Öncelik enflasyon ve fahiş fiyatlarla mücadele olmalı

2022 yılı Türkiye için yüksek enflasyon ve yüksek kurun hüküm sürdüğü büyüme, istihdam, ihracat ve enerji arz güvenliğinin ön plana çıktığı tam anlamıyla bir mücadele yılıydı. Üretime dayalı sektörler pek çok zorlukla karşı karşıya kalırken, 2023’ün izdüşümüne yeni ödevler kaldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Anadolu iş dünyası, dünyada yaşanan zincirleme şok dalgalarına karşı sürdürülebilir bir ekonomi için öncelikle enflasyon ve yüksek girdi maliyetleriyle mücadele etmek gerektiğine dikkat çekiyor. 2023’te de kurun hassas nokta olmaya devam edeceği endişesini paylaşan Anadolu iş dünyası, zorlu süreçten en hafif zararla çıkabilmek için karar vericilerden destek ve atılım bekliyor.

EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer: İlk 6 ay seçim ikinci 6 ay reformlar

EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, 2022’nin iki anahtar kavramının enflasyon ve enerji fiyatları, 2023’ün ise seçim ekonomisi ve kemer sıkma olacağını söyledi. Yelkenbiçer şöyle konuştu: “Ekonomik anlamda tüm dünyada bir kriz olduğunu yadsıyamayız fakat gelişmiş ülkelerde enflasyonla mücadelenin iktisat politikasının temeli haline geldiğini görüyoruz. Temmuz 2023’ten itibaren seçimin sonuçlanmasından sonra Türkiye’nin kaçınılmaz olarak enflasyon karşıtı bir politika uygulamasını bekliyoruz. 2023’e bakınca yılın ilk yarısının seçim ekonomisi; ikinci yarısının da ekonomik sorunlara uzun vadeli çözümlerin üretileceği kemer sıkma dönemi olacağını düşünüyorum. Seçim ekonomisi dediğim kısımda muhtemelen EYT yasası çıkacak ayrıca yaklaşık 10 milyon emeklinin maaşı yükseltilecek. Seçime kadar 2 kez asgari ücret zammı olması muhtemel bu da seçimlere yaklaşık 10 bin TL psikolojik sınırı etrafında gireceğiz demektir.”

GTO Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım: Yılın ilk yarısı 2022’den zor geçecek

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım, “Ekonomi belirsizliği sevmez. Türk iş insanları olarak her ne kadar belirsizliğe, ekonomik krizlere karşı bağışıklığımız yüksek olsa da bunun sürdürülebilirliği olmadığını da biliyoruz. Bildiğimiz bir şey daha var ki; 2023 yılı özellikle de ilk yarısı ne yazık ki 2022’den daha zor geçecek gibi, hem Türkiye hem dünya genelinde. Ülkeler ekonomilerin büyüme sorunları ve enflasyon artışlarını frenlemekle uğraşacaklar. Türkiye büyüyecektir. Hatta dünya ortalamasının üstünde bir büyüme yakalarız. Ama bu daha çok tüketime dayalı bir büyüme olacaktır. Enflasyon baz etkisiyle yılın ilk yarısında hızla gerileyecektir. Üretimin ithalata bağımlı yapısı nedeniyle kur 2023’te de en hassas noktamız olacak. Kısaca 2023 zorlu bir yıl olacak fakat bizler de bu zorlu süreçten en hafif zararla çıkabilmek için karar vericilerden bu yönde destekler ve atılımlar bekliyoruz" dedi.

KSO Başkanı Mustafa Büyükeğen: Önceliğimiz enflasyonla mücadele

Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Mustafa Büyükeğen, 2022 yılının Konya için tüm olumsuz şartlara rağmen yatırım, üretim ve ihracat yılı olduğunun altını çizerek 2023 yılında da ihracat odaklı çalışmalara devam edeceklerini vurguladı. 2022’de Konya’nın 3 milyar doları aşan ihracat ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaşacağını ifade eden Büyükeğen, açıklamasında enflasyon vurgusu yaptı. Büyükeğen, Türk iş dünyasının en önemli problemlerinin başında enflasyon geldiğinin altını çizerek, “Yüksek enflasyon işletmelerimizi ve üretim hayatımızı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Maliyetlerdeki artışlarından dolayı özellikle işletme sermayelerinde erimeler yaşıyoruz. Onun için 2023 yılında önceliğimiz enflasyonun işletmelerimizin üzerinde oluşturduğu tahribatı azaltmak olmalı” dedi.

