Prof. Dr. Burak Saltoğlu: Türkiye krizin finansman boyutundan etkilenebilir

Prof. Dr. Burak Saltoğlu: Türkiye krizin finansman boyutundan etkilenebilir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Burak Saltoğlu'na göre sadece FED'in faiz politikası değil, tüm süreci buraya kadar getiren sorumsuz ve yetersiz finansal düzenleme ve kontrol sistemini hatalı bulduğunu söyledi. FED'in faiz indirimlerini çaresizlik olarak adlandıran Saltoğlu, "İki şeyi aynı anda yapamayız: İşleri ya tam piyasaya bırakacağız ya da piyasaları iyi bir şekilde düzenleyeceğiz. Son dönemde bu ikisi de tam yapılmadığı için global belirsizlik yaratılıyor ve insanlar bundan ciddi anlamda zarar görüyor" dedi. Faiz ve para politikasının, finans piyasaları kökenli sorunlardan çok ekonomideki genel durgunluk amacıyla kullanılması gerektiğini söyleyen Saltoğlu, ABD ile ciddi bir ticareti olmayan Türkiye'nin, krizin finansman boyutundan etkilenebileceğini ifade etti. Saltoğlu, "Özellikle oluşabilecek kredi darlığı nedeni ile cari açık ve diğer zaafiyetleri sorun yaratabilir" yorumunda bulundu. - ABD ekonomisinin mevcut durumuna yol açan temel faktörleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben FED'in faiz politikasını değil tüm süreci buraya kadar getiren sorumsuz ve yetersiz finansal düzenleme ve kontrolü hatalı buluyorum. Faiz ve para politikası, finans piyasaları kökenli sorunlardan çok ekonomideki genel durgunluk amacı için kullanılmalıydı. Burada FED, özellikle bankaların aldığı pozisyonları belirleme öngörebilme ve sonuçlarına proaktif yaklaşabilme açılarından suçlu olabilir. Ancak dünya finans sistemini bu noktaya getirene kadar yeterli dirayeti gösteremeyen ABD denetim ve düzenleme otoriteleri kanımca sınıfta kalmıştır. Hiç şüphesiz bu sürece uluslararası finansal koordinasyonda hala eksik olan halkanın katılması bu aşamadan sonra zorunlu bir hal almıştır. - FED'in faiz indirimi konusunda yorumunuz nedir? Bence çaresizlik olarak adlandırılabilir. Bu noktaya gelindikten sonra yapacak fazla bir şey kalmıyor. Ama bunun ilerki etkilerini de görmemiz ve öngörmemiz gereklidir. İki şeyi aynı anda yapamayız: İşleri ya tam piyasaya bırakacağız ya da piyasaları iyi bir şekilde düzenleyeceğiz. Son dönemde bu ikisi de tam yapılmadığı için global belirsizlik yaratılıyor ve insanlar bundan ciddi anlamda zarar görüyor. - Soros başta olmak üzere yaşanan durumu son dönemin en onemli krizi olarak değerlendirenler var. Bu konuda sizin görüşleriniz neler? Katılıyorum. İlk defa bir krizin dalga boyu ve etki alanı tüm dünyaya ulaştı ve ilk defa global durgunluktan bahsedilebiliyor. Hiç şühesiz arkasında 500 trilyondan fazla türev ürün ve 50 trilyonlara yaklaşan kredi enstrümanları ile birbirlerine eklemlenmiş finans piyasası var. - ABD ekonomisindeki resesyon gelişmekte olan ülkeleri etkiler mi? Türkiye bu durumdan nasıl etkilenir? Burada tam bağışıklığı olan bir ülke bile olduğunu sanmıyorum. Olayın yayılma kanalları ticari kanallar ve finans kanallarıdır. İlk aşamada ABD ile ticaret yapan ülkeler etkilenecektir. Bunlar Güney Doğu Asya, Latin Amerika ve Avrupa ülkeleridir. Çin ve Hindistan'ın çok geniş iç piyasası burada biraz daha az etki yaratabilir. Türkiye ABD ile ciddi ticaret yapmadığı için krizin finansman boyutu ile etkilenecek ülkelerden biridir. Özellikle oluşabilecek kredi darlığı nedeni ile cari açık ve diğer zaafiyetleri sorun yaratabilir. Bu borçlanma maliyetlerine ve maliyenin yüksek faiz nedeni ile hareket alanınını sıkıntıya sokacaktır. Olayın daha da büyüyüp Avrupa'ya da sarkması ile ticari yönden de zarar görebiliriz zira Avrupa bizim en önemli ticaret partnerimiz. Bu süreci 2002-2006 dönemi kadar her şeyin denk geldiği bir süreçle karıştırma yanılgısına umarım kimse düşmez. - Daha önceki küresel krizlerle karşılaştırıldığında, benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? ABD kökenli olması nedeni ile 1987'ye benziyor ama o zaman ne dünya ne finans piyasası bu kadar iç içe girmiş ne de uluslarası ticaret bu boyutlara ulaşmıştı. O yüzden daha farklı ve riskli bir karakteri var bu son krizin. - IMF'nin krizi önceden haber veren bir mekanizma rolü üstlenmesi gerektiğine dair görüşler var. Bu konuda yorumlarınız neler? IMF'nin böyle bir rolü üstlenecek çok başarılı bir karnesi olduğunu sanmıyorum. Ama finans piyasalarına çok üstten bakarak yansız ve tarafsız görüş bildiren düşünce kuruluşlarına şiddetle gereksinim var. Ancak zor bir konu hem finans piyasaların etkileşimini hem makro konuları gerçek verilerle işlemek son derece zor bir iş. Her durumda risklerin daha gerçekleşmeden öngörülebilmesi hem yerel hem global bir koordinasyonu gerekli kılıyor. ABD ve Avrupalı merkez bankası ve denetim otoriteleri olayların bu noktaya gidebileceğini çok önceden öngörmelilerdi görüşündeyim.