"75 milyar dolar rezervle bu iş olmaz''

Devlet Tüzmen'e göre, MB'nin döviz rezervi ihracat rakamını karşılamalı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

MUĞLA - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, ''Şu anda Türkiye'nin ihracatı eğer 125 milyar dolarsa, Merkez Bankası'nda en az 140-160 milyar dolar rezerv tutması lazım. Böyle 75 milyar dolar rezervle bu iş olmaz'' dedi.

Tüzmen, Temmuz ayı ihracat rakamlarının açıklandığı Muğla'da Konakaltı Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Temmuz ayı ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38,7 artarak yaklaşık 12,3 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Kürşad Tüzmen, ''12,3 milyar dolar aylık ihracat, Türkiye'de, Muğla'da dünyaya ilan edilen bu rekor, hakikaten bu zor şartlar altında gerçek bir başarıdır. Ben bu başarıyı gösteren bütün ihracatçılarımızı huzurlarınızda kutluyorum'' dedi.

Bir süredir dış ticaret açığının gündemde olduğunu ve bazı çevrelerce çeşitli değerlendirmelerin yapıldığını kaydeden Bakan Tüzmen, şöyle dedi:

''Bizim ülke kolay bir ülke değil. En son yaşanılan kriz de çok şükür aşılmış oldu. Yolumuza daha rahat bir biçimde bakacak duruma geldik. Türkiye TBMM içinde halletmesi, çözmesi gereken bir takım sıkıntıları dışarıya taşımak zorunda kalınca ve başka kurumlar devreye girince ayrı bir gerginlik yaratılmıştı. O gerginlik şimdi ortadan kalktı. Herkes bundan kendine göre bir ders çıkardı. Biz bu moralin üzerine bir de böyle 12,3 milyar dolarlık bir ihracat rekoru rakamını söyleyerek ayrı bir güç, kuvvet ve enerji kazandık. Yolumuza böyle devam ediyoruz.''

Gerçek gündem 'dış ticaret açığı'

Tüzmen, Türkiye'nin gerçek gündeminde ciddi bir dış ticaret açığı olduğunu belirterek, ''Dış ticaret açığı geçen sene de vardı, evvelki sene de vardı. Türkiye'nin ihracat hızı, işalat artış hızının önünde. Bunun devamlılığı son derece önemli. 20-30 yıl bu şekilde giderseniz dış ticaret açığını kapatmanız imkan dahilinde. Ama siz daha yeni yeni ihracat artış oranının işalat artış oranının üzerinde seyrettiği bir dönemi yaşıyorsunuz'' dedi.

Kürşad Tüzmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Şu Türkiye'nin ihracat artış oranı, geçen senenin aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 38. İşalat artış oranı yüzde 36,2. İhracat, dış ticaret açığını kapatacak şekilde hamle yapıyor. Ama bizim, aşırı değerli Türk Lirası nedeniyle çok ciddi bir işalatçı olduğumuz da ortada. Bunu biraz irdelemek istiyorum. Dış ticaret açığı kapansın. Kapansın demekle kapanacak bir şekli yok bunun. Türk Lirası bu değerini muhafaza ettiği sürece sizin dış ticaret açığını yok etmeniz mümkün değil. Azaltma imkanları var. Kendi ara malınızı kullanarak ihracatınızı arttırabilme olanağınız var. Onun için de çok ciddi bir alt yapı değişikliğine ihtiyacınız var. Yani endüstri ve sanayinin alt yapısını değiştirmek, Teşvik politikasını tekrar gözden geçirmek ve buna dayalı olarak ihracat artışını sağlamak mümkündür.''

İhracata dayalı kalkınma modelini benimsemiş ülkelerde yerli para biriminin hiç bir zaman çok değerli tutulmaması gerektiğini belirten Tüzmen, Bunun dünyada örneği olmadığını bildirdi.

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke'nin de bu yönde açıklama yaptığını kaydeden Bakan Tüzmen, şunları söyledi:

''ABD'li ekonomist Bernanke, 'ABD bu sıkıntıları aşabildiyse mortgage krizinden kaynaklı banka batırma noktasına getiren büyüklükte finansal krizi aşabildiyse, ihracat artışı sayesinde bunu gerçekleştirmiştir. ABD'nin bu ihracat artışını gerçekleştirmesinin nedeni de düşük yerli para birimi yani düşük ABD dolarıdır' dedi. Bunu dünyanın en önemli ekonomistlerinden biri söylediği zaman herkes anlayacak hale geliyor. Ama 5 senedir biz bu ekiple aynı şeyleri söylememize rağmen maalesef herkes bunun karşısındaydı. ABD dış ticaret açığını kapatmaya çalışıyor. İşalatını azaltmak, ihracatını arttırmak için bir yol var; kur. ABD, bunu yerli para birimini çok akıllı şekilde kullanarak sağlamaya gayret ediyor. Ve bu şekilde atlattı krizi.

Çin'e bakıyoruz. Çin'in 2 trilyon dolar rezerv rakamı var. 1 trilyon dolar üzerinde ihracata karşılık 2 trilyon dolar rezerv tutuyor. Neden tutuyor bu rezervi? Kendi piyasasındaki doları alıp, içeriye kendi yerli parasını vermek için tutuyor. Bütün dünyada bu böyledir. Ben bunu söylüyorum.

