uygulamasındaki son durumun sorulması üzerine Ağbal, düzenlemenin yaklaşık 400 bin emekliyi ilgilendirdiğini ve şu ana kadar 31 bin civarında kişiye ödemelerin yapıldığını söyledi. Ağbal, söz konusu düzenlemenin kamu maliyesine yaklaşık 2 milyar liralık bir yük getireceğini bildirdi.

Ağbal, işverenlere asgari ücret desteğindeki son durumun sorulması üzerine, "Bu desteğe 2017 yılında da devam etme kararı aldık. Bu amaçla bütçeye gerekli ödeneği de koyduk. Şu anda bu amaçla bütçemizde 7,8 milyar liralık bir ödenek öngördük. Bu, 2016'dan devam eden ödemeleri de ihtiva ediyor. Hesaplamalarımıza göre bu yıl asgari ücret desteğini devam ettirmemizin 12 aylık maliyeti 7,8 milyar lira." diye konuştu.

Maliye Bakanı Ağbal, Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararlarında getirilen düzenlemelerin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Hazine Müsteşarlığı tarafından Kredi Garanti Fonuna 25 milyar lira tutarında bir nakdi teminat veriliyor. Bu nakdi teminat sayesinde bankalarımız önümüzdeki süreçte bütün işletmelerimize yaklaşık 250 milyar lira tutarında kredi açma imkanına kavuşuyor. Burada yaptığımız hesaplamaya göre 3 yıllık bir süreçte kamu maliyesine 17,5 milyar liraya kadar bir maliyet geliyor ama bu düzenlemenin ekonomide meydana getireceği etki çok ciddi manada olumlu yönde olacak ve işletmelerimiz nakde erişecek, krediye erişecek."

Sicil affı

Sicil affı uygulamasının detaylarının sorulması üzerine Ağbal, bu düzenlemeyi yaparken bankacılık sektörü ile müşterek hareket ettiklerini anlattı. Ağbal, burada hem vatandaşlara hem de işletmelere imkan sağlandığına işaret ederek, "Yapmış olduğumuz düzenlemede bankalarımız geçmiş sicil kayıtlarında yer alan birtakım olumsuz kayıtları dikkate almadan, kayıtları kullanmadan, doğrudan doğruya müşteriye kredi kullandırabilecek, bankacılık işlemleri yapabilecek ama burada koşul şu, bu durumda olan vatandaşımız veya esnafımız geçmişten kalan borçlarını yeniden yapılandıracak ya da 6 ay içerisinde bunları ödeyecek." ifadelerini kullandı.

Düzenlemeyi yaparken bankacılık sisteminde herhangi bir risk algısının oluşmamasına dikkat ettiklerini kaydeden Ağbal, "Yasa çıkar çıkmaz bankalar, ilgili sivil toplum örgütleri ve bizler hep beraber bu sürecin hızlı bir şekilde hayata geçmesi için büyük bir gayret göstereceğiz ama burada esas olan bankayla müşterinin anlaşmasıdır. Devlet olarak bankayla müşterinin arasına girip de şöyle olacak, böyle olacak diye herhangi bir şekilde karışmamız asla söz konusu değil ama bankalarımız da reel sektör de biliyor ki hepimiz bu geminin içindeyiz, bu geminin yüzmeye devam etmesi için karşılıklı iyi niyet içerisinde bu imkanı kullanmak gerekiyor." değerlendirmelerinde bulundu.

Ağbal, uygulamanın çok geniş kesimleri ilgilendirdiğini vurgulayarak, uygulamadan 12,5 milyon veya daha fazla kişinin yararlanacağını dile getirdi.