"4. çeyrekte pozitif rakamlar görülecek"

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, bu yıl dünyada ikinci dünya savaşından bu yana ilk defa bir küçülme yaşanacağını kaydetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, dünyada önemli bir aksilik olmazsa, bu yılın son çeyreğinde Türkiye ekonomisinde "pozitif rakamların" görüleceğini söyledi.

Hak-İş tarafından "Emek Yönünden Küreselleşen Ekonominin IMF ve Dünya Bankası Politikalarının Değerlendirilmesi Uluslararası Sempozyumu" Akgün Otel'de yapıldı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Yılmaz, 2007'de başlayan finansal krizin, kısa zamanda ekonomik krize dönüştüğünü belirterek, bu yıl dünyada ikinci dünya savaşından bu yana ilk defa bir küçülme yaşanacağını kaydetti.

Özellikle Avrupa'da çok yoğun bir şekilde hissedilen bir ekonomik krizle karşı karşıya olunduğunu bildiren Yılmaz, dünyadaki ekonomik büyümede eksi 1 ya da 1,5 civarlarında gerileme beklendiğini dile getirdi.

Dünya ticaretinde yüzde 12 oranında bir daralmanın beklendiğini ifade eden Yılmaz, "Bu ekonomik kriz, özellikle istihdam kanalıyla, bir sosyal krizi de tetikliyor. Verilere göre, 60 milyon civarında insan, işsizler ordusuna katılacak. Böylece 2007-2009 yılındaki bu ekonomik şartların etkisiyle, dünya genelinde işsiz insan sayısının, 240 milyon civarına ulaşması bekleniyor" dedi.

"Eskisi gibi olmayacak"

Küresel ekonomik krizin çok iyi tartışılması ve analizinin iyi yapılması gerektiğini belirten Bakan Yılmaz, ekonomik krizin analizinin iyi yapılamaması durumunda, bu şekilde bir krizle tekrar karşılaşma riskinin bulunduğunu kaydetti.

Bu krizin tekrarlanmaması için, hep birlikte çaba gösterilmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:

"Uluslararası finansal piyasalar artık eskisi gibi olamayacak. Çok iyi düzenlenmesi gereken bir alan olduğunu tespit etmeliyiz. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar, şüphesiz eleştirilemeyecek kurumlar değil. Kriz öncesinde bu kurumların tekrar yapılanması için bir tartışma başlamıştı. Ayrıca, krizin bu anlamda bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Normal zamanlarda reform yapmak pek kolay olmuyor. IMF ve Dünya Bankası da bu sürecin bir parçası olmalı. Özellikle de sosyal taraflarla çok yakın diyaloglar kurularak, bu kurumların da reforme edilmesi gerekiyor.

Dünya ölçeğinde, daha demokratik olmak zorundayız. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin sürece, daha fazla müdahil olduğu bir küresel sistem oluşturmak durumundayız. Bu yönde bazı adımlar atıldığını görüyoruz. Bunlar çok daha ileri düzeylere gitmek durumunda. Bu kurumların sadece organizasyon anlamında değil, zihniyet olarak ta bir değişime ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum."

IMF ve Dünya Bankası gibi kurumların herkes için, bir ortak reçete yerine, diyaloğa dayalı çözümler geliştirmesi gerektiğini anlatan Yılmaz, her ülkenin kendine özgü özellikleri bulunduğunu ve bu özelliklere göre çözümlerin üretilmesi gerektiğini bildirdi.

"Yüzde 6 civarında küçülme bekliyoruz"

Türkiye'nin krizden etkilendiğini, ancak bankacılık sisteminde bir tahribatın yaşanmadığının altını çizen Devlet Bakanı Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu tahribatı yaşayan ülkeler, önümüzdeki dönemlerde bunun faturasını kendi vatandaşlarına ödetecekler. Biz bu anlamda şanslı ülkelerden biriyiz. 2001 yılındaki krizden sonra, bankacılık sektöründe yaptığımız düzenlemelerle sağlam bir bankacılık finans sektörümüz oldu. Bu bizim son derece önemli artılarımızdan bir tanesi. Fakat krizden tabii ki etkilendik.

Bu yıl için yüzde 6 civarında bir küçülme bekliyoruz. İstihdamda gerçekten ciddi etkiler söz konusu. Özellikle Avrupa'daki daralmadan dolayı, ihraç pazarımız etkilendi. Yeni orta vadeli programımızı hazırladık. Türkiye ekonomisinde, dünyada önemli bir aksilik olmazsa, 2009'un son çeyreğinde pozitif rakamlar göreceğiz. 2010'da, 3,5, 2011'de 4, 2012'de ise 5 gibi bir büyüme öngörüyoruz."

"Bütçe açığı normal"

Türkiye'nin bütçesinde geçmişe göre, ciddi bir açığın söz konusu olduğunu bildiren Yılmaz, bu yıl 63 milyar lira gibi bir açık beklediklerini kaydetti.

Bu açığın normal bir durum olduğunu belirten Yılmaz, bir taraftan gelirlerin düştüğünü ve bir taraftan krizin etkisini hafifletmek için, harcamalarda bazı artışlar yapmak durumunda kalındığını dile getirdi.

Türkiye'nin, gelecek 3 yıl içinde, bütçe açıklarının kontrolden çıkmasına müsaade etmeden, akılcı bir şekilde bu krizi yönetmeyi öngördüğünü ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

"Orta vadedeki programımızı da bu çerçevede hazırladık. Borçlarımızın oranını, milli gelire oranını hiçbir zaman yüzde 50'ye ulaşmayacak şekilde yönetiyoruz. Diğer taraftan faiz dışı açığımız yüzde 2 civarında. Bunun 2012'ye geldiğimizde yüzde 1 gibi, faiz dışı fazlaya dönüşmesini öngörüyoruz. Büyümeyle yolumuza devam edeceğiz. İstihdam önümüzdeki yılların birinci öncelikli sorunu.

Krizin etkisiyle 2009 yılında ortalama 14,8 civarında bir işsizlik bekliyoruz. Orta vadeli programda işsizlik oranını, 2012 yılının sonunda yine 12,3'lere düşürmeyi planlıyoruz. 1 milyon 250 bin kişiye istihdam oluşturmayı öngörüyoruz. Buna rağmen işsizlik bütün dünyada olduğu gibi, bizde de sorun olmaya devam edecek. Bunu da sadece büyümeyle aşamayacağımız ortada. Bir taraftan büyümeyi sağlarken, buna artı bazı politikalar mutlaka uygulanmalı."