MB'nin en az 140-160 milyar dolar rezerv tutması lazım

Şu anda Türkiye'nin ihracatı eğer 125 milyar dolarsa Merkez Bankası'nda en az 140-160 milyar dolar rezerv tutması lazım. Böyle 75 milyar dolar rezervle bu iş olmaz. Bizim kendi yerli para birimimizin değerini belli bir seviyede tutmamız, aşırı değerlenmesini önlememiz lazım. İşte 5 senedir bu sıkıntıları çektik. Bazı arkadaşlar, enflasyonu aşağıya doğru indirmenin tek yolunun Türk Lirasının değerini yükseltmek olduğunu söylüyordu. Bu politika ne oldu bugün, yüzde 120 yanıldı. İflas etti yani. Biz onu da söyledik. Türkiye enflasyon işal etmeye başlayacak dedik. Şimdi gelinen nokta budur. O politikanın ne kadar yanlış olduğu şimdi ortada. Siz, yerli para biriminizi, Türk Lirasını değerli tutarak enflasyonu aşağıya çekemezsiniz. Bu çok kolaycı bir çözümdür. Bu çözüm daha sonra dış ticaret açığından tetiklenen bir cari açık sıkıntısını getirir ve önünüze koyar. O zaman kara kara düşünmeye başlarsınız. Senelerce bunu söyledik.''

''Şimdi yapılması gerekenin iç piyasayı biraz hareketlendirecek şekilde dolar toplayıp Türkiye içinde rezervi biraz arttırmak, iç piyasaya da hafif Türk Lirası vererek dengeleri sağlamak. Türk Lirasının çok aşırı değerlenmesini önlemek. Dolayısıyla karşılıksız çek senet sayısının azalması, iç piyasanın biraz hareketlenmesiyle bu dönemi kendi ara malınızı üretip, kendi ara malınızı ihracatta kullandığınız bir döneme çevirmek'' olduğunu ifade eden Bakan Tüzmen, ''Bunun yolu budur. Arkadaşlarımız buna da gelecek. Ancak arkadaşlarımızın bizim bilgi seviyemize gelmeleri 5 sene gibi bir gecikmeyle oluyor ki bu gelişmekte olan bir ülkede bu bilgi seviyesine bu kadar geç gelirse bu arkadaşlarımız o zaman büyük sıkıntılar çekeriz'' diye konuştu.

İhracat ve işalat rakamları

Bakan Tüzmen, bu ay Türkiye'nin tahmini aylık işalatının yaklaşık 20,1 milyar dolar olacağını belirterek, ''12,3 milyar dolar ihracat, 20,1 milyar dolar işalat var'' dedi.

Kürşad Tüzmen, kendisinin hem ihracattan, hem de işalattan sorumlu bakan olduğunu ifade ederek, ''Bizim her şeyimiz açık net. Hiç bir rakamı gizlemedik. Biz rakamlarla konuştuğumuz için kabul görüyoruz. Söylediklerimiz hep doğru çıktığı için kabul görüyoruz'' diye konuştu.

İhracatı 2002'de 36 milyar dolardan aldıklarını belirten Tüzmen, bu rakamı 136 milyar dolar seviyelerine getirmeyi hedeflediklerini belirterek, ''İktidarda bulunduğunuz dönemde Türkiye'ye 100 milyar dolar katkı yapmak kolay değildir. Yaklaşık 3 mislinden fazla ihracat artışı kazandırmak kolay iş değildir. Ama biz bu ihracatçı arkadaşlara güvenerek, onlarla el ele, aynı aile olarak bu başarıyı sağladık'' dedi.

Temmuz ayında 12,1 milyar dolar ihracat, 20,1 milyar dolar işalat yaptıklarını, ihracatın işalatı karşılama oranının yüzde 60,8 olduğunu söyleyen Tüzmen, ihracatın işalatı karşılama oranında yüzde 60 ve altının tehlikeli olduğuna dikkat çekti. ''60'ın üzerinde olmamız lazım'' diyen Tüzmen, ''Sonuçta şu anda yüzde 64,3 iyi bir ortalamadır. Ama dikkat edin son iki ay Temmuz ve Haziran bunu aşağıya doğru çekiyor. Bütün genelini aşağıya doğru çekmesine müsaade etmememiz lazım'' şeklinde konuştu.

Dış ticaret açığının cari açığı tetiklediğini kaydeden Bakan Tüzmen, ''Dış ticaret açığı olan 70 milyar doların içinde yaklaşık 45 milyar doları Türkiye'nin enerji işalatı için verdiği paradır. Bunun içinde doğal gaz ve petrol ağırlıklı. Dünya doğal gaz ve petrol fiyatlarının aşırı artması tabii ki işalatı arttırmıştır'' dedi.

İşalatı arttıran 3 neden olduğunu belirten Devlet Bakanı Tüzmen, şunları kaydetti:

''Ekonomik büyüme. Türk Lirasının aşırı değerli olması ve petrol ve emtia fiyatlarındaki artış. Tabii bu arada kuraklık nedeniyle tarım ürünleri fiyatlarındaki artışı da değerlendirmek lazım. Bütün bunlar toplam işalatımızı etkiliyor. Ama ben dış ticaret açığının daraltılması dolayısıyla cari açığın azaltılması yolunda alınacak tedbirler arasında en önemli tedbirin, Türk Lirasının normal değerine doğru bırakılıp rahatlatılması konusunda alınacak tedbirler olduğunu düşünüyorum. Bundan çıkış yolu ihracatı arttırmaktır. Bundan çıkış yolu girdi maliyetlerini aşağıya doğru çekerek, ihracata rekabet avantajı kazandırmaktır. Bundan çıkışın yolu normal değerinde hareket eden bir Türk Lirasıyla işalatın normal olarak azalması, ihracatın artması ve dolayısıyla bu açığın kapanmasıdır.'' .