OECD: Türkiye IMF sonrası mali konsolidasyonu korumalı
OECD: Türkiye IMF sonrası mali konsolidasyonu korumalı
İSTANBUL - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 2008 Türkiye raporunda, IMF programının sona ermesinin ardından, Türkiye'nin mali politika alanında, mali-kurumsal reformlarla elde edilen kazanımlarını ve güçlü mali konsolidasyonu koruması gerektiği vurgulandı. OECD tarafından iki yılda bir yayımlanan Türkiye İnceleme Raporu'nda, "kamu mali sektörünün güçlendirilmesi", "rekabet gücünün artırılması" ve "istihdamın artırılması" ile ilgili yapılacak reformlara yer verildi. Raporda ayrıca, Türk ekonomisinin karşılaştığı yeni zorluklar, çözülmesi gereken sorunlar, büyüme stratejisindeki politika değişikleri, yeni zorluklara karşı para politikası, rekabet gibi konulara da değinildi. Raporda, para politikası alanında Merkez Bankası'nın dezenflasyon stratejisinin daha kapsamlı politikalarla desteklenmesi gerektiği belirtildi. Raporda, 2001 yılındaki ekonomik krizin ardından kaydedilen hızlı büyüme sonrasında son dönemde görülen gerilimler ve büyümedeki yavaşlamaya dikkat çekildi. Buna neden olarak ekonominin geniş alanlarındaki rekabet gücünde görülen kayıplar, uluslararası koşullardaki bozulma ve ülkede güvenin azalması gösterildi. Raporda, hükümetin makro-ekonomik politika çerçevesini güçlendirmek için atacağı yeni politika adımlarıyla, sanayide rekabet gücünün ve istihdam yaratma gücünün desteklenmesinin ekonomiyi daha güçlü bir büyüme yoluna sokabileceği belirtildi. Önlemler Rapora göre, belirli aralıklarla ortaya çıkan makro ekonomik istikrarsızlıklar, Türkiye ekonomisinde istikrarlı büyümenin önünde hep engel oluşturdu. Raporda, Türkiye'nin, yatırımcıların güvenini sürekli olarak sağlayabilmesi açısından, bundan sonra, makro ekonomik istikrarı bozucu gelişmelerden sakınması ve istikrarı korumasının önem taşıdığı belirtildi. Ayrıca, Türkiye'nin, enflasyonda sağladığı başarıyı koruyarak, enflasyonu düşürmeye devam edebilmesi için yapısal reformlar ile kamu maliyesi disiplinine ağırlık vermesi gerektiği bildirilerek, istihdamın güçlendirilmesinin de verimlilik açısından önem taşıdığı kaydedildi. IMF'nin önemi Raporda, Türkiye'nin krizden sıyrılarak başarılı bir geçiş ekonomisi sürecinde kredibilite güçlendirici IMF şemsiyesinin önemli bir unsur olduğuna da dikkat çekildi. Türkiye'nin, IMF programının mayıs ayında sona erdiği hatırlatılırken, bu program çerçevesinde elde edinilen mali istikrarın korunması gerektiği belirtildi. Yapısal reformların sürdürülmesinin, Türkiye'nin dış koşullardaki gelişmelerden daha az etkilenmesine imkan vereceği ve özellikle de cari işlemler açığını azaltacağı vurgulandı. İstikrar şart Rapora göre, 2008'in başından itibaren, gerek iç siyasi gelişmeler, gerekse dış ekonomik koşullardaki bozulmalar sonucunda, enflasyon beklentisi yükseliş gösterdi. Enflasyondaki artış sebebiyle, faizlerin de artış dönemine girdiği ifade edildi. Türkiye, 2009 yılında yatırımcıların güvenini yeniden sağlaması için istikrara mutlaka önem vermesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, Orta Vadeli Mali Çerçeve'nin de önemli bir ekonomik rehber olduğuna dikkat çekildi. Raporda, Türkiye'nin sağlıklı bir gelir politikasıyla, istikrarlı bir harcama politikası sürdürmesinin önemli olduğu da ifade edildi. Türkiye'nin enflasyonu düşürebilmesi için sıkı para politikası yanında bazı ilave önlemlere de ihtiyaç olduğunun belirtildiği raporda, "Hizmetler sektöründeki uyumlu bir fiyat-ücret politikası ile bu fiyat-ücret politikasının enflasyonist beklentilerle paralel yürütülmesi, bu ilave önlemlerden birisidir" denildi. Raporda, iş dünyasının düşük giderlerle üretim yapan ülkelerin giderek yoğunlaşan rekabeti ve paranın reel olarak değerlenmesi gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu ve bunlara karşılık verimlilikte artışı hızlandırmanın, ücret artışını verimlilikle başa baş tutmanın ve inovasyona ve ürün farklılığına gitmenin gerekli olduğu belirtildi. Bu hedeflerin yalnızca sanayinin en gelişmiş alanlarında değil, geleneksel emek-yoğun faaliyet alanlarından da gözetilmesi gerektiği de vurgulandı.