“Orta gelir tuzağından reformlarla kurtuluruz"

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, 2024’ün enflasyon ve belirsizliklerle mücadelede yapısal reform yılı olması gerektiğini belirterek, “Sürdürülebilir kalkınmanın önündeki ‘orta gelir’, ‘orta demokrasi’ ve ‘orta eğitim’ tuzaklarından kurtulmanın anahtarı yapısal reformlardır” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk Girişim ve İş Dün­yası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yöne­tim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, 2023 yılını değerlen­dirdi, 2024 öngörülerine ilişkin bilgi verdi. TÜRKONFED ola­rak 30 federasyon ve 356 dernek üzerinden 60 bini aşkın şirketi temsil ettiklerini belirterek, bu yıl 50’ye yakın şehirde iş dün­yasının temsilcileriyle bir araya geldiklerini söyledi.

Cumhuriyet’in 100. yılın­da, önceki yıllardan devralınan “üretim maliyetleri ve tedarik”, “yüksek enflasyon ve satın alma gücü”, “savaşın ihracat pazarla­rına etkisi” ile “finansmana eri­şim ve kur artışı” gibi sorunların yaşandığını ifade eden Sönmez, bu sorunlar içinde en fazla öne çıkanın ve önceliğin enflasyon olduğuna işaret etti.

“Rekabetçiliği korumak için uğraş veriyoruz”

Sönmez, şöyle devam etti: “Özellikle 2 yılı aşkın süredir devam eden yüksek enflasyon nedeniyle girdi maliyetleri ar­tan iş dünyamız, fiyat politika­sı oluşturmakta zorlanıyor. İş­letme sermayesi ihtiyacı 2-3 kat arttı. Ancak dünya genelindeki resesyon riski nedeniyle dış ta­lepte yaşanan daralma ve eko­nomimizdeki yapısal sorunla­ra rağmen Türk iş dünyası reka­betçiliğini korumak için büyük bir uğraş veriyor ve yatırım işta­hı da sürüyor. Bu motivasyonun yatırıma dönüşmesindeki en önemli engeller ise ekonomide­ki belirsiz atmosfer, yüksek enf­lasyon ve finansmana erişimde yaşanan sorunlar.”

Süleyman Sönmez, seçimle­rin ardından görevi devralan ye­ni ekonomi yönetiminin rasyo­nel zemine dönmesiyle birlikte ülke risk priminin 300 puanın altına düştüğünü söyledi.

“Asgari ücret ekonomisine mecbur kalıyoruz”

Atılan adımların kalıcı etki yaratması için yapısal reformla­ra ihtiyaç olduğunu vurgulayan Sönmez, şunları ifade etti:

“2024 yılı için OVP’de belir­lenen enflasyon ve büyüme he­deflerini iyimser bulmakla bir­likte bu hedeflere giden süreci kısaltmak yine bizim elimizde. Cumhurbaşkanı’mızın ve eko­nomi yönetiminin, para ve mali­ye politikalarına ek olarak önü­müzdeki yıl yapısal reformlarla güçlendirilmiş bir enflasyonla mücadele yaklaşımını önemsi­yoruz. Enflasyonla mücadele­deki başarı sadece enflasyonun düşmesiyle değil, aynı zaman­da sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve işsizlik oranının azalmasıyla da ölçülmeli. TÜR­KONFED olarak ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının önündeki 3 önemli tuzaktan, ya­ni ‘orta gelir’, ‘orta demokrasi’ ve ‘orta eğitim’ tuzaklarından kur­tulmasının anahtarının da yapı­sal reformlardan geçtiğini uzun yıllardır vurguluyoruz. 2024, ül­kemizin hem enflasyon hem de belirsizliklerle mücadelede ya­pısal reform yılı olmalıdır.”

Sönmez, Türkiye’nin, ikinci yüzyılda teknoloji ve verimlilik temelli, çağın gerektirdiği yük­sek katma değerli üretimi yap­ması gerektiğini vurgulayarak, “Yüksek katma değer üreteme­diğimiz her süreç, bizi asgari üc­ret ekonomisine mecbur bıra­kıyor. Bugün asgari ücret ne ka­dar artarsa artsın, alım gücünün karşısındaki en büyük tehdidi enflasyon oluşturuyor. Alım gü­cünün maaşla değil, katma de­ğerle arttığı bir ekonominin as­gari ücret sorunu da olmaz.” de­ğerlendirmesinde bulundu.

"Özel sektör de deprem bölgesine yatırım yapmalı"

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, deprem bölgesindeki iş gücü kaybına dikkat çekti. Sönmez, şunları söyledi:

“Bölgede kamu desteklerinin yanı sıra özel sektör yatırımları da şart. Bankacılık ve finans sektörü, iş dünyasının işletme sermayesi ve yeni yatırımlar yapması için gerekli finansmanı yaratamıyor. Böyle dönemlerde kapsamlı KGF kredilerinin önemi daha da net anlaşılıyor. Öte yandan, bölgedeki iş dünyasının en büyük sorunlarından biri de üretim tesislerinin ve iş yerlerinin kaybedilmesi. Bu noktada TOKİ’nin sadece konut değil, atölye ve fabrika inşaatını da gündeme alması bir çözüm olabilir.”