 

KTO Başkanı Selçuk Öztürk: Teknoloji ve üretkenlik artırılmalı

Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, “Küresel düzeyde yaşanan gelişmelerin ışığında Türkiye ekonomisi 2022 yılı Türkiye’nin yüksek enflasyon ve yüksek kur ile mücadele ettiği bir yıl oldu. Bu süreçte büyüme ve istihdam öncelikli konular olarak öne çıktı ve büyüme ve istihdamı artırmaya yönelik politikalar izlendi. Bununla birlikte, iç tüketim ve talepte canlılık devam etmektedir. Enflasyonun hem üretici, hem de tüketici boyutlarıyla dizginlenmesi, öngörülebilirlik için son derece önemli. Ayrıca dövizdeki kırılganlık ve enflasyonist ortamda üretime dayalı sektörler ciddi anlamda zorluklarla karşı karşıya geliyor” dedi. edecektir” dedi.

MERYAD Başkanı Coşkun Doğmuş: Ekonomide zorlu bir sınav verdik

Mersin Yatırımcı İş İnsanları Derneği (MERYAD) Başkanı Coşkun Doğmuş, “Geride bıraktığımız 2022 senesi ülkemiz ve dünyanın hem sağlık hem de ekonomik yönden zorlu bir sınav verdiği bir yıl oldu.  Yeni ümitler ve heyecanlarla 2023 yılına giriyoruz. MERYAD olarak göreve geldiğimiz gün içimizde var olan ilimize hizmet etme aşkının aynı heyecanla 2023’te de devam edeceğine şüpheniz olmasın. İlimize hizmet aşkıyla çıktığımız yolda sizlerden aldığımız emaneti gururla taşıyacağız” dedi. MERYAD Başkanı Doğmuş, 2023 yılında daha çok çalışan, daha çok üreten ve daha çok hemşehrilere dokunan, bir MERYAD olacağını söyledi.

MÜFED Başkanı İsmail Kahraman: Enflasyon düşüşü bizi rahatlatır

Pandemiyle birlikte inşaat sektöründe önemli bir daralma olduğunu söyleyen Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı İsmail Kahraman, şunları söyledi: “2020 yılında kısmen bir hareketlenme olsa da fahiş fiyat artışları nedeniyle müteahhitler proje üretmekte zorlandı. En son kasım ayı TÜİK verilerine göre geçen yıla oranla satışlarda yüzde 40’lık bir düşüş var. Çünkü vatandaşın da alım gücü düştü. 2023 yılında, enflasyonla ve fahiş fiyatlarla mücadele kapsamında hükümetin başarılı adımlar atması bizleri rahatlatacaktır. Önümüzde bir seçim süreci var. Bu seçimin sonuçları ne olursa olsun ekonomik anlamda sıkıntılar bizi beklemeye devam edecek.”

GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi: Türkiye’nin önü açık, umudumuz var

“Dünyada yaşanan zincirleme şok dalgalarına karşı sürdürülebilir bir ekonomi için üretim ve ihracatı artırmak temel unsur” diyen Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, bu noktadan hareketle sürdürülebilirliğin bugün sanayide, ihracatta, istihdamda, işletmelerde en önemli başlık haline geldiğini kaydetti. Ünverdi, “Sürdürülebilirliği de ancak, küresel ısınma ve iklim değişikliği karşısında alınan tedbirler çerçevesinde; doğaya duyarlı, döngüsel ekonomiyle uyumlu, yenilenebilir enerji kaynaklarının öne çıktığı, AB Yeşil Mutabakatı kriterlerine uygun, enerji ve insan verimliliğine dayalı, teknolojik dönüşümünü başarmış, dijitalleşmesini gerçekleştirebilen, üretimde katma değeri artırmış bir sanayi altyapısı ile sağlayabiliriz. Problemlerimiz olsa da Türkiye’nin önü açıktır ve hak ettiği noktaya gelecektir” diye konuştu.

Nurdoğan Arslan ERGÜN