"AB'nin enerji güvenliği için Türkiye müzakere başlığını açması yetecek"

"AB'nin enerji güvenliği için Türkiye müzakere başlığını açması yetecek"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Londra merkezli Avrupa Reform Merkezi (Center for European Reform) Baş Ekonomisti Katinka Barysch, AB'nin doğalgazda Rusya'ya olan bağımlılığını azaltmak ve enerji tedariğinde çeşitlilik sağlamak için, Türkiye ile enerji başlığını müzakerelere açması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin dünyadaki petrol ve doğalgaz rezervlerinin yüzde 70'inin bulunduğu bölge ile en fazla enerji tüketilen bölge arasında yer aldığını kaydeden Barysch, "Eğer planlanan boru hatlarının tamamı yapılırsa dünyadaki petrolün yüzde 10'u, doğalgazın ise yüzde 15'i Türkiye'den geçecek. Türkiye bu sayede Avrupa'nın enerji güvenliğine önemli bir katkı sağlayacak" dedi. Özellikle Nabucco boru hattı projesine dikkat çeken Barysch, bu projenin hem AB'nin enerji tedariğine alternatif oluşturması açısından; hem de Türkiye'nin Avrasya enerji merkezi olması açısından vazgeçilmez bir önem taşıdığını vurguladı. "Türkiye'nin konumunu koz olarak kullanır" korkusu "Avrupa Enerji Güvenliğinde Türkiye'nin Rolü" başlıklı raporda, şu an için Türkiye'nin AB adaylığının her iki tarafın işbirliğine destekten çok köstek olduğunu da belirten Barysch, şunları söyledi: "Enerji ile ilgili olmayan siyasi konular işe karıştığından teknik düzeyde işbirlikleri bile gerçekleşemiyor. Dolayısıyla daha stratejik bir çalışmaya ihtiyaç var, aksi takdirde Türkiye'nin enerji merkezi olma potansiyeli kaybolur gider. Öncelikle enerji başlığında müzakerelerin önünün açılması için AB'nin çaba sarfetmesi gerekiyor. Ankara enerji başlığını açmak için hazır olduğunu söylüyor. Sonuçta enerji başlığı için 'açılış kriterleri' olmadığından, prensipte müzakereler başlayabilir. Fakat enerji başlığı, Kıbrıs engeli yüzünden açılamıyor. Bazı AB yetkilileri enerjinin aciliyet içeren bir bir konu olduğunu ve ilerleme için müzakerelerin beklenmesinin yanlış olduğunu düşünüyorlar. Aynı zamanda enerji konusunun genişleme sürecinin dışında tutulmasını destekleyenler de var. Bunun nedeni ise Türkiye'nin stratejik konumunu AB'ye karşı kullanmasına engel olmak. Çünkü şundan korkuyorlar: 'Eğer Nabucco ve diğer enerji hatları kullanılmaya başlarsa, Türkiye ilgili olmayan alanlarda bunu AB'li ortaklarına karşı koz olarak kullanabilir.' Bu korkular yersiz ve enerji başlığının açılması için bahane edilemez. AB, enerji tedariği çeşitliliğini artırmak istiyorsa, enerji başlığını müzakerelere açmalı. Kıbrıs şubat ayında gerçekleşecek başkanlık seçimlerinin ardından daha işbirlikçi bir yaklaşım içine girecektir. Bunun yanı sıra Ankara da, kısa vadeli siyasi çıkarlar düşünmek yerine, AB ile enerji alanında işbirliği yapma istekliliğini ortaya koymalı." Rusya'ya bağımlılığı azaltacak alternatif AB gazının dörtte birinin Rusya'dan geldiğini ve bu bağımlılığını azaltmak isteyen AB'nin uzun süredir Orta Asya ve Hazar enerjisine ulaşmanın yollarını aradığını hatırlatan Barysch, Avrupa enerji güvenliği açısından ciddi bir değişim yaratabilecek ve Türkiye'nin enerji merkezi konumuna gelmesini sağlayacak projenin, Nabucco olduğuna dikkat çekti. Barysch, Türkiye'den çıktıktan sonra Avusturya'ya kadar, Bulgaristan, Rusya, Macaristan'dan geçerek 2020 yılında yer yıl 31 milyar metreküp doğalgaz taşıyacağı varsayılan hattın aynı zamanda AB'nin Trans-Avrupa Enerji Hattı'nın bir parçası olarak görüldüğünü kaydetti. Nabucco'nun sağlayacağı miktarın AB'nin ihtiyacını karşılamak açısından son derece yetersiz olduğu eleştirilerine karşılık Barysch, Platts'ın Enerji uzmanı John Roberts'in "Alternatif bir tedarik yolunun varlığı bile, AB'nin Rusya ile müzakerelerinde elini güçlendirir ve Gazprom gazı daha rekabetçi bir fiyata satmak zorunda kalabilir" yorumunu paylaştığını söyledi. Bu arada Roberts'a göre, eğer Nabucco sayesinde Rusya bin metreküp gaz fiyatında 1 Euro indirim yaparsa, Nabucco hattından bir tek metreküp gaz akmasa bile, 5 milyar Euro'luk yatırım iyi bir getiri sağlamış olacak. AB'nin yanı sıra Türkiye'nin Avrupa'nın enerji merkezi olma planı açısından da çok önemli olan söz konusu projeye yönelik belirsizliklerin üstesinden gelmenin ise zor olacağını kaydeden Barysch, şöyle konuştu: "Uluslararası boru hatlarının inşaatı pahalı ve yatırımların kârlı olması açısından akacak gazın uzun süreli ve garantili olması gerekiyor. Talep tarafı nispeten daha güvenli görünüyor. Nabucco gazının üçte birini, hat üzerindeki ülkeler satın alıyor. Oradan Avusturya'daki gidiyor ve Avusturya'dan da mevcut AB hatlarına dağılıyor. Arz tarafı ise oldukça belirsiz. Nabucco gazı Azerbaycan'dan veya Türkmenistan'dan ya da belki İran ve hatta Irak'tan bile gelebilir. Bu belirsizlikten dolayı, hattı planlayanlar alıcı ve tedarikçiler değil, transit ülkelere ait olan şirketler konsorsiyumu."